Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin, "Donald Trump'ın 20 Ocak tarihinde ABD Başkanlığı koltuğuna yeniden oturmasıyla başlayan yeni süreçte, Türkiye ile ABD arasındaki ticaret ve yatırımları daha da artıracak görüşmelerin canlanmasını bekliyoruz." dedi.

Sevgililer Günü'nün simgesi ‘gül’de 5 yıllık ticaret hacmi 18 milyon dolar Sevgililer Günü'nün simgesi ‘gül’de 5 yıllık ticaret hacmi 18 milyon dolar

Özyeğin, AA muhabirine, ABD'de Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanlığı'na oturmasıyla başlayan yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Halihazırda uygulamada olan Section 232 ve Section 301 düzenlemelerinin, ticarete yönelik baskılar ve ek tarifeler bağlamında bir süredir ön plana çıktığını söyleyen Özyeğin, yeni dönemde bu politikaların iyileştirilmesinin ve iki ülke arasındaki ticaret engellerinin hafifletilmesinin, Türkiye-ABD ticari ilişkileri için belirleyici faktörlerden biri olacağını düşündüğünü vurguladı.

TAİK Başkanı Özyeğin, "Donald Trump'ın 20 Ocak tarihinde ABD Başkanlığı koltuğuna yeniden oturmasıyla başlayan yeni süreçte, Türkiye ile ABD arasındaki ticaret ve yatırımları daha da artıracak görüşmelerin canlanmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

ABD'nin NATO bünyesindeki en kritik müttefikinin Türkiye olduğunun altını çizen Özyeğin, "-Mevcut konjonktürde bu stratejik bağın her iki ülke için önümüzdeki dönemde daha da önem kazanacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Diğer yandan Trump yönetiminin üretimi ve istihdamı korumacı politikaları devreye almasıyla, Çin ve bazı AB ülkeleri başta olmak üzere bazı devletlerin ilave vergi ve yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceğini belirten Özyeğin, şöyle devam etti:

"Bu durum ABD'de ithalat fiyatlarını yükseltecek ve ABD'ye ihracat yapan ülkeler için alternatif pazar bulma arayışı olacak. Kötü senaryoda bu global ticaret akışlarının yeniden şekillenmesine ve ürünlerini ABD'ye satamayan ülkelerin Türkiye dahil olmak üzere birçok pazarda dumping etkisi oluşturacak aksiyonlar almasına neden olabilir. Buna ek olarak, ilave tariflerin sebep olacağı fiyat artışları, ABD Merkez Bankası'nın yeni kontrol almaya başladığı enflasyon döngüsünü yeniden tetikleme riski doğuracak. ABD'nin global piyasalara etkisinin ölçeğini düşünürsek, bu aslında global anlamda da bir risk oluşturuyor."

Özyeğin, bununla Trump yönetiminin yaklaşımının, mevcut ticaret mekanizmalarının yeniden müzakere edilmesine fırsat sunabileceğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu süreçte Türkiye'nin ABD ile daha dengeli bir ticaret ilişkisi kurması mümkün olabilir. ABD ile aktif ticaret veya yatırım ilişkisinde olan Türk firmaların ABD piyasaları için de önemli bir pozitif değer oluşturacağına inanıyoruz. Bu çerçevede, Amerika Birleşik Devletleri ile uzun yıllardır süregelen stratejik ortaklığımızın, ticari ilişkilere daha somut ve güçlü bir şekilde yansıması gerektiğini düşünüyoruz. İki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesi, sadece ekonomik faydalar sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda iki taraf için de küresel ticaret rotalarını optimize etme adına yeni sinerji fırsatları oluşturacak."

Murat Özyeğin, "Son dönemde uluslararası ticarette öne çıkan yakın coğrafyadan tedarik (nearshoring) ve dost ülkelerden tedarik (friendshoring) kavramları, küresel değer zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye için önemli fırsatlar sunuyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, Afrika ve Orta Asya pazarlarında Çin ile rekabet ederek üstlendiği rol ve bu bölgelerdeki stratejik varlığının sadece bölgesel bir güç olarak değil aynı zamanda küresel ölçekte güvenilir bir ortak olarak konumlanmasını sağladığını kaydeden Özyeğin, "TAİK olarak, 2025 yılında ikili yatırım ve ticaretin gelişmesi için Türkiye Yatırım Konferanslarımızı ve iki ülke iş dünyası temsilcilerini bir araya getireceğimiz marka etkinliklerimizi gerçekleştireceğiz." diye konuştu.

