İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün akşam Habertürk TV ekranlarında Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı.

Tam ortada duruyorum

Sahadaki izlenimlerini anlatarak konuşmaya başlayan Akşener, fanatik Ak Parti seçmeninin kaybettiğine inandığını belirterek, ‘’Ben tam ortada bir yerde duran kişiyim, partim de aynı. Ben; ‘Bir Kemal’e, bir Meral’e’ dediğim zaman kişisel olarak yaptığımız mitinglerde alkış oranının yüksekliğinden anlıyorum ben.’’ diye konuştu.

Milletin patron,seçmenin velinimet olduğunu söyleyerek geziyorum

3 yıldır esnaf ziyareti yapma sebebiyle aradaki farkı çok iyi gördüğünün altını çizen Akşener, ‘’Ben milletin patron olduğunu ve seçmenin velinimet olduğunu söyleye söyleye geziyorum. Bu satın alınmış. Gerilimden bıkmış, insanlar; huzur, ekonomi düzelecek, mutfağında problem kalmayacak, 82 puan almış oğlun ya da kızın 52 puan almış birine tercih edilmeyecek. Bekledikleri bunlar.’’ dedi.

Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun çalışmasının sonuçları müthiş

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın sahadaki yansımalarına ilişkin Akşener, ‘’Her ikisinin de çalışmasının sonuçları müthiş. Biz Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanına her iki arkadaşımızı koşu partneri yaptık. Amacımız şuydu iki arkadaşımız da yapılan iftiralar onlar seçilirken 11 büyük şehrin hepsi başarılı ama bu iki arkadaşımız çok dikkat çekti. Çok büyük popülariteleri oldu. Bunlar bize çeşitli iftiralar atıldığı zaman somut örnek.’’ diye konuştu.

Bu işin ciddiyeti anlaşıldı

3 Mart’ta Millet ittifakı arasında yaşanan anlaşmazlığa ilişkin konuşan Akşener, o süreçte kendisine yönelik iddiaları hatırlatarak, ‘’Ben o zaman demiştim ‘ben yerimde duruyorum masa gitti’ Çok sert ve her kelimesini kendi yazdığım bir konuşma yaptım ve sonra bu işin ciddiyeti anlaşıldı. Bu sefer ‘buyur kardeşim ne yapacağız?’ dendi. Bu da müzakere.’’ dedi.

Masada Lozan'ı uyguladım

Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerinin övgü üzerinden yürüdüğünü ifade eden Akşener, Altılı Masa’nın müzakere sürecine Lozan Antlaşması üzerinden atıf yaparak; ‘’Ben masada Lozan'ı uyguladım. Masada şu ortaya çıktı; kişisel hiçbir hesap kitap yapmadığım, hakikaten bu seçimin son seçim olduğuna; yani parlamenter sisteme geçiş açısından son seçim olduğuna inandığım, bunu herhangi bir riskle karşı karşıya bırakmamaya gayret ettiğim. Bu sefer kulaklar açıldı ve dinlendi.’’ diye konuştu.

Kemal Bey'in birinci turda seçileceğine inanıyorum

Altılı Masa’daki çıkışının, seçimi Millet İttifakı’nın kazanması açısından etkisi olduğunu ifade eden Akşener; ‘’Şu anki durum harika bana göre. Nasıl çalıştığımı görüyorsunuz. Ben şimdi Kemal Bey'in birinci turda seçileceğine inanıyorum.’’ dedi.

Kadın olmak Türkiye'de dezavantaj

Konuşması esnasında kadın olmanın Türkiye’de dezavantaj olduğunun altını çizen Akşener, ‘’Ben aktif politika içinde tek kadın politikacı kaldım. Kadın olmak Türkiye'de dezavantaj. İster siyasette ister medyada ister iş insanlığında. Bize 'bu' diye hitap ediliyor zaten. Bir erkeğe yapılabiliyor mu?’’ diye konuştu.

