TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İstanbul Taksim’deki bir otelde bugün gazetecilerle kahvaltılı bir toplantıda bir araya araya geldi. Baş’a TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün de eşlik etti. Burada konuşan Baş, partisinin ilçe kongrelerini sürdürdüklerini ve bu ay sonuna kadar tamamlayacaklarını söyledi. Ekim ayında il kongrelerini, kasımda da büyük kongreyi tamamlamayı düşündüklerini belirten Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasi rapor hazırladık”

Kongremiz kim, nerede, hangi yönetici makamda yer alacak kongresi değil. Sonuç itibarıyla elbette ki seçimler de yapılacak her düzeyde ama esas odaklandığımız nokta şu: Bir siyasi rapor hazırladık, bu yürüttüğümüz tartışmaların belirli bir olgunluk aşamasında. Şu anda tüm parti üyelerine bu siyasi raporu ulaştırmış durumdayız. Temel olarak dünyada ve Türkiye’de ne oluyor, içinde bulunduğumuz yerde durum nedir; bunu ayrıntılı biçimde analiz etmeye çalışıyoruz. Bu tabloda ne yapmalıyız, bunu hep birlikte tartışmak istiyoruz ve nihayetinde nasıl yapacağız sorusu da en temel gündemlerimizden bir tanesi. Buradan çıkan sonuçlara göre partide yönetim kademelerinin oluşturulmasının daha sağlıklı bir şey olduğunu düşünüyoruz. Bu aynı zamanda belki bizim bu Türkiye siyasetine dair köklü bir değişim, gerçek bir dönüşüm talebimizin ya da iddiamızın da bir yansıması olarak değerlendirilsin isterim. Yani sadece isimlerin, kişilerin değiştiği değil; bir siyasi fikrin tartışıldığı ve o siyasi fikirler doğrultusunda gerekiyorsa görevlendirmenin yapıldığı bir sürecin örgütlemek için çaba sarf ediyoruz.

“Birden fazla belediye kazanma iddiasıyla hareket edeceğiz”

Kadın haklarına dönük bu iktidarın saldırılarını sadece savuşturmakla yetmeyen, talep eden, talebi için mücadele eden ve mücadeleyi kazanan bir çizgiyi tutturmaya çalışacağız. Özellikle emekçi mahallelerinde, yoksul mahallelerinde daha önce temellerini attığımız dayanışma ağlarımız var. Depremle birlikte bunun ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştı. Bu dayanışma ağlarını güçlendirmek için çaba sarf edeceğiz ve belki de bu önümüzdeki seçimlerde tüm bu mücadele süreçlerinin bir evresi olarak Türkiye’de ilk defa bir seçimde birden fazla sosyalist belediye kazanma iddiasıyla hareket edeceğiz. Çok boyutlu çalışıyoruz. Geçen bir yurttaş, toplantıda söyledi. Çok hoşuma gitti. Yani onun cümlesi olarak paylaşayım. Dedi ki ‘Türkiye İşçi Partisi bir şeyi hesap ediyorsa ben artık onlara güveniyorum’. Geçtiğimiz dönemdeki yaptığımız hesapların tümü neredeyse doğru çıktı.

Bizim seçim sonrasına dair hedefimiz bir sosyalist belediyeler birliği oluşturmaktır; toplumcu, halkçı belediyelerin sayısını artırmak ve böyle yeni bir anlayışı Türkiye’de yerel yönetimlerde hayata geçirmektir. Bunun için şu anda merkezi seçim komisyonumuz da ilçe örgütlerimiz de il örgütlerimiz de yoğun bir çalışma içerisindeler. Tek tek bütün ilçeleri, hem ilçelerin genel durumlarını hem orada Türkiye İşçi Partisi’nin durumunu analiz ediyoruz. Bir kısım yerde açıkça söyleyeceğim. Yani Cumhuriyet Halk Partisi’nin AKP nedeniyle içerisine girdiği tembellik; nasıl olsa AKP tehdidi karşısında yurttaş burada bize oy verecek ve biz burayı kazanacağız rahatlığına son vereceğiz ve oralarda ciddi yarışlar izleyecek yurttaşlarımız, dahil olsunlar diye çaba sarf edeceğiz. Bir kısım yerlerde AKP buralar benim kalem, buralar benim mevzim, hiçbir türlü biz buraları kaybetmeyiz dediği yerlere ilişkin de özel çalışmalar yürütüyoruz. Bazı yerleri AKP’den alma iddiası ve hedefi de önümüzdeki günlerde somut olarak adaylarıyla, programlarıyla, ilçeleriyle sizlerin önüne taşınacak. Nihayetinde Türkiye’de yeni bir mücadele dönemi, geçmişten devraldığımız dersler ve onları artık yeni bir evrede, yani 28 Mayıs sonrası Türkiye’de önümüzde somut yeni verilerle birlikte yeni görevlere odaklanmaya çalışacağız.”

