Türk Toraks Derneği, 15 Kasım Dünya KOAH Günü kapsamında açıklamada bulunarak hava kirliliğinin, KOAH’ı etkileyen faktörlere dikkat çekti. Bunların arasında tütün dumanı, hava kirliliği, iklim değişikliği ve sera gazı salımları öne çıkıyor.

Aşırı hava olaylarının küresel ekonomiye maliyeti 2 trilyon doları aştı Aşırı hava olaylarının küresel ekonomiye maliyeti 2 trilyon doları aştı

Bu yılın Dünya KOAH Günü teması, iklim değişimi ve etkilerini de kapsayacak şekilde “Havamızı Koruyalım, KOAH’sız Yaşayalım” olarak belirlendi, Dünya KOAH Günü’nde temiz hava ve akciğer sağlığının öneminin vurgulanması amaçlanıyor.

Nefes alıp vermede zorluk ile karakterize, kalıcı solunumsal yakınmalarla seyreden, yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığı olan KOAH,  dünyada yetişkin nüfusun onda birini etkiliyor ve dünya çapında en yaygın üç ölüm nedeninden biri.

KOAH nedenli ölüm sayısı 2019’da 3,22 milyonu buldu ve ölüm sayısı 2007 ile 2017 arasında yüzde 17,5 arttı. Türkiye’de 2019 yılında 100 bin kişi başına düşen KOAH ölüm sayısı 32,8 olarak kaydedildi. Söz konusu oran, Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasından (yüzde 23,7) daha yüksek.

Fosil yakıtlar KOAH’ı da etkiliyor

Açıklamada tütün dumanının KOAH’ın en yaygın nedeni olmakla birlikte KOAH tanılı kişilerin yüzde 20’sinin sigara içmediğinin tahmin edildiği belirtiliyor ve şunlara yer veriliyor:

“Günümüzde tütün kullanımı yanı sıra iç ve dış ortamda fosil yakıtları (odun, kömür, petrol, gaz), biyokütle (bitki sapları, tezek vb.) ve orman yangınlarının dumanına maruz kalma ve hava kirliliği de önemli risk faktörleri arasındadır.”

Yetersiz beslenmenin, enfeksiyonların ve/veya iç ve dış ortam kirleticilerine pasif maruz kalmaya bağlı olarak doğumdan önce ve sonra akciğer gelişiminin geri kalmasının da KOAH’a yol açabileceğinin belirtildiği açıklamada, “Artan tütün kullanımı, yoğun şehirleşme ve kötüleşen hava kalitesi de çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde bu faktörlere maruz kalma riskini artırmaktadır. Risk faktörlerine maruziyetin azaltılması, KOAH’ın gelecekteki yükünü azaltmak için esastır” deniliyor.

‘Sera gazlarını azaltmak KOAH’la mücadelede temel hedeflerden biri olmalı’

Küresel iklim değişikliğinin KOAH hastalarını da doğrudan etkileyeceğinin tahmin edildiğine yer verilen açıklamada, “İklim değişikliği ile birlikte sıcaklık artışı, anormal hava olayları ve orman yangınları görülmektedir. Aşırı sıcaklıklar (hem sıcak hem de soğuk) yanında iç ve dış hava kirleticileri KOAH’ta artan solunum yakınmaları yükü, akciğer fonksiyon kaybı ve KOAH alevlenmeleri ile erken ölümlere neden olmaktadır. Bu nedenle hava kirliliği ve iklim değişikliğine yol açabilecek sera gazlarını azaltmak KOAH’la mücadelede temel hedeflerden biri olmalıdır” ifadelerine yer veriliyor.

KOAH’ın erken yaşta başlayabileceğine ve genç bireyleri de etkileyebileceğine değinilen Türk Toraks Derneği açıklamasında, KOAH öncesi koşulların farkına varılmasının, önlenmesinin, hasta olanların erken teşhisinin ve uygun tedavi yaklaşımlarının önemine dikkat çekiliyor. Açıklamada ayrıca şunlar aktarılıyor:

“KOAH’da en sık görülen yakınmalar; öksürük, balgam, nefes darlığı ve bazı olgularda yorgunluk hissidir. Hastanın yakınmaları hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. KOAH’ın tanısı, sağlık kurumlarında basit bir test olan ‘nefes ölçüm testi’ (solunum fonksiyon testi) ile kolayca konulabilir. Tanının doğrulanması için solunum fonksiyon testi kullanılarak hava akımında azalmaya yol açan tıkanıklığın belirlenmesi esastır.”

KOAH’sı olan kişiler neler yapmalı?

KOAH tanısı konulan kişilerin tütün ve tütün ürünlerinin kullanımını bırakmaları gerekiyor. Ayrıca bu kişilere zararlı toz ve gaz içeren ortamlardan, hava kirliliğinden uzak durmaları öneriliyor. Sağlıklı beslenme ve günlük egzersiz de gereklilikler arasında bulunuyor.
Akciğerleri sağlıklı tutmak ve sağlıklı nefes alabilmek için;

Tütün ve tütün ürünlerini kullanmayın.
Soluduğunuz ortam havasını temiz tutun.
Düzenli ve dengeli beslenin.
Düzenli egzersiz yapın.
Yaş grubunuza uygun aşınızı olun.
İklim değişimine duyarsız kalmayın.
Kitlesel çözümler
Yoksulluk, kırılgan gruplara özel bir yaklaşım ve sağlıkta eşitsizlikler ile mücadelenin kitlesel önlemler için önemli olduğu belirtiliyor.

İç ve dış ortam hava kirliliğinin azaltılması da KOAH’ın gelişimi ve alevlenmesini önleyen koruyucu bir müdahale olarak tavsiye ediliyor. KOAH hastalarının dış ortam aktivitelerini yerel hava kalitesi indeksini takip ederek ona göre düzenlemesi gerektiği ifade ediliyor. Toplumsal müdahale önlemlerinin dışında KOAH tanılı hastaların hava kirliliği bulunan yerlerde maske kullanmasının da yararlı olabileceğine değiniliyor.

KOAH’ın bireysel tedavisinde nefes açıcı özellikte “inhaler” olarak adlandırılan solunum yolu ile uygulanan ilaçlar ile hava yollarındaki daralmanın azaltılıp hastanın olabildiğince rahatlatılması amaçlanıyor. Solunum yetmezliği olan KOAH’lı hastalarda evde oksijen tedavisi ve/veya evde solunum cihazı tedavisi gibi tedavilere ihtiyaç olabiliyor. Açıklamada şu tedavi yöntemlerine de yer veriliyor:

“Öte yandan hastalığın seyrini kötüleştiren ve ölümlere neden olan alevlenmelerden ve zatürreden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavilerinin düzgün uygulanması gerekir. Ayrıca sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitenin ve uygun hastalarda akciğer rehabilitasyonu uygulanması hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlamaktadır. Tüm tıbbi tedavilere rağmen yakınmaların fazla olduğu KOAH hastalığının özgün bir alt grubunda ise ayrıntılı incelemeler yapıldıktan sonra bronkoskopi ile sarmal tel veya valf yerleştirme ile akciğerlerde ortaya çıkan aşırı derecede havalanmanın azaltılması amaçlanmaktadır. Bu işlemler deneyimli merkezlerde seçilmiş hastalara uygulanabilir.”