Özyeğin, TAİK olarak, engellerin aşılması ve ticaret hacminin genişletilmesi için ticari diplomasi faaliyetlerini gerçekleştirmeye devam ettiklerini, bu kapsamda Türk özel sektörünün sorun yaşadığı alanlarda geçen yıl içerisinde Washington'da gerçekleştirdikleri lobi faaliyetlerine de bu yıl da sürdürmeyi planladıklarını açıkladı.

"Türkiye'nin dış ticaretinde ABD, Almanya'nın ardından ikinci sırada yer alıyor"

TAİK Başkanı Özyeğin, 2024 yılı ihracat rakamlarının Türkiye açısından ABD'nin küresel ekonomik ve ticari dengelerdeki kritik rolünü daha da net bir şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.

Türkiye'nin dış ticaretinde ABD'nin, Almanya'nın ardından ikinci sırada yer alarak stratejik bir partner olduğunu bir kez daha gösterdiğini dile getiren Özyeğin, şöyle devam etti:

"ABD ile olan ticaret hacmimiz yaklaşık 40 milyar dolar seviyesinde ve bu güçlü stratejik bağın ekonomik yansımalarını somutlaştırıyor. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, uzun yıllara dayanan sağlam bir temele sahip. Son yıllarda iki ülke arasındaki ticaret ve yatırım iş birliklerinin her geçen gün daha fazla ivme kazandığını görüyoruz. Başarılı bir şekilde geride bıraktığımız 2024'ün ardından, önümüzdeki dönemde Türk firmalarının ABD pazarına olan ilgisinin daha da artacağını öngörüyoruz. Bilindiği gibi ABD 330 milyondan fazla nüfusla 27 trilyon dolarlık bir pazara sahip. Bunun yanı sıra yeni ürün deneyimlerine açık ve tüketim alışkanlığı geniş bir toplum. Türk firmaların bu devasa pazarda değer oluşturabilecekleri ve henüz giriş yapmadıkları geniş bir alan mevcut."

Özyeğin, bu kapsamda TAİK olarak çalışma gruplarının yanı sıra eyalet yapılanmaları çerçevesinde California, Florida, Illinois, New York, Massachusetts ve Teksas'taki komiteleriyle de faaliyetlerine devam ettiklerini anlattı.

Söz konusu eyalet komitelerinin, bölgesel düzeyde iş birliği olanaklarını artırarak, ticari hedeflerine ulaşılmasında önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Özyeğin, "Bu çerçevede, belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin orta ve uzun vadede ulaşılabilir bir hedef olduğuna inancımız tam. Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyüme performansı, yenilikçi iş modelleri ve coğrafi konumunun getirdiği avantajlarla ABD ile iş birliğini artıracak yeni fırsatlar oluşturuyor." diye konuştu.

Murat Özyeğin, enerji, teknoloji, sağlık, savunma sanayi ve lojistik gibi stratejik sektörlerdeki ortak projelerin, iki ülke arasındaki bağları daha da güçlendirecek potansiyele sahip olduğunu belirtti.

Türkiye'nin, kimyevi maddeler ve mamulleri ile otomotiv sektörlerinde küresel ticarette güçlü bir konuma sahip olduğunu anlatan Özyeğin, "2024 yılında yakalanan başarıda, Türkiye'nin dünya genelindeki artan talebi karşılayabilme esnekliği, yenilikçi üretim kapasitesi ve ihracatı destekleyen kapsamlı teşvik politikalarının etkisi büyük." dedi.

Ayrıca, stratejik coğrafi konumu sayesinde Türkiye'nin sunduğu lojistik avantajların, bu sektörlerin rekabet gücünü artıran önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Özyeğin, "TAİK olarak 2019 yılında ilkini yayınladığımız ve 2020 yılında güncellenen raporumuzda otomotiv sektörünün iki ülke arasındaki ticaret için yüksek potansiyele sahip sektörler arasında yer aldığını görüyoruz. Yine raporumuzda yer alan ve gelecek dönem içerisinde daha fazla ihracat beklediğimiz sektörlerin başında da beyaz eşya, yapı malzemeleri ve tarım geliyor." ifadelerini kullandı.

Bu vesileyle raporlarının Türk özel sektörünün görünümünü doğru bir şekilde yansıtmasının haklı gururunu yaşadıklarının altını çizen Özyeğin, "Bu çalışmamızı 2025 yılı içerisinde güncelleyerek belirlenen hedeflere ulaşmak için gerekli yol haritasını tekrar gözden geçireceğiz. Hem Türk hem de ABD'li firmaların bu rapordan faydalanabileceklerine inanıyor ve arzu ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA