Aile birliği kurarken hiç kimse bunun bir gün sonlanacağını hayal etmez. Bununla birlikte hayatın doğal seyri içinde bazen istemediğimiz sonuçlar ortaya çıkar. Boşanma davası da bunlardan biridir. Aile birliğinin temelden sarsılması gibi nedenlerle ya da farklı bir sebeple boşanma davası açılacağı zaman Aile Mahkemesi’ne müracaat etmek zorunluluğu bulunur.
Bunun sebebi ise ailenin toplum için taşıdığı önemdir. Kişinin iradesi evlenme söz konusu olduğunda yeterli olur ve eşler karşılıklı bir karar alarak evlenebilir. Ayrılık kararı ise kişi iradesinin dışında devlet kurumlarınca onaylanması gereken bir karardır.
Taraflar boşanma kararı aldıklarında bunu diledikleri biçimde gerçekleştiremez. Kanunların bize tanıdığı haklar çerçevesinde hareket etmek hukuki açıdan zorunludur. Bu haklar kadın ya da erkek fark etmeksizin tarafların her ikisi için de geçerli olur ve boşanma mahkeme kararı ile gerçekleşebilir. Bu sebeple de mahkemeye müracaat etmek gerekir.
Boşanma davası açacağımız zaman iki türlü dava çeşidine göre hareket etmemiz gerekir. Anlaşmalı boşanma veya çekişmeli boşanma davasından herhangi birine göre aile birliğimizi sonlandırabiliriz. Bu süreçte de bir hukukçudan destek almamız bizim için hak ve zaman kaybını engellemesi açısından önemli olur.
Anlaşmalı Boşanma Davası Öncesi Protokol Hazırlığı Nasıl Olmalıdır?
Anlaşmalı boşanma davası açacaksak dava dilekçesine ek olarak mahkemeye sunmamız gereken bir de anlaşmalı boşanma protokolü bulunur. Anlaşmalı boşanma protokolünde boşanmanın hukuki sonuçlarına istinaden aldığımız ortak kararların yer alması gerekir. Bu protokolde eşimizle birlikte imzamızın olması ve hakimin gerek görmesi durumunda da irade beyanımızı sözlü olarak mahkeme huzurunda da yapmamız icap edebilir.
Tüm bu sürecin doğru yönetilebilmesi için de bir boşanma avukatı almamız yararlı olur. Bir avukatla çalışıldığında boşanmanın hukuki sonuçları hakkında en doğru kaynaktan bilgi almış oluruz. Çoğu zaman kulaktan dolma sözlerle hareket etmek doğru bir davranış olmaz. Mesleğinde uzman bir avukat bizi en doğru biçimde yönlendirecek olan kişidir. Ayrıca, avukatla birlikte hareket edilmesi halinde boşanma davası nasıl açılır ise açılsın, dava sürecinde hatalı veya ihmali işlemlerin de önüne geçilecek ve hak kayıpları önlenebilecektir.
Boşanma süreci sancılıdır ve varsa çocuklar açısından olduğu kadar eşimiz ve kendimiz açısından da çeşitli problemlerin ortaya çıkacağı bir dönemi ifade eder. Bu sürecin en az zararla ve yara almadan atlatılabilmesi için hukuki konularda deneyimli bir avukatla çalışılması uygun olur.
Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken öncelikle velayet, nafaka, mal paylaşımı, ortak konutun durumu, maddi-manevi tazminat taleplerinin neler olduğunun netleştirilmesi gerekir. Daha sonra bu konularda eşimizle alacağımız ortak karar doğrultusunda protokolde bu konulara yer verilmelidir.
Bu protokolde tarafların mutabık olduğu konuların mutlaka yer alması gerekir. Protokol yazılı olabileceği gibi mahkemeye sözlü olarak da beyan edilebilir. Yazılı şekilde hazırlanmış ise mutlaka ıslak imzalara yer verilmelidir.
Eşler yazılı anlaşmalı boşanma protokolünü mahkemeye boşanma dilekçesine ek olarak sunduklarında hakim tarafların irade beyanlarını sözlü olarak kendilerinden de dinlemek isteyebilir. Anlaşmalı boşanma protokolüne mal paylaşımı veya iştirak nafakası eklenmediği takdirde de bunun için ayrı bir dava açılması icap eder.
Velayet konusunda hakim protokolde yer alan kararı çocuğun üstün menfaatine uygun olarak değiştirebilir. Bu protokol açık ve net bir biçimde hazırlanmalı ve ileride ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklara mahal vermemelidir. Aksi durumda ileride yeni dava süreçleri ile karşılaşılabilir.
Protokol hakim tarafından uygun bulunduğu takdirde boşanma kararı verilir. Bu sebeple anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken hukuki destek almanın önemi vardır. Anlaşmalı boşanma protokolü yazılı olarak hazırlanmayacaksa sözlü olarak mahkemeye beyanda bulunulabilir.
Sözlü beyanın ise mahkemece kayda geçirilmesi gerekir. Bu protokol üzerinde önceden düşünerek hareket etmek eksiksiz ve tam olarak hazırlanabilmesine olanak sağlar. Bu sayede ileride karşılaşılabilme ihtimali olan uyuşmazlıkların önüne geçilebilir.
