Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1990 tarihli ‘Seferberlik ve Savaş Hali Tüzüğü’nü Mayıs ayında yürürlükten kaldırmış, bunun yerine ‘Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliği’ yürürlüğe girmişti.
DEM Parti Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, parti avukatları DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan adına Danıştay’da dava açtı.
DEM Parti'nin, dava dilekçesinde “Anayasa’nın, temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği hükmüne rağmen bu yönetmeliğin Cumhurbaşkanına temel hak ve hürriyetleri sınırlandırabilme yetkisi verdiğine” işaret edildi.
Dava dilekçesinde, yönetmelikle olağan dönemlerin bile Cumhurbaşkanı tarafından “buhran ve gerginlik dönemi” olarak tanımlanabileceğine ve bu gerekçeyle de temel hak ve özgürlüklerin askıya alınabileceğine işaret edilerek, şu görüşlere yer verildi:
“Gerginlik döneminin tanımı incelendiğinde buhran döneminin de üzerinde bir muğlaklık içermekte ve bu durum temel hak ve özgürlüklere karşı büyük bir tehlikeye davetiye çıkarmaktadır. Bir dönemin gerginlik veya buhran dönemi olduğunu değerlendirme yetkisi Cumhurbaşkanına verilmiştir. Üstelik bu dönemlerde Cumhurbaşkanı, adeta savaş veya seferberlik hali ilan edilmişçesine geniş yetkilerle donatılmaktadır. Fiilen ortada bir savaş veya seferberlik durumu bulunmasa dahi ülke içinde yaşanan bir problem rahatlıkla Cumhurbaşkanının takdirleriyle gerginlik ve buhran dönemi olarak tanımlanabilir. Gerginlik ve buhran dönemi salt bir tanımlamadan da ziyade seferberlik ilan edilmemiş bir seferberlik halini ifade etmektedir. Yürütme organının pek tabii bu dönemde yapacağı işlemleri olağanüstü haller dönemi olarak değerlendirme eğiliminde olacağı ve yargısal denetimden bu yolla kurtulma eğiliminde olmak isteyeceği akıllardan çıkarılmamalıdır. Yönetmeliklerin amacı temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması değildir.''