Şahsi hesabımın bulunmadığı sokakta da anlaşıldı

Millet İttifakı’nda tüm genel başkanların eşit olduğunu söyleyen Akşener, ‘’Zannedildi ki, ben bu eşitlikten rahatsız oldum. Böyle bir durum yok. Benim şahsi hesabımın bulunmadığı sokakta da anlaşıldı. Bugün Adana'da çok değer verdiğim hanımefendi 'Meralciğim Allah senden razı olsun çok önemli bir iş yaptın. Birinci turda alıyoruz' dedi. Sayın Kılıçdaroğlu harama el uzatmayan, kul hakkı yemeyen; bugüne kadar parasal üçkâğıt açısından hakkında dedikodu çıkmamış, çok dikkatli bir devlet insanı. Cumhurbaşkanlığı konusunda en ufak bir problem yaşamayacak. Birinci turda seçilecek, ben buna inanıyorum.’’  ifadelerini kullandı.

Stratejik akla ve siyasetçiye akıl vermeye yönelmişler

3 Mart’ta bir anket şirketi yöneticisinin Bilge Yılmaz’ı arayarak istifa etmesini söylemesine ilişkin konuşan Akşener; ‘’Anket sonuçlarıyla hiçbir sorunum yok, ona saygım sonsuz. Ama stratejik akla ve siyasetçiye akıl vermeye yönelmişler. Bunu çok büyük bir saçmalık olarak götürüyorum.  Benim yaptığım yanlış olduğunu söylemiş. Yanlışsa vatandaş verir kararını, sana ne kardeşim?’’ diyerek Bilge Yılmaz’ın anket şirketine karşı sert bir tavırla karşılık verdiğini ifade etti.

Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını kaybettiği dün tescillendi

Geçtiğimiz gün Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na yönelik provokasyona ilişkin yönetim boşluğu oluştuğunu ifade eden Akşener, Türkiye’deki kutuplaşma ikliminin küfre vardığının altını çizerek; ‘’Böyle bir dille ilk defa seçime gidiyoruz. Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını kaybettiği dün tescillendi. Vatandaş birinci turda bu işi bitirme kararı aldı. Ben bugün Adana'da bunu gördüm.’’ dedi.

Her türlü iddiaya varım

Kendisine yönelik ‘’pkklı, failimeçhulcü’’ iftiralarına ilişkin konuşan Akşener; ‘’Şimdi hem PKK'lı hem faili meçhul olamaz. Büyük çoğunluk açısından 'artık saçmalamayın'a döndü iş. 'Biz Allah'tan emir alırız' mesela bu dini bilgisi derin olan insanlar için korkunç bir cümle. Bu ipin ucunun kaçmış hâli, seçmen açısından 'bu işi birinci turda çözmeleyiz'e getirdi, her türlü iddiaya varım.’’ diye konuştu.

Z Kuşağı’nı dinlemeden Z Kuşağı hakkında ahkam kesiyor herkes

Dünyada sanayide ve teknolojideki gelişmelerin ortaya koyduğu yeni değer setlerinin siyasetteki yansımalarına değinen Akşener, ‘’Şimdiki dünyada ise çocuklarınızdan bilirsiniz tamamen dijital bir dünya. Onun da değer setleri dağıtık sistem. Şimdi ‘Z Kuşağı, Z Kuşağı’ Çocukların beynini döndürdü siyasetçiler. Z Kuşağı’nı dinlemeden Z Kuşağı hakkında ahkam kesiyor herkes. Hâlbuki şimdi akıllı telefonlar bizim elimizden düşmüyor.’’ diye konuştu.

Sayın Erdoğan kaybetme psikolojisine girdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Erzurum’da yaşanan olaylara ilişkin; ‘’Milleti tahrik ederek buna güçleri yetmeyince tahkir ederek yaşayacakları hezimete şimdiden kılıf arıyorlar.’’ sözlerine ilişkin Akşener; ‘’Kaybetme psikolojisine sayın Erdoğan girdi. Buna psikolojide yansıtma derler. Kendi düşüncenizi karşı tarafa yaparsınız. Bu o kadar etkili olmuyor artık.’’ dedi.

İnsanlar, Goebbels zannedenlerin zannettiği kadar maraba ruhlu değil

İktidar mensupları tarafından ortaya atılan beka söylemlerine ilişkin Akşener; ‘’İnsanlar hiçbir zaman kendilerini Goebbels zannedenlerin zannettiği kadar maraba ruhlu değil. O insanları aptal yerine koyan bir durum var şu anda Türkiye'de.’’ diyerek İç İşleri Bakanlığı döneminde 32. Gün programında korucularla ilgili yaptığı bir konuşmasının montajlanarak sosyal medyada dolaştırıldığını söyledi.

