Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bugün akşam Anayasa Mahkemesi'nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiği yönündeki kararına uyulmamasına hükmetti. Daire, “yargısal aktivizm” yapmakla suçladığı ihlal kararı yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire aynı zamanda Atalay'ın milletvekilliğinin de düşürülmesi işlemlerine başlanması için kararı TBMM Başkanlığı'na gönderdi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi söz konusu kararı bugün verdi. Karar, akşam saatlerinde kamuoyu ile paylaşıldı.

Yargıtay bir ilke imza attı: Can Atalay kararına imza atan AYM üyeleri hakkında suç duyurusu Yargıtay bir ilke imza attı: Can Atalay kararına imza atan AYM üyeleri hakkında suç duyurusu

AK Partili Hayati Yazıcı'dan Yargıtay'a AYM tepkisi: Erkler birbirini çelmeleyemez, yazık çok yazık AK Partili Hayati Yazıcı'dan Yargıtay'a AYM tepkisi: Erkler birbirini çelmeleyemez, yazık çok yazık

Yargıtay’ın AYM ve Can Atalay kararına peş peşe tepkiler: Hukuk devletine darbedir Yargıtay’ın AYM ve Can Atalay kararına peş peşe tepkiler: Hukuk devletine darbedir

MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

“Ceza kanunlarının yorum tekeli ceza hakimlerine bırakılmıştır. Hakim yargı faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hakim, soruna ölçülü duygusallıktan uzak ve soğukkanlı yaklaşarak gerek metne bağlı dar yorumla, gerekse kanun koyucunun iradesini ortaya koyan amaca yönelik yorumla, meseleyi çözmeye ve doğru sonuca ulaşmaya çalışır.

Numan Kurtulmuş: Siyaset bir düşmanlık alanı değil bir rekabet alanı Numan Kurtulmuş: Siyaset bir düşmanlık alanı değil bir rekabet alanı

AYM kararları gücünü, bir başka hukuki merciin denetiminden geçmeyecek olmasından, herkesi bağlayıcı olmasından değil, yetkin ve tutarlı hukuki gerekçelerden almalıdır. Hukuk kuralı uygulayıcının elinde değişmemelidir. Hakimler ne diyorlarsa anayasa odur denebilir mi?

Kuvvetler ayrılığı ilkesi çeşitli şekillerde zedelenebilir. Bunlardan biri de yargısal aktivizmdir. Yargısal aktivizm, bazen yasama organının etkisizleşmesine, bazen yasama kararlarının iptaline, bazen yargının yasama organının yerine geçmesi olarak karşımıza çıkar.

Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı kontrol mekanizmasının bulunmaması önemli bir eksikliktir. Hukuk normu koymanın, muhakeme meselesi değildir. Anayasa Mahkemesi yargısal aktivizm de bulunamaz. Yasama organın yerine geçerek norm da ihdas edemez, mevcut olan normu da görmezden gelemez, anayasayı yeniden yorumlayamaz. Suç ve ceza politikasını belirlemek, Anayasa Mahkemesi kararlarında sıkça ifade edildiği gibi kanun koyucunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirindedir.”

Editör: Ahmet Agah