- “Şahsım dâhil hiçbir arkadaşım, 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamaz…”
- “Ya toparlanırız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz…”
- “Partide kimse hesap sorulamaz değil”
*
Öz eleştirinin de
Uyarının da en net ifadeleriydi bunlar.
*
31 Mart yerel seçimleri AK Parti tarihine ilk yenilgi olarak geçmişti.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşhisi koymuş, ayırım yapmadan tüm teşkilatı uyarmıştı.
*
- İlk mağlubiyet
- İlk korku
- İlk acaba
- İlk hesaplaşma
Ve ardından gelen kaçınılmaz dedikodu
“Kabine değişecek, genel merkez yönetimi değişecek, şu gidecek bu gelecek…”
*
- Çok bilmişler
- Akıl verenler
- Kelle isteyenler
Atanlar, tutanlar yani totocular.
*
İşin magazin tarafı bir yana
AK Parti ilk kez hastalanmıştı.
Ölümcül değildi ama
Ortada bir hasta vardı.
Ve o hastanın da doktoru Erdoğan’dı.
*
Seçim öncesi yaptığını bu kez seçim sonrası yaptı Erdoğan.
AK Parti’yi liderlik kürsüsünden indiren nedenleri halka sordurdu.
Teşkilatlardan, güvendiği anketçilerden raporlar aldı.
*
Yani ilk muayeneyi yapmıştı Erdoğan.
Teşhisi de koymuştu…
*
Şimdi sıra tedavideydi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre ortada yalnızca oy kaybı yoktu.
“Ruh” ve “kan” kaybı da vardı.
***
Peki, AK Parti nasıl yeniden ayağa kalkabilir?
Ameliyat mı gerekli yoksa ayakta tedavi mi?
*
Aslında Erdoğan’ın da sıkça dile getirdiği ve partilileri uyardığı gibi AK Parti halka arasına duvar örmemeli!!!
- Halk dikkate alınmalı.
*
- Emekli dikkate alınmalı.
*
- Sokak dikkate alınmalı.
*
- Ekonomik fatura önce devlet bürokrasisine ve AK Partili siyasetçilere kesilmeli.
*
- Kamu da şatafat ve israfa son verilmeli. Halk zaten bunu görürse kendisi de fedakarlık yapmaktan, kemer sıkmaktan kaçmaz.
*
- Kızılanlar, küsülenler affedilmeli
*
- Kol kırılır yen içinde kalır anlayışından kurtulunmalı
Yanlışların üzeri örtülmemeli
“Evin içinde kalan kapının dışında yapılmayan eleştiri
eleştiri değildir” anlayışı benimsenmeli
*
-Memura açılan kesenin ağzı emekliye de açılmalı
*
-Parti içi çekişenlerin bileti kesilmeli
Not:
Öyle duyumlar geliyor ki pes dedirten türden…
*
Bakan olmak isteyen , genel başkan yardımcısı olmak isteyen, parti yöneticisi olmak isteyen kolları sıvamış.
Ekipler kurulmuş, algı operasyonları başlatılmış.
Gideceklerin de geleceklerin de isimleri hava da uçuşuyor.
*
İnsanın bre gafiller bilmezimsiniz ki
“Recep Tayyip Erdoğan, gündeme gelen, yazılan, çizilen isimleri bakan yapmaz. Yapacaksa da vazgeçer. Hala bunu öğrenemediniz mi?” diyesi geliyor
*
Şöyle 15-20 yıl geri gidiyorum.
Başbakanlık muhabirliği yaptığım dönemleri hatırlıyorum. Bir haberci olarak siyasilere çok yakın olmamıza rağmen biz hiçbir zaman o bakan isimlerini bilemez ve söylesek de tutturamazdık.
İsmi çok duyulan da zaten listenden çıkartılırdı.
*
Şaşırtıcı olan şu ki
tüm bu gerçekler ortadayken
Hala bulanık suda balık avlama yarışı neden?
Hizipçilik neden?
***
“AK PARTİ ÖZ ELEŞTİRİ YAPABİLECEK Mİ?”
Öyle görünüyor ki, AK Parti ilk defa şapkayı önüne koyup, düşünme, kendini sorgulama imkânı elde etmiş görünüyor.
*
Bu fırsat çok iyi değerlendirilmeli.
*
Seçmenin verdiği mesaj iyi okunmaz ise
Ekonomideki yalpalama ve Yeniden Refah Partisi’nin yükselişi AK Parti’ye 2. Şansın kapısını açmayabilir.
*
O nedenle önümüzdeki 4 yıl sanki AK Parti’nin kader yılı olabilir.
***
“ESASI KAÇIRMAMAK ÖNEMLİ”
AK Parti’ye 22 yıl sonra kaybettiren
yanlış adaylar ya da aday seçimleri değildi.
Öyle olsaydı bundan önceki seçimlerde de benzer tablolar yaşanırdı.
*
Halk bu sefer AK Parti’ye sarı kart çıkardı
Kartın renginin kırmızıya dönmemesi için
- AK Parti bir an önce sahaya maça geri dönmeli
- Uzaklaştığı halka geri dönmeli.
- Kuruluş ayarlarına geri dönmeli.
SON SÖZ:
Ve “KİBİR” konuşur;
Bir zamanlar sadece Ankara’daydım.
Güçlendikçe tüm yurda dağıldım.
Bazen amirim, bazen memur
Ama güçlüyüm.
Kaybedenler kulübünün de üyesiyim.
Bugün kazandıran yarın kaybettirenim.
Kurtul benden kurtul!!