Oy için her şeyi yapabilir bir psikoloji bu

‘’Neresi devlet, neresi beka, neresi ciddiyet? Oy için her şeyi yapabilir bir psikoloji bu. Ama bu artık deşifre oldu. Asıl mesele İYİ Parti kuruldu; bir şey değişti, her şey değişti.’’ sözleriyle konuşmasına devam eden Akşener, İYİ Parti’nin 2018 ve 2019 seçimlerinin kazanılmasındaki etkilerine dikkat çekti.

AK Parti, otuzların altında olacak buraya yazıyorum

2019 yerel seçimlerinden iktidarın ders çıkarmadığını ifade eden Akşener; ‘’Kavramsal bilginiz yoksa, tarih bilginiz yoksa habire yansıtmayla bu işler olmaz. Gerçekten çok farklı bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bakın göreceksiniz Ak Parti cumhurbaşkanlığını birinci turda kaybedecek ve o oran da düşecek, otuzların altında olacak buraya yazıyorum.’’ dedi.

İş devlet binalarına kalmış

Ak Parti’nin geçtiğimiz seçimlerle önümüzdeki seçimlerdeki kampanyalarını değerlendiren Akşener; ‘’O kadar büyük bir güç var ki ellerinde. Anadolu'yu yeniden geziyorum ben. Geçtiğimiz seçimde büyük caddeler sayın Erdoğan'ın büyük posterleriyle süslüydü. Şimdi çok az. İstanbul'da hele hiç. Buna karşı devlet binaları var. İş devlet binalarına kalmış.’’ dedi.

Hayatında PKK'ya taş atmamış adamlar birdenbire PKK uzmanı olmuş

İYİ Parti’nin HDP üzerinden sınandığını iddia eden Akşener, iç İşleri Bakanlığı döneminde pkk ile verdiği mücadeleyi, Güneydoğu’da devletinin yanında duran ve şehit vermiş ailelerin varlığına değinerek; ‘’Bu kadar büyük fedakârlık yapmış insanların iki de bir onlar üzerinden benim ve partimin dürtülmesi sahtekârlık. Bizden ayrılmış arkadaşlarımızın HDP ile ilişkilendirdikleri yer CHP. O zaman içinize sindi seçildiniz. Hayatında pkk'ya taş atmamış adamlar birdenbire pkk uzmanı olmuş durumda. Bu artık midemi bulandırmaya başladı.’’ dedi.

Beni şerefli Türk polisleri koruyor

HDP üzerinden İYİ Parti’nin ve kendisinin hedef gösterildiğinin altını çizen Akşener, bu durumun pkk ile mücadeleyi ciddiyetsiz bir hâle getirdiğini belirterek; ‘’Benim dokunulmazlığım yok. Beni şerefli Türk polisleri koruyor. Benim pkk ile Kandil'de alakam varsa, bu kereste tipli adamlar bostan korkuluğu mudur? Gelip gereğini yapmaları lazım. O şerefli Türk polisleri İçişleri Bakanlığı görevimi yaptığım için koruyor. Siz laf olsun torba dolsun diye bunu yapıyorsunuz bu işin ciddiyetini ortadan kaldırıyorsunuz. Siz ciddi insanlar değilsiniz. Bu ülkenin ciddiyetini ortadan kaldırıyorsunuz.’’ diye konuştu.

Önceliğimiz bu ucube sistemden parlamenter sisteme geçiş

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemesine ilişkin Akşener; ‘’Bu ittifakın Kemal Bey'i destekliyor olmasının bizim açımızdan sakıncası yok. Desteği veren partilerin sözcüleri 'bir pazarlık yapmadık, talebimiz yok, herhangi bir şart, koşul ileri sürmedi, birinci önceliğimiz bu ucube sistemden parlamenter sisteme geçişe dair bir gayret olsun, buna da katkımız olsun' dedi. Yani bakanlık, bürokrasi, Öcalan’ın serbest bırakılması yok.’’ diye konuştu.

