Birleşmiş Milletler‘e göre, giderek ısınan bir dünyaya uyum sağlamaya yönelik küresel çabalar tehlikeli derecede yetersiz kalıyor, dünya bir “adaptasyon acil durumu”yla karşı karşıya.
Yoksul ülkelerin iklim değişikliğine uyum sağlamak için ihtiyaç duyduğu para ile zengin ülkelerden aldıkları arasındaki uçurum ise her zamankinden daha büyük.
Reuters‘e konuşan BM Genel Sekreteri Untonio Guterres, “İhtiyaçlar arttıkça eylemler duruyor” diyerek bu yılki Uyum Açığı Raporu’na dikkat çekiyor. Raporda açığın önceden düşünülenden yüzde 50 daha büyük olduğu belirtiliyor.
2009’da 100 milyar dolar taahhüt edilmişti
Gelişmiş ülkeler, 2009 yılında, azaltım ve uyum çabalarına yardımcı olmak amacıyla, gelişmekte olan ülkelere 2020 yılına kadar iklim finansmanı konusunda yılda 100 milyar dolar (yaklaşık 94 milyar Euro) taahhüt etmişti.
Glasgow’daki COP26′da da uyum ve azaltım arasında daha iyi bir denge sağlamak için uyum finansmanını 2025 yılına kadar 2019 seviyelerinin iki katına çıkarma sözü verilmişti.
BM Çevre Programı‘nın (UNEP) yeni raporuna göre, söz konusu finansmanlar hâlâ tam olarak sağlanamadı ve yalnızca uyum için yıllık fark şu anda 194 milyar ila 366 milyar dolar (183 milyar ila 343 milyar avro) arasında.
Guterres, artık daha fazla beklenemeyeceğine vurgu yaparak “İnsanları ve doğayı korumaya yönelik eylemler her zamankinden daha acil. Fırtınalar, yangınlar, seller, kuraklık ve aşırı sıcaklıklar daha sık ve daha şiddetli hale geliyor ve çok daha kötüleşme yolunda ilerliyor” diye konuşuyor.
İnsanların iklim etkilerine uyum sağlamasına yardımcı olmak için daha fazla parayı harekete geçirmek , bu ayın sonlarında Dubai’de başlayacak İklim Zirvesi COP28’in ana odak noktası olacak.
Bankaları kurtarmak için daha fazla harcanıyor
UNEP, mevcut mali akışların 2017-2021 döneminde yalnızca 25 milyar dolara (23 milyar Euro) ulaştığını ve 2021’de yüzde 15 oranında düşüş kaydettiğini tespit etti.
Gelişmekte olan ülkelerin iklim etkilerine uyum sağlamak için 2030 yılına kadar yılda 215 ila 387 milyar dolara (202-363 milyar avro) ihtiyaç duyacağı ve rakamın 2050 yılına kadar önemli ölçüde artacağını tahmin ediliyor.
Eindhoven Teknoloji Üniversitesi’nden Pieter Pauw, “Azaltma, bağışçılar için genellikle daha ilgi çekicidir, çünkü atmosfer küresel bir kamu yararıdır ve aynı zamanda azaltım yatırımları sıklıkla karşılığını verir. Rakamlar da o kadar büyük değil: 100 milyar doları ABD’nin ordusuna harcadığı ve Covid-19‘a veya bankalarını kurtarmak için harcadığı parayla karşılaştırırsanız, bu çok saçma” değerlendirmesi yapıyor.
Adaptasyon finansı eksikliği daha fazla kayıp ve hasar maliyeti anlamına geliyor
UNEP, gelişmekte olan ülkelerin mali ihtiyaçlarının gerçekte aldıkları paradan 10 ila 18 kat daha fazla olduğunu söylüyor. Bu da iklim açısından savunmasız ülkelerin nüfuslarını artan sıcaklıklardan ve deniz seviyelerinden korumak için mücadele ettiği anlamına geliyor.
Climate Action Network International‘ın küresel siyasi strateji başkanı Harjeet Singh, “Uyum finansmanında genişleyen boşluk, sayısız savunmasız insanı artan iklim felaketlerine maruz bırakan, yıllarca süren ihmalin açık bir göstergesidir” diyor: “Gelişmekte olan ülkeler, halklarını yakın iklim felaketlerine karşı korumak için gerekli fonları bekleyerek hazır durumda.”
Adaptasyon eyleminin eksikliği aynı zamanda daha fazla kayıp ve hasar maliyeti anlamına da geliyor. İklim Eylem Ağı Güney Asya direktörü Sanjay Vashist, neredeyse tüm Güney Asya ülkelerinin, iklim kaynaklı felaketler ve bunun sonucunda ortaya çıkan ekonomik kayıplar döngüsüne yakalandığını söylüyor.
Bu döngü, pek çok ülkenin uyum planları olmasına rağmen yaşanıyor.
Chalmers Teknoloji Üniversitesi’nden araştırmacı ve diğer bir UNEP raporunun ortak yazarı olan Georgia Savvidou ise adaptasyona daha fazla yatırım yapılmasının mantıklı olduğunu açıklıyor: Örneğin kıyılardaki su baskınlarıyla mücadele için harcanan her 1 milyar dolar (0,9 milyar avro), 14 milyar dolarlık (13 milyar avro) ekonomik hasarın önlenmesine yardımcı olacak.
‘Fosil yakıt baronları, acı çekenleri desteklemeli’
Uluslararası kamu finansmanının artırılması yönündeki temel çağrıların yanı sıra uyum konusunda yurt içi harcamaların artırılması ve özel sektör finansmanının arttırılması amacıyla UNEP dört ek yaklaşım öneriyor:
Göçmenlerin kendi ülkelerindeki ailelerine ve arkadaşlarına yaptıkları ‘havale’ veya ödemeler. UNEP bunu yerel düzeyde potansiyel olarak tamamlayıcı bir finansman kaynağı olarak tanımlıyor.
Gelişmekte olan ülkelerde özel sektörün büyük kısmını oluşturdukları için küçük ve orta ölçekli işletmeler için daha fazla destek verilmesi,
Küresel finansal mimaride reform – örneğin, gelişmekte olan ülkelerin iklim şoklarına karşı direncini artırmaya, borç yüklerini hafifletmeye yardımcı olabilecek Bridgetown Girişimi yoluyla
Paris Anlaşması uyarınca tüm finans akışlarının düşük karbonlu ve iklime dayanıklı kalkınmayla tutarlı hale getirilmesiyle.
“Gelişmiş ülkeler söz verildiği gibi, hibeleri krediler yerine önceliklendirerek, uyum finansmanını iki katına çıkarmak için net bir yol haritası sunmalıdır” diyen Guterres de iklim kayıplarını telafi etmek için fosil yakıt şirketlerine ek vergi uygulanması gerektiğini belirtiyor: “Fosil yakıt baronları ve onların destekçileri bu karışıklığın yaratılmasına yardımcı oldu; sonuç olarak acı çekenleri desteklemeleri gerekiyor.”