Özel Haber: Deniz Dalgıç
Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) Copernicus İklim Değişikliği Servisi Direktör Yardımcısı Samantha Burgess, haziran ve temmuz aylarındaki küresel sıcaklık rekorlarını takiben sonraki birkaç ay karasal alanların ortalamadan sıcak olmasının beklendiğini ifade ederek, "Bu yaz çok yüksek ihtimalle gördüğümüz en sıcak yaz olacak" dedi. Tüm dünyayı etkisi altına alan aşırı sıcaklar günler süren orman yangınlarını beraberinde getirirken konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, son zamanlarda artan yangınların çok sayıda can ve mal kaybına yol açtığına dikkat çekerek, “Yanan alanların yerine sonraki süreçte tatil siteleri ya da TOKİ evleri yapılıyor. Tabii bunlar spekülasyon. Her yerde bu tür söylemler oluyor. Yangın oluyor. Nedeni de burayı imara açmak ya da otel yapmak. Her yerde değil belki ama bazen yandıktan 1-2 sene sonra buraların yapılaştığını, otel, tatil köyü yapıldığını görüyoruz. Bu da yangınların en azından bir kısmının kasıtlı olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Yanan alanların imara açılmasının “Anayasa’ya aykırı” olduğunu vurgulayan Tunçer, yanan alanların başka amaçla kullanılamayacağını ve doğanın kendi kendini onarma yeteneğine sahip olduğunu söyledi.
“Akdeniz Bölgesi’nde çok yangın olacaktır”
Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, küresel ısınmaya bağlı olarak artan sıcaklıkların yangınları tetiklediğini belirterek, alınması gereken önlemleri ELİPS HABER’e anlattı. Küresel ısınma konusunun ‘bugünün meselesi’ olmadığını söyleyen Tunçer, “1960’tan hatta çok daha eskiden beri insanlığın fark ettiği, bilim insanlarının sürekli üzerinde durduğu bir konu. Birleşmiş Milletler'in toplantılarında alınan kararlar var. 1982’de yapılan Sürülebilir Gelişme Konferansı var. Brundtland Raporu var. Küresel ısınmayı konu alan Brundtland Raporu’nda eğer önlem alınmazsa ya da alınan önlemler yetersiz kalırsa 2020’lerde 2030’larda birkaç derece ısının artacağı ve bu durumun giderek hızlanacağı belirtiliyor. Ben 2050’lerde 2060’larda çok daha yüksek sıcaklıkları görmekten endişeleniyorum. Mesela Akdeniz Bölgesi, ekvator gibi tam bir tropikal iklim bölgesine geçiyor. Ve Akdeniz Bölgesi’nde çok yangın olacaktır” dedi.
Yangınların bir kısmı kasıtlı olabiliyor: Amaç yanan yerleri imara açmak
Son zamanlarda Türkiye genelinde yangınların arttığına dikkat çeken Tunçer, meydana gelen yangınlarda çok sayıda can ve mal kaybının yaşandığını söyledi. Yanan alanların yerine sonraki süreçte tatil siteleri ya da TOKİ evleri yapılabildiğini söyleyen Tunçer, “Tabii bunlar spekülasyon. Her yerde bu tür söylemler oluyor. Yangın oluyor. Nedeni de burayı imara açmak ya da otel yapmak. Her yerde değil belki ama bazen yandıktan 1-2 sene sonra buraların yapılaştığını, otel, tatil köyü yapıldığını görüyoruz. Bu da yangınların en azından bir kısmının kasıtlı olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
“Yerleşim yerlerini ormanlardan uzaklaştırmalıyız”
Yangınların kısa sürede yerleşim yerlerine yayıldığını anlatan Tunçer, “Artık yerleşim yerlerini ormanlardan biraz uzaklaştırmak ve birtakım bariyerler koymak zorundayız. Ormana girişler yasaklandı ama çevresi çitle çevrilmediği için insanlar içeriye girip piknik yapıyorlar, mangal yakıyorlar. Ormanın içine atılan çöpler ve yakılan mangal en büyük sorunumuzdur. Çünkü o çöplerde cam, plastik var ve güneş ışığını yansıttığı zaman anında yangına neden oluyor. Özellikle çam ormanıysa çam kozalakları bomba gibi patlıyor ve çok çabuk yayılabiliyor” ifadelerini kullandı. Ormanları korumak için mangalın yasaklanması gerektiğinin altını çizen Tunçer, “Belirli alanlar oluşturularak sadece oralarda mangal yakılmasına müsaade edilmelidir. Örneğin 1-2 tane Bolu Abant'ta ya da Gölcük'te köfte, şiş yapılan yerler yapıldı. Sadece o denetimli binanın içinde yapıyor. Dışarıda yapılması yasak” dedi. Milli parkaların planlaması yapılırken mangal ve piknik alanının ayrılması gerektiğini söyleyen Tunçer, “Denetim olmayınca, bekçi olmayınca bu parklarda mangallar yakılıyor, dumandan geçilmiyor. Bu tür alanlara giriş için belli bir kapasite belirlenmeli. Milli parka girişlerde ‘alanımız doldu’ denmeli. Her yerin bir taşıma kapasitesi var” değerlendirmesinde bulundu.
Planlamanın öneminin bir kez daha altını çizen Tunçer, sözlerine şöyle devam etti:
"Yangın meselesi çok önemli. Planlama konusu önemli. Yangından sonra eğer bir rant beklentisi varsa bu rant beklentisine devletin mutlaka ‘Hayır’ demesi lazım. Orman alanlarının imara açılması Anayasa’nın maddelerine aykırı."
“Her ilde yangın müdahale helikopteri bulunmalı”
Çıkan yangınları kontrol etmenin oldukça güç olduğunu anlatan Tunçer, “Bir bakıyorsunuz yangın aniden 15 kilometre yayılıyor. 3-5 tane helikopterle buna müdahale etmek yeterli değil. Bence her ilde çok acil birkaç tane yangın müdahale helikopteri olması gerekir. En azından 1-2 tane olması gerekir ki anında müdahale edilebilsin. Birkaç saat bile çok önemli. Bu açıdan anında önlem almak çok değerli” sözleriyle konuşmasını tamamladı.