Erkan Baş, geçen 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde TİP’ten Hatay Milletvekili seçilmesine karşın Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden tahliye edilmeyen Gezi Parkı davası tutuklusu avukat Can Atalay ile ilgili de şunları söyledi:

Can Atalay yoldaşımızın durumu; bunu ısrarla, inatla söylemeye devam edeceğiz. Sonuçta seçilmiş bir milletvekili arkadaşımız tümüyle hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutuluyor. Buna ilişkin bugüne kadar çeşitli girişimler oldu. Yani Hatay’da çok sayıda eylem oldu, Türkiye’nin dört bir yanında eylemler yapıldı, yurt dışında eylemler gerçekleştiriliyor. Birincisi seçildi, mazbatasını aldı, Meclis’te kaydı yapıldı, Meclis Başkanlığı’na aday oldu; bunların hepsi önemli adımlardı fakat İnsan Hakları Komisyonu üyeliğine seçilmesinin özellikle altını çiziyorum. Yani Meclis’te tek bir karşı oy olmadan Can Atalay, İnsan Hakları Komisyonu üyesi seçildi. Dolayısıyla burada zaten bir Meclis iradesinin biz tecelli ettiğini düşünüyoruz. Meclis de bu konuda bir tutum esas olarak geliştirmiştir. Belki bunu yüksek sesle söylemedi ama tek bir karşı oy yok. Can’ın danışmanları atanmış durumda. Şu anda ne yapacaklarını bilemedikleri için öyle yaptıklarını düşünüyorum. Sadece Can’ın soru önergeleri işleme alınmıyor, askıda duruyor. Reddedilmiyor, işleme de alınmıyor. Onun dışında danışman arkadaşlarımızın üçü de görevlerine başladılar. Tek eksik, Can’ın tahliye edilmesi.

İki şey paylaşayım. Bir tanesi sonuçta Hatay halkının durumunu aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Çok zor günlerden geçiyorlar. Üstelik deprem geride kaldıkça zorluklar azalmıyor, artıyor. Genel olarak unutuluyor. Oradaki insanlar kendi zorluklarıyla baş başa kalıyorlar. Bir kere Türkiye İşçi Partisi adına Hatay halkına bir borcumuz var. Can Atalay’ı cezaevinden çıkartmamız ve Can’ın oradaki görevlerine, sorumluluklarına odaklanması gerekiyor. Bu gerçekleşene kadar -mümkün olduğunca kısa sürmesini düşünüyoruz- içimizde bir iş bölümü yaptık. Önümüzdeki günlerde Hatay’da bir ‘Can Atalay gezici ofisi’ oluşturulacak. Her gün bir ilçeye gidecek bu gezici ofis. Danışman arkadaşlarımız, avukat arkadaşlarımız, partimizin il yöneticileri, gerektiğinde diğer milletvekilleri, bizler orada olacağız. Sanki Can dışarıdaymış ve görevini yapıyormuş gibi onun eksikliğini hissettirmek için biz elimizden gelen her şeyi yapacağız. Böyle bir gezici danışma ofisi Can’ın, harekete geçecek.

Burada fiilen sorunları çözerken şunun unutulmasına izin veremeyiz. Bu, bir kere Türkiye’deki genel adalet tartışmasının bir başlığı. İktidar, yargıyı sopaya çevirmiş durumda, istediği gibi kullanıyor. Can Atalay tartışması, bu adalet tartışmasının bir parçasıdır. Can Atalay tartışması bizim açımızdan Gezi davasının bir parçasıdır. Gezi davasındaki hukuksuzluklara karşı bir mücadeledir aynı zamanda Can’ın özgürlüğü için verdiğimiz mücadele. Bizim bunu kabul etmemiz, sineye çekmemiz, dur bakalım bekleyelim dememiz asla ve asla mümkün değil. 1 Ekim’e kadar Anayasa Mahkemesi’nin kararını vermesini bekliyoruz. 1 Ekim’de Meclis yeniden açıldığında eğer Can tahliye edilmemiş olursa biz o Meclis’e gitmeyiz. Biz o gün Hatay halkının yanına gideriz. Deriz ki Meclis’in yeni yasama dönemi başlıyor, sizin milletvekiliniz cezaevinde haksız hukuksuz bir biçimde esir tutuluyor. Orada Hatay halkı bize ne görev verirse biz onu yaparız. ‘Burada oturun’ derlerse onlarla birlikte orada otururuz. ‘Yürüyelim Ankara’ya’ derlerse başlarız Ankara’ya kadar yürümeye. Can’ı çıkartana kadar da asla sesimizi kesmeyiz. Bu konunun unutulmasına, üzerinin kapatılmasına, alışılmasına izin vermeyiz.

Ben Hatay halkının öfkesinin her geçen gün arttığını kendi gözlemlerimle de görüyorum. İnsanların hayatları mahvolmuş durumda. Her gün bir haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe uğruyorlar. Bunun karşısında mücadele etsin diye görevlendirdikleri milletvekili de aynı biçimde esir tutuluyor. Artık daha ne bekleyeceğiz Hatay halkından? Hatay halkı yapması gereken her şeyi yaptı. Onlarla birlikte 1 Ekim itibarıyla üzerimize düşen neyse hep beraber yapmaya hazırız. 1 Ekim’de Hatay’da olacağız. Umuyorum Can tahliye olur ve onunla beraber Hatay’da oluruz. Olmadı mı bu mücadele oradan yükselerek devam edecek.”

Baş, Defne ve Samandağ ilçelerinde aday çıkarılacağının işaretini verdi

Baş, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Yerel seçimlere ilişkin değerlendirme yapan Baş, Hatay’ın Defne ve Samandağ ilçelerindeki oy potansiyellerine dikkat çekti. Bu iki ilçede aday çıkartacaklarına işaret eden Baş, kazanmaya da çok yakın olduklarını vurguladı.