Çocuklarda internet kullanımı, 2021 yılında %82,7 iken 2024 yılında %91,3 oldu. İnternet kullanımı cinsiyete göre incelendiğinde; erkek çocukların %92,2'sinin kız çocukların ise %90,3'ünün İnternet kullandığı görüldü. Çocuklarda internet kullanımı her geçen gün artarken, bu durum aileler için kaygı verici bir hale geldi. Uzman Psikolog Servet Aşan, çocukların dijital cihazlarla artan etkileşimini ve bu etkileşimin psikolojik etkilerini anlattı. Aşan, çocukların teknoloji bağımlılığı riski altında olduğunu belirtirken, ebeveynlerin bu konuda daha bilinçli olmaları gerektiğini vurguladı.
“Teknolojiyi ödül veya sakinleştirici olarak kullanmak yanlış”
Uzman Psikolog Servet Aşan, teknolojik cihazların çocuklar için ödül veya yatıştırıcı bir araç olarak kullanılmasının yanlış bir yöntem olduğunu vurgulayarak, “Özellikle metropol şehirlerde, ebeveynlerin çocuklarıyla yeterince vakit geçiremeyip, çocuklarını yatıştırmak ya da ödüllendirmek amacıyla teknolojik cihazları sıkça kullandığı görülüyor. Bu durum, teknolojiyi yanlış bir şekilde kullanmamıza sebep oluyor ve çocukların psikolojik sağlığı için ciddi bir tehlike yaratıyor. Ebeveynlerin çocuklarına teknolojiyi ödül olarak sunmamaları gerekiyor. Bu tür bir yaklaşım, çocukların teknolojiye bağımlı hale gelmesine zemin hazırlar ve psikolojik gelişimlerinde olumsuz sonuçlara yol açar. Teknoloji, çocuk için bir kaçış veya ödül haline geldiğinde ilerleyen yaşlarda asosyal ve kaygılı bireyler olmaları gibi riskler doğabilir” dedi.
“Üç yaşına kadar dijital cihazlardan uzak tutulmalı”
Aşan, özellikle küçük yaşlardaki çocukların gelişim dönemlerinde dijital cihazlardan uzak tutulmasının önemine değinerek, “Çocukların, üç yaşına kadar dijital cihazlardan tamamen uzak kalmaları şart. Bu dönemde çocuklar ekrana maruz kaldığında, gerçek dünyayla bağlantıları zayıflar ve öz kimliklerini oluşturmakta ciddi zorluklar yaşayabilirler” şeklinde konuştu.
“İçerikleri filtrelemek ve kontrol etmek şart”
Aşan, çocukların internette karşılaşabilecekleri zararlı içeriklere karşı ebeveynlerin mutlaka önlem alması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Pandemi sonrası eğitimde dijitalleşmeye yönelik atılan adımlarla birlikte çocuklar bilgiye erişmek için daha fazla internet kullanmaya başladılar. Çocukların izlediği içerikler sıkı bir şekilde kontrol edilmeli ve filtreleme özellikleri kullanılmalı. Günümüzde, çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyebilecek içeriklere ulaşmaları çok kolay. Bu yüzden ailelerin, çocuklarının internette geçirdikleri zamanı ve izledikleri içerikleri mutlaka göz önünde bulundurması gerekiyor. Çocukları zararlı içeriklerden korumak için güvenli internet sağlayıcıları ve cihaz filtreleme özellikleri kullanılmalı.”
“Sanal sosyallikten kaçınıp gerçek iletişime özen gösterilmeli”
Teknolojinin sunduğu sanal sosyalliğin çocukların gerçek sosyal becerilerini zayıflattığını belirten Aşan, ailelerin çocuklarıyla daha fazla vakit geçirerek gerçek iletişimi tercih etmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Aileler, çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmeli ve yüz yüze iletişime önem vermelidir. Teknolojik cihazların sınırlı bir süre için kullanılması ve çocuklarla birlikte oynanabilecek fiziksel oyunlar, dışarıda geçirilen vakit gibi sosyal aktivitelerle gerçek dünya deneyimi kazandırılması çok değerli” ifadelerini kaydetti.
“Sosyal medyada zorbalık ve tehlikeli gruplara karşı dikkatli olunmalı”
Son zamanlarda çocukların internet ortamında zorbalığa ve tehlikeli gruplara maruz kaldığını belirten Aşan, “Ebeveynlerin bu tür tehlikelere karşı dikkatli olması gerekiyor. İnternette çocuklar, bazı asosyalleşmiş grupların etkisi altına girebilir veya zorbalığa uğrayabilir. Bu gruplar, kendilerini dışlanmış bireyler olarak tanımlayıp varlıklarını ispatlamaya çalışır. Özellikle, çocukların internette vakit geçirdiği süre kontrol edilmeli, kimlerle iletişim kurdukları ve hangi içeriklere maruz kaldıkları dikkatle izlenmelidir. Çocukları bu tür tehlikelerden korumak için, ebeveynlerin internet filtreleme özelliklerinden faydalanmaları çok önemli” dedi.
Psikolog Servet Aşan, teknoloji çağında ebeveynlerin çocuklarla sağlıklı iletişim kurma sorumluluğunun arttığını dile getirerek, “Zaman çok hızlı geçiyor, ancak bir gün hâlâ 24 saat. Zaman yönetimini doğru yaparsak çocuklarımızla kaliteli vakit geçirebiliriz” ifadelerini söyledi.