HEDEP’in yeni Parti Sözcüsü, Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde ilk basın toplantısını düzenledi. Partisinin demokratik siyasetteki ısrarcı olduğunu vurgulayan Doğan, 30 yılda 10 parti kurulduğunu, 42 başbakan ve 12 cumhurbaşkanı değiştiğini söyledi. Son 24 saatte dört gazetecinin gözaltına alındığını ifade eden Doğan’ın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Kürt sorunu Türkiye’nin demokratikleşmeme sorunudur”
“Bizler acısını çekerek çok iyi biliyoruz ki Türkiye’nin yüzyılına damga vuran en önemli olaylardan biri de demokratik siyaset korkusudur. Başka bir deyimle ifade etmek gerekirse bu korku 100 yıldır öteki olarak gördüğü kabul ettiği herkesi siyaset dışında tutmak için adeta bir kurum olarak canla başla çalışıyor. Korku yalnızca konuşmamızı engellemiyor, dayanışma duygumuzu ve bir araya gelişimizi de uzak tutmaya çalışıyor. Ne yazık ki bu durumun en açık biçimi görüldüğü alan da Kürt korkusu. Şimdi yeniden hatırlatmak lazım ki Kürt sorunu Türkiye’de demokrasinin turnusol kağıdıdır ve en azından 30 yıl bize bunu çok açık ve net bir şekilde göstermiştir. Kürt sorunu çözülmediği sürece Türkiye’nin demokratikleşmesi imkânsız bir hale gelmiştir artık. Yani esasında Kürt sorunu Türkiye’nin demokratikleşmeme sorunudur.”
Türkiye’de basın özgürlüğünün olduğu yıllardan bahsetmek neredeyse mümkün değil. Ama son zamanlarda bu daha çok şöyle ifade ediliyor; ‘Basın özgürlüğünde hiçbir zaman böyle bir dönem görmedik’. Böyle bir iklim oluştuğunda düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller de bununla birlikte geliyor. Son 24 saatte 4 gazeteci gözaltına alındı, 2 gazeteci tutuklandı, 6 gazeteci hakkında ceza istendi ve bir gazeteciye soruşturma açıldı. En çok konuştuğumuz konulardan biri dezenformasyon yasası adıyla getirilen yasanın aslında bir sansür yasası olduğu. Bugün gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması bizim söylediğimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu sesi birlikte yükseltmediğimiz ve çoğaltmadığımız sürece daha çok gazeteci gözaltına alınıp tutuklanacak. Çünkü bu hakikatlerin kamuoyuna ulaşması engellenmek isteniyor.”