İstanbul başsavcılığı, 22 Aralık’ta baro başkanı ve yönetim kurulu hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı.

Başsavcılık dün, baro yöneticilerinin görevlerine son verilmesi ve yeni yönetimin seçilmesi talepli dava açıldığını belirterek şu açıklamayı yapmıştı:

“21/12/2024 tarihinde İstanbul Barosu tarafından resmi Twitter hesabından da duyurulan açıklamayla PKK terör örgütü mensupları Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i övücü nitelikteki sözler ile ayrıca adı geçenlerin terör örgütü mensubiyetlerine dair açık tespitler olmasına rağmen sözde gazetecilik faaliyetleri ve gazeteci kimlikleri nedeniyle öldürüldükleri, terörle fedakarca mücadele eden devlet görevlilerimizin sözde savaş suçu işlediği şeklindeki tespitlere göre terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda propagandasını yapmaları nedeniyle İstanbul Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan re’sen başlatılan soruşturma kapsamında şüphelilerin savunmaları 07/01/2025 tarihinde alınmış, akabinde kovuşturma izninin verilmesi için soruşturma evrakı 09/01/2025 tarihinde Adalet Bakanlığı’na gönderilmiştir.“

Bu gelişmeden sonra baro bugün toplanma kararı aldı.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da davaya tepki ve dayanışma amacıyla İstanbul Barosu’na gitti.

23 Şubat’ta olağanüstü kurultay

Söylem ve eylemlerinin hiçbir şekilde anayasa ve hukuka aykırı olmadığını belirten Kaboğlu şöyle konuştu:

* Avukatlık Kanunu’nu, Anayasa’yı hep temel kitaplarımız kabul ettik ama 22 Aralık’ta bir savcılık soruşturması yapılacağına dair bir açıklamayla karşılaştı. 21 Aralık günü Avukatlık Kanunu’nun ilgili maddelerinden kaynaklanan insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün savunulması çerçevesinde bir açıklama yaptık.

* 7 Ocak günü adliyeye davet edildiğimizde savunma yapmadık. Biz yalnızca beyanda bulunduk. Yürütülen soruşturma Avukatlık Kanunu’na ve Anayasa’ya tümüyle aykırıydı. Bunu beyan ettik. Hatta Adalet Bakanlığı’nın sonradan verdiği onayın iptali için Ankara İdare Mahkemesi’ne başvurduk.

Menzil Tarikatı'na ait olduğu iddia edilen villalar yıkıldı Menzil Tarikatı'na ait olduğu iddia edilen villalar yıkıldı

‘Soruşturma ve dava hukuki değil’

* Soruşturma ve dava hukuki değil. Ne var ki İstanbul başsavcılığı anayasa ve yasaya aykırı soruşturma yürütmekle yetinmeksizin aynı zamanda hakkımızda İstanbul Barosu’nun yönetiminin sona erdirilmesi amacıyla dava açtı. O da Anayasa’ya, Avukatlık Kanunu’na ve hukuka aykırı.

‘Demokratik baro yönetimlerine dışarıdan müdahaledir’

* Bu aslında demokratik baro yönetimlerine dışarıdan müdahaledir. İstanbul Barosu yönetimini seçen binlerce avukatın iradesine müdahaledir. Hiçbir biçimde, hiçbir organının Anayasa dışı işlem yapması Türkiye Cumhuriyeti’nde mümkün değildir. Çünkü yasama, yürütme, yargı Anayasamıza bağlıdır, bağlı olmak durumundadır.

‘Sessiz kalamazdık, kalmadık’

* Bu Anayasa dışı müdahaleye karşı sessiz kalamazdık. Nitekim kalmadık, bu bakımdan demokratik irade burada ortaya çıktı. Ama bununla yetinmeyeceğiz. 23 Şubat günü yapacağımız olağanüstü kurultay kararımızı burada açıklıyorum. 23 Şubat kurultayı demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin ancak hukuk yoluyla işlediğini, inşa edilebileceğini İstanbul Barosu’nun 67 bin avukatı, bütün baroların desteğiyle duyuracak. Hepiniz 23 Şubat demokrasi kurultayına davetlisiniz.

Kaynak: Haber Merkezi