Duran Kalkan, bizim en fazla irtibat kuran Tayyip Bey'dir diyor

Ak Parti’nin mitinglerde izletilen videolarına ilişkin Akşener; ‘’O teröristlerin videolarının içinde başka şeyler de var. Duran Kalkan, 'bizimle en fazla irtibat kuran Tayyip Bey'dir' diyor. Yaptıkları konuşmalara baktığımızda sözde biz destekleniyormuş gibi. Gerçekten terör örgütü olsanız; sizi serbest bırakacağını el altından söylenmiş bir yapıyı desteklediğinizi ilan eder misiniz? Siz o zaman geri zekâlı olmanız lazım.’’ dedi.

Çözüm sürecini biz yapmadık, masaya PKK ile biz oturmadık

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çözüm süreci üzerinden eleştiren Akşener; ‘’Çözüm sürecini biz yapmadık. Masaya pkk ile biz oturmadık. İYİ Parti'den bahsediyorum. Kaldı ki bugün bize mermi atılması gerektiğini söyleyen sayın Bahçeli, o gün akil adamların tur atmasına ‘dokunulmayacak’ demiştir. Doğru bir tavırdır. Demokrasidir öznesi. İYİ Parti olarak net bir şey daha söylüyoruz biz. O masada HDP olduğu takdirde biz olmayız. Bu netlikteyiz.’’ dedi.

Hüdapar terörist demiyorum. diyorum ki...

Cumhur İttifakı’nın içinde yer alan ve seçime Ak Parti listelerinden giren Hüdapar’ın Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle problemi olduğunu ifade eden Akşener, Hizbullah hükümlüsü Mehmet Emin Alpsoy’un da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın affıyla serbest kalmasına dikkat çekerek; ‘’71 yaşında sayın Cumhurbaşkanı tarafından affedildi. Gaffar Okkan'ın katillerine terör örgütü demiyor bu parti. Bu beka sorunu değil.

Hüdapar terörist demiyorum. Diyorum ki, Hüdapar, Hizbullah'ı terör örgütü kabul etti mi? Her şeyin farkındayım, Gülhane Parkı’ndayım. Bunu vatandaş yemiyor artık. Gaffar Okkan'ın katillerine terörist demeyenlerle beraber yol yürüyorsunuz.’’ dedi.

Sayın erdoğan kaybettiğini gördüğü için bu kadar asabi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; ‘’Bunlar dinsiz, kitapsız’’ sözlerine ilişkin konuşan Akşener; ‘’Sayın Erdoğan cin gibi adamdır. Bence kaybettiğini gördüğü için bu kadar asabi. ‘Kitapsız, dinsiz, imansız’ demek ağır bir şey. Ben 7 yaşından beri namaz kılan insanım. Bir Müslüman’ın; ‘imansız, dinsiz,’ olduğunu söylemesi şirktir. Dini vecibe olarak ben kimseye 'dinsiz, kitapsız' diyemem. 'Biz Allah'tan emir alırız' ne demek? Vahiy geliyor demektir.’’ dedi.

Sayın Erdoğan'ı tanıyorsam eğer sistemin değişmesini isteyeceklerdir’

Millet İttifakı çatısı altında 2 parti olarak seçime gidildiğini ifade eden Akşener, ‘’Bu iki siyasi partinin 301 geçen milletvekili sayısıyla alırsa kazanmış oluyorsunuz. 360 olması gerekiyor ki, referanduma götürsün. Ben de sayın Erdoğan ve Ak Parti'yi tanıyorsam eğer sistemin değişmesini onlar da isteyeceklerdir.  Biz 301'i yakalayacağız iki parti olarak. Üstünü de Ak Parti ile beraber jet hızıyla parlamenter sisteme geçeriz.’’ dedi.

Muhalif seçmenin bir hesap yapma durumuna geçtiğini görüyoruz

Muharrem İnce’nin ve Sinan Oğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına hakları olduğunu ifade eden Akşener, her iki adayın da linçe uğramalarını doğru bulmadığını söyledi.

İYİ Parti’nin adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunun altını çizen Akşener; ‘’Bütün bu sisteme baktığınız zaman bu Erzurum'daki hadiseden sonra ben artık muhalif seçmenin yani bir hesap yapma durumuna geçtiğini görüyoruz. Sandığa gittiği zaman stratejik oy kullanma hâli. Yani bu insanların kendisinden bağımsız, bu 2 adayın kötülüğünden iyiliğinden bağımsız. Bu işin uzamasının Türkiye’ye fayda getirmeyeceğine dair bir kanaat oluşmuş durumda’’ diye konuştu.

