İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, gündeme dair TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında LÖSEV’li yetkilileri geçtiğimiz günlerde meclis grubunda ağırladıklarını aktaran Kavuncu, yetkililerin hastane taleplerinin yerine getirilebilmesi adına; ruhsat meselesi ve bundan dolayı ortaya çıkmış olan bürokratik engellerin kaldırılması konusunda Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulundu.
Aile hekimleri yönetmeliği
Aile hekimlerine yönelik tartışma yaratan yasal düzenleme ardından hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının 3 gün iş bırakma kararı aldıklarını hatırlatan Kavuncu, “Bu haklı bir tepkidir” değerlendirmesini yaptı.
Sağlık hizmetlerinin yüzde 40’nın birinci basamak aile sağlık merkezlerinde karşılandığını söyleyen Kavuncu, buna rağmen mevcut doktorların yüzde 15’inin sağlık merkezlerinde görev aldığına işaret etti.
Yönetmeliğe göre aile hekimlerinin ana maaşında bir kesinti gerçekleşeceğini, sözde bir teşvik sistemi ile de bu farkın kapatılacağının öne sürüldüğünü aktaran Kavuncu, “Bu teşvik başlığı adı altında; bir aile hekimi daha az antibiyotik ve daha az ağrı kesici yazarsa alacağı ücret daha fazla oluyor. Kulağa bile çok tuhaf gelen bir düzenleme. Aile hekimine, ‘Daha az antibiyotik, daha az ağrı kesici yazarsan daha fazla ücret alacaksın’ deniyor. Hastanın ağrısı dinmesin ama benim ücretim fazla olsun mantığına itecek bir düzenleme. Bu yasa abuk bir yasa” dedi.
3 bin 500 üzerinde hastası olan doktorlara başka hasta verilmeyeceğini, vatandaşların başka hekimlere yönlendirileceğini belirten Kavuncu, hastaların uzak mahallelere gitmek durumunda kalacağına dikkat çekti.
Kavuncu “Bu yönetmelik doktor hasta ilişkisini adeta müşteri çalışan ilişkisi haline getirmiş durumda.” değerlendirmesini yaptı.
Yönetmelikle birlikte hekimler için günlük hasta sayısının 75 olarak belirlendiğini, bu durumda saat başına 7-8 hasta düştüğünü ve her 5-10 dakikada bir hastaya bakılması gerektiğini söyleyen Kavuncu, “Böyle bir durumda hekimin, o hastaya nasıl bir fayda sağlayacağı, orada nasıl sağlıklı bir teşhis çıkacağı da ciddi bir muamma.” şeklinde konuştu.
ABD’deki başkanlık seçimi
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Donald Trump’un zaferiyle sonuçlanan seçimlere değinen Kavuncu, “Enteresan bir seçim oldu. Elon Musk gibi bir iş adamı, tam anlamıyla siyasi bir figür haline geldi. Bunlar olurken, biz merkezimize her zaman olduğu gibi Türkiye'yi koyuyoruz. Bir yorum ve değerlendirme yapmak için çok erken. Ancak yapılabilecek en net değerlendirme; Trump'ın devlet başkanı olduğu bir ortamda tahmin bir yorumda bulunmak çok çok zor. Sürprizlerin yaşanabileceği bir ortam oluşmuş durumda.” dedi.
Tüm dünyanın, Gazze’deki soykırımı seyrettiğini savunan Kavuncu, “Amerika'daki seçimler hem burayı hem de Ukrayna-Rusya konusunda elbette ki etkileyecek. Çünkü Ukrayna - Rusya savaşında Batı'nın almış olduğu tutum Rusya'yı Çin'e yaklaştırmış durumda. Yeni seçilen Amerika Devlet Başkanı, bu realite üzerinden konuyla alakalı farklı adımlar atma ihtimaline ve potansiyeline sahip” değerlendirmesini yaptı.
Erken seçim tartışmaları
Erken seçim tartışmalarına değinen Kavuncu, “Anayasa’da erken seçim Meclis veya Cumhurbaşkanının karar vermesiyle olur deniyor. Erken seçim için 360 milletvekili oyu gerekiyor. Biz de tam da bu noktada iktidar tarafından bu rakamın yakalanabilmesi için muhalefetin tanzim edilmesi gerektiğini ve bu yönde de adımlar atıldığını görüyoruz” şeklinde konuştu.
“Erken seçim ancak erken seçimi gerektiren hallerde yapılır” diyen Kavuncu, “Bunun tanımı da çok net yapılmış. Ülke ya bir krizdedir ya da ekonomik olarak çok ciddi bir bunalım vardır, iktidar ülkeyi yönetemeyecek hale gelmiştir ve erken seçim kararı alınır. Bu durum oluşmuşsa şayet Cumhurbaşkanı hemen erken seçim kararı alsın. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bu kararın çıkmasını beklemek ya da bu yönde Anayasa’da bir değişiklik yapmaya kalkmak milletle alay etmektir.” ifadesini kullandı.