Emniyet Teşkilatı içerisindeki baskı, mobbing ve yoğun çalışma koşulları iddiasıyla her yıl gündeme gelen polis intiharları, 2023 yılında diğer yıllara oranla azalmıştı. Bir süredir medyada da gündeme gelmeyen intiharlara dün bir yenisi daha eklendi. Bu olay, 2024 yılının ilk saatlerinden itibaren yaşanan dördüncü intihar oldu.

İntiharların araştırılması talebi yeniden gündemde

2024, emniyet teşkilatı açısından intiharlarla başlayan bir yıl oldu. Sakarya’da Geyve İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olarak görev yapan İlker Tarık Ünal, Serdivan ilçesi Kemalpaşa Mahallesi’nde bulunan evinde ailesini katlettikten sonra intihar etti. Yeni yılın ilk saatlerinden itibaren dört polisin intihar ettiği Türkiye’de intiharların araştırılması talebi yeniden gündemde.

DEM Parti'den Reşit Kibar'ın ailesine ziyaret DEM Parti'den Reşit Kibar'ın ailesine ziyaret

Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer,  intiharların neden önlenemediğini ve arttığıyla ilgili Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

“Emniyet teşkilatı yüksek oranda memnuniyetsiz”

Polis intiharlarına sebep olan konunun neden kaynaklandığı ile ilgili bir verinin olmadığına dikkat çeken Emniyet-Sen Genel Başkanı Sezer, intiharlarının araştırılmasını, altında yatan başka faktörler varsa ortaya çıkarılmasını istediklerini söyledi. Emniyet teşkilatının yüksek oranda memnuiyetiz olduğunu dile getiren Sezer, “Çok yoğun çalışma olduğunu, çalışmanın karşılığın da maddi ya da izin olarak ödenmediğini bu konularla ilgili şikayetler geldiğini görüyoruz. Aynı zamanda çok kolay tahinler çıkartılıyor. Polisler bugün burada göreve başlarken akşam görevi nerede bitireceğinin belli olmadığı bir sistemsizlik içerisinde. Yani sistemi olmayan sistemsiz bir teşkilat olduğunu ve bunun da meslektaşlarımızı yorduğunu hırpaladığını artı bu görev yoğunluğunu mobbinge döndüren baskıya döndüren idareciler olduğunu biliyoruz” dedi.

“Bu adaletsizlik de ne yazık ki giderilmediği gibi giderilmesi düşünülmüyor”

Bu şartlarda çalışan polislerin yorulduğunu, hırpalandığını ve sürgün tehdidi yaşadığını vurgulayan Sezer, “Polislerin içine attığı bir çok şey odluğunu ve bu içine atmaların da bir yerde patlak verdiğini  ve patlak veren şeyin sonucunda da bazı meslektaşlarımızın ne yazık ki bu kabul etmediğimiz yolu seçtiğini görüyoruz” diye konuştu.

“Bugün ister İzmir ister Kars’ta çalışsın hiç fark etmeksizin sabah mesaiye başlayan bürocu dediğimiz sabah 8,5 akşam 5,5 gündüz personeli ile akşam 7’ye kadar çalışan polisler ay başı geldiğinde aynı maaşı alıyor” diyen Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Yani gece fazla çalışan personel için ekstra bir para, yok. Bu sebepten dolayı da maaş da bir adaletsizlik var. Bu adaletsizlik de ne yazık ki giderilmediği gibi giderilmesi düşünülmüyor. Mesleğe gündüz çalışan bir personel olarak başlayıp hiç gece bir saat bile çalışmadan emekli olan ile ömrünün yarısından fazlası gece çalışmasıyla geçmiş personel emekli olurken aynı maaşı alıyor. Burada bir yanlışlık var. Bu yanlışlığın giderilmesi bu kısmın altını çizerek söylüyorum. Giderilmesi düşünülmüyor bile. Yani bunu yanlış olarak görmüyorlar. Emniyet teşkilatının en büyük yanlışı budur. Kendi içinde adaletsizlik var”

“Polisi asli görevinin dışında çok fazla çalıştırıyorlar”

Emniyet teşkilatının Avrupa standartlarının üstüne çıktığını vurgulayan Sezer, “Polis açığı falan yok. Polisi ergonomik kullanmıyorlar. Ergonomik kullanmadığı yetmiyor gibi polisi asli görevinin dışında çok fazla angarya görevlerle çalıştırıyorlar. Mesela belediyenin, zabıtanın işini polise yaptırıyorlar. 21. Yüzyıldayız her şey bir tık uzağımızda. Ancak hala adres tespiti için en az 4-5 karakolu olan küçük bir ilde dahi 15-20 personeli adres tespitine harcıyoruz. Hayvanlarla ilgili HAYDİ diye bir birim kuruyoruz. Bize ne HAYDİ’den. Bu iş belediyenin işi. Bizim ne işimiz var burada HAYDİ ile ne işimiz var?” ifadelerini kullandı.

“Personeli hoyratça plansız kullanma sorunumuz var”

Toplum destekli polisçilik diye bir şube kurulduğunu belirten Sezer, “Toplum destekli polis mahalle polisi bir nevi. Bu sadece sadece göz boyamaktan başka hiçbir işe yaramayan ve Türkiye genelinde ortalama 20-30 bin personel görevlendiriliyor. Ne gereği var? Personel eksikliğimiz yok. Personeli hoyratça plansız kullanma sorunumuz var. Bu da eskilerden kalan hala insani önlemlerle polislik yapma anlayışından geliyor. Her karakolun önünde polis nöbetçisi duruyor. Hem nöbetçiye yazık hem de personele yazık. Personeli daha verimli kullanabiliriz. Artık teknolojimiz ilerledi. Canlı kameralar, alarmlı kameralar, silaha duyarlı kameralar dronlar vs. varken nereden baksan 30-40 bin personeli nöbetlerde harcıyorsun. O zaman topladığınızda çok büyük bir yekun angarya iş yapan polis asli ş yapan polisten fazla” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Sümeyye Aksu