Brezilya‘da bir süredir devam eden şiddetli kuraklık, Amazon Nehrinde bugüne kadar sular altında kalan çizimlerin kolaylıkla fark edilebilecek hale gelmesine neden oldu. Ülkenin kuzeyindeki Manaus kentinde, kayalara oyulmuş insan yüzü resimleri keşfedildi.
Bu çizimlerin bazıları 2010 yılında devam eden kuraklık sırasında arkeologlar tarafından görülmüştü ancak uzmanlar bu kez daha fazla çeşitte çizim keşfettiklerini belirtiyor.
Kayalara oyulmuş yüzler Rio Negro ve Solimoes nehirlerinin Amazon’a döküldüğü Ponta das Lajes diye bilinen kıyı şeridinde yer alıyor.
BBC‘nin aktardığına göre, arkeolog Jaime Oliveira yerel basına verdiği demeçte, yüzlerin İtalyan kaşif Kristof Kolomb‘un keşifleri öncesinde bu bölgede yaşayanlar tarafından yapıldığını söyledi:
“Burası, bin ila 2 bin yıl önce yerleşim kanıtlarının bulunduğu sömürge öncesi döneme ait bir bölge. … Burada insan biçimli figürlerin temsillerini görüyoruz.”
Oymaların olduğu bir diğer kayanın yerliler tarafından oklarını keskinleştirmekte kullanıldığı düşünülüyor.
Kuraklığın sebebi: İklim değişikliği ve El Niño
Çizimler son olarak Rio Negro nehrinde su seviyesinin 13,63 metreye düştüğü 2010 yılında görülmüştü.
22 Ekim’de su seviyesi ilk kez 13 metrenin altına; 23 Ekim’de de 12,89 metreye düştü.
Brezilya hükümeti kuraklığı iklim değişikliğine ve El Niño hava olayına bağlıyor. El Niño, Kuzey Amazon‘da yağış miktarının tarihsel ortalamanın altına düşmesine ve nehir seviyelerinin görülen en düşük seviyelere inmesine neden oldu.
El Niño olarak bilinen ve gezegenin bir-iki yıllığına ısınmasına yol açan hava olayı Pasifik Okyanusu’nda Haziran ayında başlamıştı.
El Niño nedir?
Doğu ve orta Pasifik Okyanusu‘ndaki okyanus sıcaklıklarında yaklaşık her üç ila beş yılda bir görülen yükseliş, El Niño’nun açık belirtilerinden biri. Bu durum dünya genelinde birbirini tetikleyen aşırı hava koşulları yaratarak bir yıla kadar etkili olabiliyor.
Bu dönemde doğu Pasifikte uzanan güney ABD gibi bölgelerde ortalamanın üzerinde yağış ve hatta tahribat yaratan toprak kaymaları yaşanabiliyor.
Okyanusun diğer ucundaki, Endonezya ve güneydoğu Asya gibi bölgelerde ise kuraklık etkili oluyor ve bu kuraklık yıkıcı orman yangınlarını tetikleyebiliyor.
Dünyanın diğer bölgelerinde ise yıkıcı seller, gıda güvensizliğine yol açabilecek mahsul kayıpları, tropikal hastalıklardaki artış ve balık popülasyonlarında düşüş gibi etkiler gözlemleniyor.
Bu olayların tamamı, hem yerel hem de küresel ekonomileri zarara uğratabiliyor.