CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, TELE1'de Açıkça programına katılarak gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı. Gezi Davasına değinen Özel, CHP’li bütün arkadaşlarının Gezi’de olduğunu söyledi. Gezi'de ilk olayların FETÖ'cü zabıta ve polislerin çadır yakmasıyla ortaya çıktığını ifade eden Özel, Gezi'yi çatışma ortamına çevirenin FETÖ olduğuna vurgu yaptı.
Özel, özetle şunları aktardı:
“Gezi'yi çatışma ortamına çeviren FETÖ'dür”
Kardeşim ben Gezi'deydim. Bütün CHP'li arkadaşlarımız Gezi'deydi. Gezi'de ilk olaylar FETÖ'cü zabıta ve polislerin çadır yakmasıyla ortaya çıktı. Gezi'yi çatışma ortamına çeviren FETÖ'dür. İki gezi davası takip ettim. Silivri'de birlikte ayağa kalktık karar denilince. Osman Kavala, Tayfun Kahraman, Mücella abla, Can Atalay dahil beraat etti. Sevindik, sarıldık bir tek Kavala'yı beraat etmediler. Hukuksuzca kapalı kapılar altında kaldı. Başka bir suçtan, casusluk suçundan beraat etti Kavala. Gezi'den yeniden dava açtılar. Elinde urgan olsa Kavala'yı, Tayfun'u asacak. İdam yerine getirilen, ağırlaştırılmış müebbeti veriyorlar. Hepimiz oradaydık. Gezi'den utanmıyoruz, sıkılmıyoruz, geziyi sahipleniyoruz.
“Gezi'nin altı talebi vardı”
Mücella abla için bulunamayan delil nasıl oluyor da Tayfun için bulunuyor? Gezi'de bu insanlar var mıydı? Vardı. Ne dediler? Gezi'nin talebi neydi? Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'ye dönmesin, hükümet düşsün diye bir talep var mıydı? Anayasal düzeni kaldıracaklarmış da bilmem neymiş... Gezi'nin altı talebi vardı. Ağaçlar kesilmesin, buraya topçu kışlası yapılmasın, AKM yıkılıp yerine avm yapılmasın, gözaltındaki arkadaşlar serbest bırakılsın. Çünkü kokoreççisinden bayrakçısına herkesi gözaltına almışlardı, hepsini ziyaret ettim ben. Palulu adamı, İspanyol provokatör diye, ajan diye tutuklamışlar. Kokoreç satan adamı beş müşterisiyle tutuklamışlar. Gezi'ye bayrak satmaya gelen adamı gözaltına aldılar, öyle bir çılgınlığın içindeydiler.
“İçeri atılan herkese destek çıkmak, yanında olmak lazım”
Sonuç şudur, burada muhalefet, bilhassa ana muhalefet, her tür hukuksuzluğa press yapacak. Sokakta olmaktan, cezaevine gitmekten korkmayacaksın. Bana darbeci mi derler filan... Sokakta, 'Bana onu mu derler?' diyerek protesto hakkından feragat etmeyeceksin. Yırca'da, Soma'da... Yırca'nın muhtarından teyzesine CHP'ye oy çıktı. Soma davasına bir gün gidemesem aklım orada kalırdı. 80 küsur davaya gittik. Can Atalay bana ben Can Atalay'a şahit... Gezi davasını gün be gün takip ettik. Mücella abla bana oğlumsun diyor. Ananı, babanı, kardeşini nasıl seviyorsan; yoldaşını, siyaset arkadaşını, seninle paralel düşündüğü için içeri atılan herkese destek çıkmak, yanında olmak lazım. Ürkmeden, cesur siyaset yapmak lazım.
'Sen olduğunda nasıl bir muhalefet olacak?' dendiğinde; ürkmeyen, korkmayan, geri basmayan, iktidara tam saha press yapan bir muhalefet. Bizde şöyle bir sorun var; iktidar, muhalefete press yapıyor. Böyle bir şey olmaz. İktidarın dibinde olacaksın. Kendi görev yaptığım süreçte TBMM'de bu iktidara, Süleyman Soylu'sundan, Binali Yıldırım'a, Hulusi Akar'a, Mustafa Varank'a, günü geldiğinde Recep Tayyip Erdoğan'a... Özgür özel geri bastı, bir santim eğildi diyen var mı? Yok. CHP de böyle olacak. Mecliste nasılsak sokakta, meydanda, duruşmada da öyle olacağız. Buna barolar tepki versin, sivil toplum tepki versin demeye son vereceğiz."