Havaların soğuması ve kış aylarına girilmesiyle birlikte soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi üst solunum yolu hastalıklarının görülme sıklığı arttı. İnsanlar bağışıklık sistemlerini desteklemek için kullanımı pratik olan poşet bitki çaylarına yöneldi. Ancak uzmanlar poşet çayların çevreyi ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini açıkladı. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, çay poşetlerinin üretiminde kullanılan plastiklerin ısı altında parçalanarak çaya karıştığına dikkat çekerek, “Çay poşetlerindeki mikroplastikler önemli bir çevre ve sağlık sorunu haline gelmiştir. Bunlar zamanla vücuda sızabileceğinden, hormon bozucu ve kanserojen etki gösterebilirler. Mikroplastiklerin yutulması enflamatuar tepkilere, bağırsak geçirgenliği sorunlarına ve hatta daha ciddi uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir” dedi. Mikroplastiklerin çevre kirliliğine yol açtığını belirten Gündoğdu, “Çay poşetleri atıldıktan sonra yavaşça parçalanarak mikroplastikleri toprağa ve sulara karışır. Bu durum, mikroplastiklerin ekosistemlere karışarak deniz yaşamına zarar verir ve besin zincirlerinde biriktiği daha geniş kapsamlı plastik kirliliği sorunu yaratmaktadır” diye konuştu.

“Mikroplastikler önemli bir çevre ve sağlık sorunu haline gelmiştir”

Mikroplastikler üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Gündoğdu, ELİPS HABER’e poşet çaylarda görülen mikroplastiklere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Poşet çaylardaki tehlikeye dikkat çeken Gündoğdu, “Çaydaki, özellikle de çay poşetlerindeki mikroplastikler önemli bir çevre ve sağlık sorunu haline gelmiştir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, özellikle polietilen (PE), polipropilen (PP), naylon veya polietilen tereftalattan (PET) yapılan bazı çay poşeti türlerinin sıcak suda demlendiğinde milyonlarca mikroplastik partikül salabildiğini göstermiştir. Bu sadece sallama çaylar için geçerli değildir. Aynı zamanda demleme çaylar için de bir sorundur. Çünkü çay bahçelerinde ve çay işleme esnasında ve ambalajlamadan kaynaklı da ciddi bir mikroplastik tüketiciye ulaşabilmektedir. Sallama çaylardaki ana problem çayın paketiyken aynı zamanda içeriğindeki çayda da mikroplastik mevcut olabilmektedir. Çünkü çaylardaki mikroplastiklerin kaynakları arasında tarımsal plastik filmler, plastik ambalajlar, organik gübreler ve atmosferik birikim yer almaktadır” açıklamasında bulundu.

“Plastik çay poşetleri endişe verici miktarda mikroplastik salmaktadır”

Söz konusu mikroplastiklerin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine değinen Gündoğdu, “Çaylardaki mikroplastik varlığı, mikroplastiklerin yutulmasının uzun vadeli sağlık etkileri hem de daha geniş çevresel etkileri ile ilgili bir endişe yaratmaktadır. Araştırmalar, plastik çay poşetlerinin endişe verici miktarda mikroplastik saldığını göstermiştir. Tek bir plastik çay poşetinin demleme sıcaklığında (yaklaşık 95°C) demlendiğinde çaya yaklaşık 11,6 milyar mikroplastik partikül ve 3,1 milyar nanoplastik partikül saldığı bazı araştırıcılar tarafından ifade edilmektedir. Bu partiküller çıplak gözle görülemez ve bir insan saç telinden çok daha küçüktür, bu da özel ekipman olmadan tespit edilmelerini zorlaştırır” ifadelerini kullandı.

“Parçalanıp çaya karışan plastikler çay içenler tarafından tüketiliyor”

Plastiklerin ısıya maruz kalması halinde parçalanarak gıdalara karıştığını anlatan Gündoğdu, “Plastik çay poşetlerinin üretiminde kullanılan plastikler, sallama çaylardaki mikroplastik salınımının başlıca sorumlularıdır. Bu malzemeler ısı altında parçalanarak mikroplastik partikülleri çayın içine salmakta ve bu partiküller daha sonra çay içenler tarafından tüketilmektedir” dedi.

“Hormon bozucu ve kanserojen etki gösterebilirler”

Gündoğdu, sağlık açısından risklere işaret ederek, “Mikroplastik yutulmasıyla ilişkili sağlık riskleri hala araştırılmaktadır. Bununla birlikte, mikroplastikler bisfenol A (BPA) veya diğer katkı maddeleri gibi zararlı kimyasallar taşıyabileceğinden ve bunlar zamanla vücuda sızabileceğinden, potansiyel olarak hormon bozucu ve kanserojen etki gösterebilirler. Dahası, mikroplastiklerin yutulması enflamatuar tepkilere, bağırsak geçirgenliği sorunlarına ve hatta daha ciddi uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir” diye konuştu.

Turizm bölgesindeki 110 otel iki yıl içerisinde huzurevine dönüşecek! Turizm bölgesindeki 110 otel iki yıl içerisinde huzurevine dönüşecek!

“Hormonal dengesizliklere ve bağışıklık sistemi bozukluklarına yol açabilir”

Yapılan araştırmalara ilişkin bilgi veren Gündoğdu, sözlerine şöyle devam etti:

“Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, mikroplastik maruziyetinin hormonal dengesizlikler ve bağışıklık sistemi işlev bozuklukları da dahil olmak üzere bir dizi olumsuz sağlık sonucuna yol açabileceğini göstermiştir. Yakın zamanda yaptığımız bir çalışma insan midesinde bu mikroplastiklerin varlığını ortaya koymuştur. Ayrıca başka araştırıcılar insan kanında, plasentasında ve daha birçok organında mikroplastiklerin varlığını ortaya koymuşlardır.”

“Suya ve toprağa karışabilir”

Gündoğdu, çaya karışan mikroplastiklerin çevre açısından oluşturduğu olumsuz sonuçları şöyle anlattı:

“İnsan sağlığının ötesinde, çay poşetlerinden kaynaklanan mikroplastikler çevre kirliliğine de katkıda bulunmaktadır. Bu çay poşetleri atıldıktan sonra yavaşça parçalanarak mikroplastikleri toprağa ve su yollarına bırakmaya devam eder. Bu durum, mikroplastiklerin ekosistemlere karışarak deniz yaşamına zarar verdiği ve besin zincirlerinde biriktiği daha geniş kapsamlı plastik kirliliği sorunu yaratmaktadır.”

Güvenli alternatifler

Plastik çay poşetlerinin daha güvenli alternatifleri olduğunu söyleyen Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kağıt Çay Poşetleri: Geleneksel kağıt çay poşetlerinin çoğu biyolojik olarak parçalanabilir ve demlendiğinde mikroplastik salınımı yapmaz. Ancak, bazı markaların poşetleri güçlendirmek için kullandığı plastik astar içermediğinden emin olmak önemlidir.

Gevşek Yapraklı Çay: Poşet gerektirmeyen gevşek yapraklı çay, en çevre dostu ve sağlık bilincine sahip seçeneklerden biridir. Paslanmaz çelik bir çay demliği veya yeniden kullanılabilir pamuklu çay poşetleri kullanmak çevresel etkiyi daha da azaltabilir.”

Muhabir: Deniz Dalgıç