Tyyip Bey mütemadiyen şu anda vaatte bulunuyor

3 yıllık esnaf ziyaretlerinde karşılaştığı manzaraları anlatarak konuşmasına devam eden Akşener, vatandaşın ekonomideki sorunlarına dikkat çekti.

İktidarın; ‘’Ekonomideki serzenişler azaldı.’’ İddiasına ilişkin Akşener; ‘’Ekonomi aslında şu anda hepsinden daha fazla ama gürültüden ses duyulmuyor. Şimdi söylenen ile bulunanın çok farklı olduğunu düşünüyorum ben. Göreceğiz yani ben haklıysam sonuç benim dediğim gibi olacak da haksızsam da ters olacak. Ama iddia ediyorum ki hâlâ ekonomi en önemli konu ki Tayyip Bey mütemadiyen şu anda vaatte bulunuyor.’’ dedi.

Biz IMF’ye gitmeyeceğiz

2001 yılında ekonomiye dair problemlerin IMF üzerinden çözüldüğünü söyleyen Akşener, Bilge Yılmaz’ın önerisine dikkat çekerek; ‘’Yeteri kadar Türkiye’de fakir fukara kemer sıktı. IMF’yle el sıkışıldığı takdirde bunlar olacağı için biz IMF’ye gitmeyeceğiz. İsrafı, yolsuzluğu ortadan kaldıracağız. Ekonominin patronu güvendir. Bunları sağladığınız zaman o temiz para dediğiniz yani yatırıma gelen menşei belli bir paranın Türkiye’ye gelir.’’ dedi.

Sayın Babacan başkan yardımcısı, bakan olmayacak

Ali Babacan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun videosuna ilişkin konuşan Akşener; ‘’Sayın Babacan başkan yardımcısı. Bakan olmayacak. Karıştırılan o. Sayın Babacan benim pozisyonumda. Her siyasi partinin bakanları olacak.’’ dedi.

Milletvekili sayısının oranına göre bir görev dağılımı yapılır

Millet İttifakı’nın bakan dağılımına ilişkin konuşan Akşener; ‘’Bu 6 siyasi partiye zaten başlangıçta dendi ki ‘Genel Başkanlar Cumhurbaşkanı Yardımcısı oluyoruz ve her partiye de bir bakanlık olabilir’ dendi. Sonrası logosuyla giren 2 siyasi partinin sayısına göre Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ parti arasındaki milletvekili sayısının oranına göre bir görev dağılımı yapılır.’’ dedi.

Bilge Bey'i biz önerdiğimiz zaman herhangi bir itiraz olamaz

Bilge Yılmaz’ın bakanlığına ilişkin Akşener; ‘’Bilge Bey biz önerdiğimiz zaman herhangi bir itiraz olamaz. Muharrem Erkek Bey’i Sayın Kılıçdaroğlu bakan yapmaya kalkıştığı zaman bizim bir itirazımız olamaz. Sayın Kılıçdaroğlu veya Cumhuriyet Halk Partisi, kendi alanlarında var olan görevlendirmelerin bir kısmını diğer siyasi partilere yani ‘bu arkadaşımız bu işi çok iyi yapar’ diye veriyorsa veya bu görevlendirme o partinin içinden bir şahsa yaparsa takdiri bizi ilgilendirmez yani o koalisyondur bu.’’ diye konuştu.

Bize hakaret edenlerle dalga geçiyorum

Erzurum’da yaşanan olayların Kılıçdaroğlu’nun birinci turda seçimi kazanmasını güçlendirdiğini ifade eden Akşener; ‘’Seçim dediğiniz şey vatandaşın düğünü, bayramıdır. Ben böylesine bir dönemi hatırlamıyorum. Mesela ben seçmeni güldürüyorum. İnsanların buna ihtiyacı var. Espri yaparak götürüyorum. Bize hakaret edenlerle dalga geçiyorum. Erzurum bayram olmadığını anlattı. Taştan yaralanan küçücük çocuklar var. Vicdan harekete geçti. Dün bir milattır. Tayyip Bey doğru yönetemedi.’’ dedi.

