Haber: Halide Tonga

Copernicus İklim Değişikliği Servisinin aylık raporuna göre, Temmuz 2023, küresel olarak şimdiye kadar en yüksek sıcaklığın kaydedildiği ay oldu. 2023 yılının en sıcak ayı olan Temmuz ayı, 2019 Temmuz ayını 1,5 santigrat derece aştı. 

Kuzey yarımkürenin birçok bölgesinde sıcak hava dalgaları yaşandı, Antarktika'nın büyük bölümünde ortalamanın çok üzerinde sıcaklıklar ölçüldü. Dünyada sıcak hava akımı nedeniyle ölümler yaşandı. Birçok ülke sıcak hava nedeniyle çalışma koşul ve saatlerinde düzenlemeye gitti. Uzmanlar özellikle ana sebeplerden olan sera gazı emisyonun azaltılması gerektiği yönünde uyarılarda bulundu. 

Yılın ‘en sıcak ayı’ olan Temmuz ayı sıcaklıkları, iklim değişikliği, El Niño etkisi ve iklim krizinin neden olduğu olumsuz sonuçlarla ilgili Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yiğitbaşıoğlu Elipshaber’e açıklamalarda bulundu. 

Prof. Dr. Hakan Yiğitbaşıoğlu

BM'ye göre küresel kaynama dönemindeyiz

Temmuz ayı ‘yılın en sıcak ayı’ olarak ilan edildi. Bu konu hakkındaki değerlendirmeniz nedir?

Bu beklenen bir şeydi, sürpriz olmadı. Geçenlerde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri yaptığı açıklamada, “Artık küresel ısınma dönemini bitirdik, küresel kaynama dönemine geçtik” dedi. Doğru bir saptama. Bu durum artarak devam edecek. Bu konuda birtakım modeller, simülasyonlar var ama bunların hepsi artışı gösteren simülasyonlar. Yani en iyimserden en kötümser duruma kadar değişen senaryolar var. Ama bu senaryoların hepsi maalesef artışları gösteren senaryolar. Bu gidiş devam edecek gibi görünüyor. 

İklim değişikliği insanların beslenmesine dayanan olumsuz sonuca yol açıyor

Bizim insan olarak bulunduğumuz alanda yaşadığımız uyumlu bir yapımız var. Bu hem doğal çevre ile ilgili hem de diğer alanlarla ilgili. Özellikle tarımsal alanda önemli bir konu bu. İnsan bir şekilde uyum sağlıyor ama doğal çevresi bu küresel iklim değişikliği dönemine göre adapte olmuş durumda. Dolayısıyla bu ısınma genel anlamda iklimdeki değişme bu alanlarda büyük etkiye yol açıyor. Özellikle su kaynakları üzerinde, tarım ürünleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu da sonuçta insanların beslenmesine dayanan bir sonuca yol açıyor. 

Hala iklim değişimini reddedenler var

Küresel kaynama dönemindeyiz ve hava sıcaklıkları çok yüksek. İnsanlık olarak yeni normalimiz bu mu? 

Bunun cevabı zor. Bu artış tabi giderek insan hayatını zorlaştıracak bir etkiye sahip. Ama bunu olumlu bir sonuca vardırmak için genel insan etkisi lazım. Yani bu olayı başlatan insan etkisi. Bunu sonlandırmak mümkün olmasa da en azından bir seviyede tutmak ve ona uyum sağlamak mümkün olabilir. Bunun için tüm dünya ülkelerinin, tüm insanlığın birleşmesi lazım. Hala iklim değişimini reddeden ve bunun olmadığını düşünen dünyada insanlar, politikacılar var. O yüzden herkesin aynı şeyi düşünüp ortak bir hedef üzerinde çalışması ile bu sorun bir dereceye kadar önlenebilir daha doğrusu uyum sağlanabilir hale gelebilir. Ama bu aykırı görüşlerle ya da sadece bugünü kurtaracak görüşlerle mümkün değil. O yüzden gelecek daha karanlık görünüyor. 

El Niño’nun en büyük etkisi Kuzey ve Güney Amerika çevresinde görülüyor

El Niño etkisi nedir? Türkiye’de etkisi var mı?

El Niño Pasifik Okyanus’undaki akıntı sisteminde gerçekleşen bir değişim. Sonuç olarak özellikle Pasifik çevresindeki ülkeleri doğrudan en büyük şekilde etkiliyor ama tabi ki dünya ve atmosferdeki küresel hava akımlarını da etkiliyor. O yüzden bu etkilerden bir kısmı Türkiye’nin de içinde bulunduğu alanı etkiliyor. Ama en büyük etkisi Kuzey ve Güney Amerika çevresinde, daha batıya gidersek de Asya kıyılarında görülüyor.

Editör: Halide Tonga