Dursun ERKILIÇ
Ankara’daki Tatlar Atık Su Arıtma Tesisi’nin kapasite artırımı ve modernizasyonu için yıllardır süren tartışmaların bitmesi ve çözüm bulunması için umut belirdi. 30 milyon insanın sağlığını tehdit eden tesiste kapasite artırımı 2025 sonunda başlıyor.
Bilindiği gibi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kapasite artırımı projesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a imzalatmış ama projeyle ilgili kredi talebini ABB Meclisi’nden geçiremiyordu. Son seçimle oluşan yeni belediye meclisindeki sandalye dağılımı bu sorunu aşmak için Başkan Yavaş’ın önün açtı.
Başkan Yavaş’ın “Ankara Çayı dâhil Sakarya’dan da sulama yapan on binlerce insan bu suyu kullanıyor. Bir diğer husus; Sincan, Yenikent ve Polatlı halkı Ankara Çayı’ndan sulama yapıyor. Buralarda yapılan sulamayla yetişen sebzeler de Ankara ve civar illere gönderiliyor. Dolayısıyla buralarda kullanılan suyun ve İstanbul’a giden suyun tertemiz olması gerekiyor” diye dikkat çektiği tehlike, kitlesel bir sağlık tehdidi oluşturuyor.
Tesis 1992 yılında dönemin başkanı Murat Karayalçın tarafından ihale edilmiş ve 1993 yılında yapımına başlanmıştı. 30 yılda yetersiz kalan bu tesiste kapasite artırımına bugün başlansa 4 yıl sürecek. Tehlike büyük, zaman az olsa da Ankara’nın en önemli çevre sorunlarından biri haline gelen Tatlar Atık Su Arıtma Tesisi’nin kapasite artırımı ve modernizasyonu için uzun yıllar süren bekleyişin ardından somut adımlar atılmaya başlandı. Yetersiz kalan tesisin kapasitesinin artırılması ve ileri biyolojik arıtma sistemine dönüştürülmesi için başlatılan proje kapsamında, 2025 sonunda inşaat çalışmalarının başlaması planlanıyor. Ancak proje, yıllarca siyasi engellerle karşılaşarak defalarca ertelendi.
Ankara'nın atık suyu yetersiz tesisle arıtılıyor
1997 yılında faaliyete geçen Tatlar Atık Su Arıtma Tesisi, 2002’deki Ankara nüfusuna göre projelendirilmişti. Ancak bugün günde 765 bin metreküp kapasiteli tesis, yüzde 25 daha fazla gelen atık suyu arıtmak zorunda kalıyor. Yılda 250 milyon metreküp atık suyun işlendiği tesis, sadece karbon giderimi yapabiliyor ve azot ile fosfor giderimi gibi hayati işlemleri gerçekleştiremiyor.
Tatlar'dan çıkan kısmen arıtılmış su, Ankara Çayı’na deşarj ediliyor. Nihai olarak Sakarya Nehri’ne ve ardından Sarıyar Barajı'na ulaşan bu su, içme suyu kaynaklarını beslediği için “hassas alan” olarak kabul ediliyor. Bu durum, suyun içme suyu temin edilen bölgeleri kirlettiği ve halk sağlığını tehdit ettiği anlamına geliyor.
Yıllardır Süren Çözümsüzlük ve Engellemeler
Tatlar tesisinin yetersizliği 2010 yılında tespit edilmesine rağmen, kapasite artırımı ve modernizasyon çalışmaları hayata geçirilmedi. 2019 Yerel Seçimleri’nde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, göreve gelir gelmez projenin aciliyetine dikkat çekti ve hemen harekete geçti. 2020’de başlatılan proje için uluslararası finans kuruluşlarıyla görüşmeler yapıldı ve Fransız Kalkınma Ajansı ile Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile anlaşma sağlandı.
Ancak proje, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde defalarca engellendi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 2023 Yatırım Programı’na alınmasına rağmen Belediye Meclisi’nden geçemedi. Nihayet, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri sonrası değişen üye dağılımı ile Nisan 2024’te onaylanarak hız kazandı.
Yavaş: 30 Milyon İnsan Tehlike Altında…
Mansur Yavaş, projenin yıllardır geciktirilmesine sert tepki göstererek, yaşanan çevre felaketinin yalnızca Ankara’yı değil, tüm bölgeyi etkilediğini söyledi:
“Arıtılamayan atık su, Ankara Çayı’na karışıyor ve Sakarya Nehri’ne ulaşıyor. Sincan, Yenikent ve Polatlı halkı bu su ile tarım yapıyor. Bu bölgelerde yetişen sebzeler Ankara ve civar illere gönderiliyor. 30 milyon insanın sağlığı ile oynanıyor.”
Yavaş’ın tepkisiyle hız kazanan proje kapsamında, 2025 yılı sonunda inşaat çalışmalarına başlanması ve yaklaşık 3 yıl içinde tamamlanarak modern bir tesisin Ankara'ya kazandırılması hedefleniyor.
Modernizasyon tamamlanınca gelecekte ne olacak?
Tatlar Atık Su Arıtma Tesisi’nin modernize edilmesiyle Ankara’nın atık su arıtma kapasitesi artırılacak ve mevcut çevre ve sağlık riskleri minimize edilecek. Yeni sistemle azot ve fosfor giderimi yapılabilecek, böylece Sakarya Nehri ve Sarıyar Barajı gibi içme suyu kaynakları daha güvenli hale gelecek.