**Kaçak dövüşüyor,

**Top çeviriyor,

**Ya da korkuyor…

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için hangi ifadeyi kullanayım bilemedim doğrusu.

Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki;

Süslü sözler söyleyerek ya da internet sitesi kurarak lider olunmaz.

“Değişim” cesaret ve ekip işidir;

 

Liderlik ise “kararlı” ve “gözü pek” olmayı gerektirir.

 

Sayın İmamoğlu,

CHP seçmeni şu ana kadar bu cesareti sizden göremedi doğrusu.

Değişim naralarının havada uçuştuğu partinizde, bence en net duruşu gösteren isim Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan oldu.

Kendisini vekillik yaptığı dönemden TBMM’den tanırım.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen biridir.

Koltuk ya da makam-mevki için hareket etmez.

Yanlış giden bir şeyler gördüğü zaman kendini de yakar CHP’yi de.

Başlattığı değişim yürüyüşü de bunun en net göstergesi zaten.

Peki, ismi genel başkanlık için geçen Ekrem İmamoğlu ne yapıyor bu süreçte.

Tıpkı Cumhurbaşkanlığı adaylığında olduğu gibi yine kaçak dövüşüyor.

Hatta dövüşmüyor.

Dönüşüyor.

İmamoğlu ile ilgili CHP’deki beklenti büyükelçilik düzeyinden

Maslahat güzarlık seviyesine doğru evriliyor.

Korkunun ecele faydası yok sayın İmamoğlu

Ya bu deveyi güdecek ya da CHP’den gideceksiniz.

Çünkü karşınızda 13 seçim kaybetmiş ve  “yalnızlık senfonisi”  isimli şarkıyı söyleyen yalnızlaşmış bir Kılıçdaroğlu var.

***

NEREYE YÜRÜYOR BU ADAM!

“Kılıçdaroğlu bir proje ve görevi de Erdoğan’ı iktidarda tutmak”

Çok iddialı,

Çok sert,

Ve çok düşündürücü.

CHP’de değişim çağrısına en yüksek perdeden ses çıkaran isim Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan.

Kılıçdaroğlu ve yönetimine bayrak açan Özcan, Bolu’dan Ankara’ya yürüyor.

Başlattığı yürüyüşle belki de Ekrem İmamoğlu’nun yapamadığını yapıyor.

Açıklamalarıyla da adeta ezber bozuyor.

Kılıçdaroğlu için kullandığı ifadeler ise yenilir yutulur cinsten değil.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iktidarda tutmak için görevlendirilmiş bir proje” diyor Kılıçdaroğlu için, bununla da yetinmeyip CHP yönetiminin yürüyüşten dönmesi için kendisine siyasi rüşvet teklif ettiğini iddia ediyor.

Özcan’ın bu açıklamaları karşısında ortalığın yangın yerine dönmesi gerekirken,

yürüyüşün CHP’de ve kamuoyunda yeterli etkiyi yapmadığı, cılız kaldığı görüşündeyim.

 

Bunun 2 sebebi olabilir.

“Ya birileri bırakın yesinler birbirlerini” diyor.

Ya da o birileri Kılıçdaroğlu’nun koltuktan gitmesini istemiyor.

***

“SAADET GELECEK”

 

15 partili TBMM’nin nur topu gibi bir grubu daha oluyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi

kurulamayan Deva, Saadet ve Gelecek Partisi 3’lü ittifakı seçim sonuçlarından sonra da sağlanamadı.

Bu 3 partinin mecliste grup kurma çabaları sonuç vermedi.

Seçimlere Deva Partisi’nin isim ve logosu altında girmeyi şart koşan Ali Babacan, grup kurma konusunda da Saadet ve Gelecek partisiyle anlaşamadı.

Grup konusunda kararlı olan Ahmet Davutoğlu ise bu düşüncesinden geri adım atmadı ve Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu ile görüşmelere devam etti.

2 partiye yakın kaynaklardan aldığım bilgiye göre,

Saadet ve Gelecek Partisi kesin olarak grup kurma kararını bugün açıklayacaklar.

Teşkilatlarda da bu iki partinin yerel seçimlere ittifak yaparak gitmesi yönündeki görüş ağır basıyormuş.

İttifak mottoları ise “Saadet Gelecek” olacakmış.

ilk plandaki hedefleri ise;

grup kurabilmek için yeterli olan 20 vekil sayısını korumak.

 Özellikle AK Parti ve MHP gibi partilerin vekil transferlerinin önüne geçmekmiş.

 

***

 

EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 22 bin TL’Mİ?

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimleri öncesi açıkladığı,

“Memur maaşları işçi maaşlarının altında kalmayacak”  müjdesinin ilk adımı atıldı.

En düşük memur maaşını 22 bin TL’ye çıkaran torba yasa teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu.

Teklif meclise sunuldu sunulmasına ancak memurlar düzenlemeden pek de memnun değil.

Memur Sen Konfederasyonu ve Büro Memur-Sen sendikası da konuyla ilgili bir açıklama yayımladı.

Peki, memurlar maaşlara yapılan bu artışa rağmen neden şikayetçiydi.

Sebebini araştırdığımda aldığım cevap şaşırtıcıydı.

Çünkü açıklanan son zamla, en düşük memur maaşı 22 bin TL değil 20 bin 800 TL civarında kalıyordu.

Peki, bu neden olmuştu.

Bilgi kirliliği ya da eksiklik nereden kaynaklanıyordu.

Aslında basit bir araştırmayla cevabı bulmak kolaydı.

Yeni Memur maaşları hesaplanırken, zam oranları evli ve çocuklu kamu görevlilerine göre yapılmıştı.

Yani, bekar olan memurlar dikkate alınmamıştı.

Memurların bir diğer itiraz ettikleri konusu ise kamu işçilerine temmuz ayında yapılacak yüzde 15’lik zam.

Memurlar diyor ki;

“Yapılacak yeni zamla işçi ve memurlar arasındaki maaş makası yeniden açılacak.”

Ne diyelim.

Herhalde bu çekinceler yasanın komisyon ve genel kurul aşamalarında göz ardı edilmez.