Özellikle son yıllarda iyice artan çocuk istismarı ve ihmali gibi olaylar, çocuklara evde, aile ortamında gerekli mahremiyet eğitiminin verilmesinin ne denli önemli olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur.
Geçen yıl (2023) Edinburgh Üniversitesi Childlight Küresel Çocuk Güvenliği Enstitüsü ve Sidney New South Wales Üniversitesi (UNSW ), “Into The Light” adıyla Çevrimiçi Çocuk İstismarı raporunu yayınladı.
157 ülkenin resmi kurumlarından alınan 36 milyon veri, anket ve 125 akademik çalışmanın sonucunda ortaya çıkan rapora göre; 2023 yılında 157 ülkede en az 300 milyondan fazla çocuk çevrimiçi cinsel istismara maruz bırakıldı. Yani her 8 çocuktan biri çevrimiçi cinsel istismara maruz kaldı. Raporda, her ülkede çocuklara yönelik çevrimiçi cinsel istismar oranının yüksek çıktığı belirtildi.
Çocukların tacize uğrama oranları bölgelere göre ise şu şekilde yer aldı: Kuzey Amerika yüzde 9,1, Latin Amerika ve Karayipler yüzde 11,6, Doğu ve Güney Afrika yüzde 20,4, Batı ve Orta Afrika yüzde 18.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Doğu Avrupa ve Orta Asya yüzde 9,4, Batı Avrupa yüzde 11, 8 ve Doğu Asya ve Pasifik de yüzde 13 olarak sıralandı.
Girişte de bahsettiğimiz gibi çocuk istismarına karşı anne ve babanın verdiği eğitim gerçekten önemlidir. Raporda yayımlanan verilere de baktığımızda Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde çocuk istismarının daha fazla olduğu görülmektedir. Türkiye’de bu ülkeler arasında yer almaktadır. O yüzden toplum olarak da üzerimize çok şey düştüğünün farkında olmalıyız.
İNSAMER yayınladığı makalede çocuk istismarına karşı neler yapılmalıdır başlığı altında şu maddeleri sıralamış;
Cinsel istismara karşı yapılabilecekler nelerdir?
Çocuğa inanmak ilk adımdır. Bir çocuk böyle bir konuda asla ve asla yalan söylemez. Bu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır. Böyle bir durumda konuşması için çocuğu cesaretlendirip desteklemek, kızıp aşırı tepkiler vermek veya öfkelenmek yerine sakin bir şekilde çocuğun başına neler geldiğini dinlemek; yumuşak bir ses tonu ve yumuşak bir üslupla çocuğun konuşmasını teşvik etmek çok önemlidir.
Damgalamadan yanında olup onu içinde bulunduğu suçluluk duygusundan kurtarmak gerekmektedir. Çünkü yaşadıklarına tam manasıyla anlam veremeyen çocuk, bütün olan bitenden kendini sorumlu hissedip suçlu olduğunu düşünecektir.
Çocuklara doğru zamanda ve uygun bir şekilde cinsel eğitim vermek, istismarı önleyici kanalların başında gelmektedir. Bu eğitim, çok önemli ve koruyucu bir ilk adımdır. Zihinsel olarak yeterli olgunluğa gelmiş bir çocuğa yaşının gerektirdiği kadar ve gerektirdiği şekilde cinsel eğitim verilmesi zorunludur.
Bu noktada özellikle istismar vakaları hakkındaki davalarda hiçbir şartta indirim uygulanmamasının bir zorunluluk olduğunu da belirtmek gerekir.
İstismara uğrayan çocuğun muayene edilmesi sırasında da çok dikkatli olunmalıdır. Çocuğun yaşayacağı travma göz önünde bulundurularak asla bilinçsizce ve özensiz bir şekilde davranılmamalı, çocuğun yaşadığı zorluğun farkında olunmalı ve çocuğa gerekli psikolojik destek sağlanmalıdır.
Ayrıca koruyucu bir tedbir olarak çocuk parklarına, okullara ve çocukların bulunduğu ortak alanlara mahremiyeti zedelemeden güvenlik kameraları takılması da önem arz etmektedir. Buralarda çocuklarla bire bir iletişimde olacak tüm personelin ilgili güvenlik soruşturmasından ve psikolojik testlerden geçmiş, bilinçli ve eğitimli kişiler olması gerekmektedir.
Devletin çocuklarla ilgili kurumlarında çalışan personele verilmek üzere uzmanlarca eğitim programları hazırlanmalı ve bu programlarda aktarılan bilgiler kitapçık haline dönüştürülüp katılımcılara ayrıca elden de verilmelidir.
Bu tarz eğitimlerden herkesin faydalanması sağlanmalı ve toplumun bu konudaki bilinç düzeyi arttırılmalıdır. Eğitimlerin periyodik olarak altı ayda bir tekrarlanması ayrıca önemlidir.
Sağlık personellerinin, öğretmenlerin, çocuk sahibi ailelerin cinsel istismar ve istismar çeşitleri hakkında eğitim alması sağlanmalıdır.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ilköğretim ve liselerde, çocuk ve gençlerin seviyelerine uygun olacak şekilde cinsel eğitim dersi verilmeli, cinsellik kavramı ayıp, günah, çirkin gibi tabulardan arındırılmalıdır.