Bir saçmalık yapmak istense dahi olmayacağına inanıyorum

Seçim güvenliğine ve seçimlere yönelik provokasyon iddialarına ilişkin konuşan Akşener; ‘’Benim bildiğim bir şey var. Güvenlik güçleri, devlet dediğimiz mekanizmayı oluşturan kurumların içindeki ciddi insanlar saçmalığa müsaade etmez. Ben devletime çok güveniyorum. Oradaki bürokrasiden bahsediyorum, siyasetçiden değil. Bir saçmalık yapmak istense dahi olmayacağına inanıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun muhalefete yaptırdığı 'şımarmama' çağrısına katılıyorum. Yapmamız gereken şey, sayın Erdoğan'ı nezaketle, saygıyla uğurlayacağız, sayın Kılıçdaroğlu'nu alkışlarla Çankaya'ya götüreceğiz.’’ diye konuştu.

Rövanş falan olmaz, artık barışmalıyız

Millet İttifakı olarak seçimleri kazanmalarının ardından devlette görev alan bazı isimlerle çalışılıp çalışılmayacağına ilişkin Akşener; ‘’Bitmeyen bir rövanş hikâyesi geldi. Biz bundan yorulduk. Hukuk, adalet kim suçluysa gereğini yapar. Hırsızlık yapmışsa, zorbalık yapmışsa, katilse, azmettirici ise gereğini yaparlar. Bana; ‘Meral Kılıçdaroğlu’ dediği için kalbimin bütün gücüyle gerçekten çok üzgünüm, kızgınım. Ama İsmail Kahraman'dan siyasi intikam alamam, açık söyleyeyim. Rövanş falan olmaz. Artık barışmalıyız. Yetti artık. Biz önümüze bakacağız.’’ dedi.

Sayın erdoğan en büyük zararı kendisine veriyor

Bu seçimin Parlamenter Sistem’e geçiş için son seçim olduğunun altını çizen Akşener; ‘’Ak Partili olsam, sayın Erdoğan'ı çok seviyor olsam bilerek hem Kılıçdaroğlu'na hem İYİ Parti'ye oy veririm. Sayın Erdoğan en büyük zararı kendisine veriyor. Karşı taraf kazanırsa öfkeler artacak, kayırmalar artacak, nefes alamama artacak, gençlerin umutsuzluğu artacak, 5 yıl o kadar hızlı geçecek ki. Şeffaflığın olmaması, liyakatsizlik nefes alamaz hâle getiriyor. Böyle sistemin içerisinde iyi yapan işler yok mu? İHA'lar, SİHA'lara itirazımız yok, onlar geliştirilsin, yeni şeyler de bulunsun, buna kim hayır diyecek? Bütün bunların sebebi bu ucube sistem.’’ diye konuştu.

O size zaten başbakanlık etkisini, yetkisini getirir

Başbakan olma iddiasına ilişkin konuşan Akşener; ‘’Ben yetkiden bahsediyorum. Siz birinci partinin genel başkanı olarak çıkarsanız, ona yönelik bir milletvekili sayısıyla çıkarsanız çok güzel olur. Dolayısıyla o size zaten başbakanlık etkisini, yetkisini getirir. Gayri resmî olur ama yetkisini getirir.’’ dedi.

O tura çıkmasaydım, 3 Mart'taki masaya farklı tepki getiremezdim

İYİ Parti’yi kavramsal olarak millî merkez olarak tariflediklerinin altını çizen Akşener, siyaset kavramlarının da değiştiğini ifade ederek; ‘’Biz makulün yanında, insanların eleştirebildiği, insanları dinleyen, kulak veren bir partiyiz. Ben mesela çok samimi bir şey söyleyeyim. 20 Ocak 2020’de o tura çıkmasaydım, 3 Mart'taki masaya farklı tepki getiremezdim. Çünkü bilmeyecektim.’’ dedi.

