Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, bölgede bir hafta önce 8 derece olan hava sıcaklığının bugünlerde 20-25 dereceye kadar çıktığını belirterek, "Meteoroloji tahminleri bir hafta sonrayı da 8 derece gösteriyor ve bu farklılaşmalar jeolojik süreçlerde doğa kaynaklı afetleri de tetikliyor." dedi.
KTÜ Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi de olan Ersoy, AA muhabirine, Doğu Karadeniz özelinde olmak koşuluyla, Türkiye'de bahara yaklaşılan ayların doğa kaynaklı afetlerden taşkın ve heyelanların en sık yaşandığı dönemler olduğunu söyledi.
Ani hava ısınmasına bağlı kar erimesinin, özellikle taşkın anlamında büyük riskleri beraberinde getirdiğini vurgulayan Ersoy, "Bu bilinmeyen bir gerçek değil. Bahar aylarında bunları yaşıyoruz ancak günümüzde iklim değişikliğinin etkileriyle bunu sadece bahar aylarında görmüyoruz, her an, her şekilde ani ve şiddetli yağışları farklı mevsimlerde de yaşayabiliyoruz." diye konuştu.
Ersoy, doğa kaynaklı afetlere hazır olunması gerektiğini dile getirerek, "Ülkemizin artık nasıl bir deprem ülkesi olduğunu kabul ettiysek, doğa kaynaklı afetler açısından da gerçekten riskli bir konumdayız." ifadesini kullandı.
Bölge genelinde ilerleyen günlerde yağış beklendiğine işaret eden Ersoy, "Bir hafta önce hava sıcaklığı 8 dereceydi, şimdi 20-25 dereceleri gördük. Meteoroloji tahminleri bir hafta sonrayı da 8 derece gösteriyor ve bu farklılaşmalar gerçekten jeolojik süreçlerde doğa kaynaklı afetleri de tetikliyor. Son zamanlarda da bunu çok net olarak görmeye başladık." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Ersoy, doğa kaynaklı afetlerin kısa vadede çözülecek problemler olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bunlar uzun vadede tüm kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin ortak bir paydada buluşması neticesinde çözülebilir. Nasıl ülkemiz Kahramanmaraş depremlerinden sonra deprem anlamında birliktelik yaşadıysa, özellikle Doğu Karadeniz'de de ulusal ölçekte eylem planlarının hayata geçirilmesi lazım."
Kamu kurumlarının uyarılarının dikkate alınmasının önem arz ettiğini belirten Ersoy, "Vatandaşlara, bireysel çabalarından ziyade kamu kurumlarının uyarılarını dikkate almalarını özellikle tavsiye ediyorum. Şunu dememek lazım, 'Tamam yağış uyarısı var ama olur, olmaz.' Böyle bir düşünce içinde olmadan, tüm uyarıları sanki tamamen olacakmış gibi dikkate almaları gerektiğine inanıyorum." dedi.
"Doğa kaynaklı afetlere her an hazır olunmalı"
Ersoy, bölge genelinde son dönemlerde yapılan çığ uyarılarına dikkati çekerek, "Meteoroloji, tahmin verilerinden yola çıkarak hangi bölgelerde çığ olacağına dair bilgilendiriyor. Bu bilgileri de takip etmek lazım." diye konuştu.
Doğa kaynaklı afetlere her an hazır olunması gerektiğini vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti:
"Eskiden mayıs, haziran ayları istatistiksel olarak doğa kaynaklı afetlerin, özellikle taşkınların ve heyelanların en fazla geliştiği aylardı ama artık bu ani ve şiddetli yağışları ya da erimeyi sadece bu aylarda görmüyoruz. Biz şunu kabullenmeliyiz, bölgemiz her an için doğa kaynaklı afetlere, dolayısıyla taşkınlara ve sellere duyarlı bölge. Dolayısıyla bir zaman diliminden söz etmek mümkün değil. Bunu bir zamana kısıtlarsak diğer zamanlarda rahatmış hissiyatı doğururuz. Bölgemiz bu anlamda her an, her şeyin yaşanabileceği bölge."