Türkiye'de her şey çölleşti, çoraklaştı

Türkiye’de milliyetçilik adı altında yapılan ayrıştırıcı dilin hiçbir dönemde olmadığını ifade eden Akşener; ‘’Ziya Gökalp'in Cumhuriyet'in kuruluşunda çok büyük etkisi vardır. Bizim rol modelimizdir. İlk bilim, demokrasi diyen kişidir. Sonra Mümtaz Turhan bilim, demokrasi ve Batı ile ilişkileri, kültürü tarifler. Problemi tespit edip çözüm buluyor bizimkiler. Erol Güngör benzeri. Biz bunları bitirdik. Devamını getirmemiz lazım. Türkiye'de her şey çölleşti, çoraklaştı. Kapsayıcı, kitle partisi, kendisini nasıl tarif ediyorsa o şahıs saygı duyan, farklılıkları enerji gören, saygı gösteren müştereği öne çıkaran bir siyasi partiyiz biz.’’ dedi.

Batı'nın böyle acımasız pragmatik yanı vardır

Batı medyasının seçim yorumlarına ilişkin konuşan Akşener, Batı’nın Türkiye gibi ülkelere bakışında ikircikli durum olduğunu söyleyerek; ‘’Batı'nın bizim gibi ülkelere bakışında ikirciklik var. Onlar demokrasiyi kendi ülkelerinde uygulamaya gayret eder, vatandaşına nefes alma, itiraz etme fırsatı verir ama bizim gibi ülkelerle ilişkilerde tek adam sistemiyle onlar açısından daha kolay yürür. Batı'nın böyle acımasız pragmatik yanı vardır.’’ dedi.

Avrupa Birliği ile olan ilişkiler iç politikanın malzemesidir

Avrupa Birliği ile olan ilişkilere değinen Akşener; ‘’Avrupa Birliği ile olan ilişkiler iç politikanın malzemesidir. İlginç bir biçimde AB ülkelerinin de Türkiye ile olan ilişkileri kendilerinin malzemesi. Seçilenler el sıkışıp hayatına devam ediyor. Sokaktaki insanın birbirinden koptuğu düşmanlaştığı süreç yaşandı. Sultancıl popülist liderler deniyor buna. Macaristan'da da öyle. Bir Fransız'ın Türk'e, bir Türk'ün Fransız'a alerji duyduğu bir sonuç kalıyor sonuçta. Kimsenin işine yaramıyor.’’ dedi.

Türkiye bir göç hendeği oldu

Suriyeli sığınmacıların geri gönderme planlarının Millî Göç Doktrinlerinde yer aldığını ifade edem Akşener,‘’Biz geri gönderme eylemini sunduk. Ortalamasını alalım 8 milyon büyük rakam. Türkiye bir göç hendeği oldu. Geri Kabul Anlaşması çok yanlış, tekrar düzenlenmesi lazım.’’ dedi.

11 bin köy okulu şu anda açılabilir durumda

14 Mayıs seçimlerini kazanmalarıyla birlikte gerçekleştirecekleri vaatlere ilişkin konuşan Akşener, bireysel beyanname yaptıklarını ifade ederek; ‘’Staj mağdurlarını gidereceğiz. Tek tek bakıldı. 11 bin köy okulu şu anda küçük tamiratla açılabilir durumda. Köy okullarını açacağız. Öğretmen ve ziraat mühendisi, veteriner ve teknisyen tayin edeceğiz.’’ dedi.

Kılıçdaroğlu ailesinin ziyareti

Akşener programın sonunda, geçtiğimiz akşam Kemal Kılıçdaroğlu ve Selvi Kılıçdaroğlu’nu evinde misafir etmesine ilişkin; ‘’Kemal Bey'le Erzurum'u konuştuk. Seçimle ilgili konuştuk. Bizim evde çayı eşim demler. Günlük yardımcımız gece yok. Tabakları ben hazırladım. Zaten toplam 4 kişiyiz. Eşim çay koymaya gitti. Kemal Bey 'müsaade ederseniz mutfağa girip Tuncer Bey'e yardım edeyim' dedi. Hay hay dedim. Ben fotoğraflarını çektim. İkisinin de haberi yok. İşte en özel durum bu. Sayın Erdoğan'ın mitinginde 'karılar gibi mutfaktan çıkmayan değil arı gibi çalışan lider istiyoruz' diyen bir pankart vardı. Çok ayıp. Olan yine bize oldu.’’ diye konuştu.

Editör: Ahmet Agah