Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’de düzenlenen grup toplantısında konuştu.  CHP'nin başlattığı boykot çağrılarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen hafta Türk ekonomisinin gücünü test etme imkanı bulduk. Muhalefetin ekonomimize zarar verme girişimlerini boşa çıkardık" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 'cunta' sözlerine de tepki gösteren Erdoğan, "Sayın Özel, 1950’den bu yana sandıkta yoksunuz, ve 50’lerden bu yana cuntalardan medet umuyorsunuz" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"İcazeti aranan ülke konumuna geldik"

"Geçmişte farklı sebeplerle küresel rekabette minder dışına itilen ülkemiz, yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline gelmektedir.

Sözünün ağırlığı olan, tavrı, duruşu, söylemi dikkatle takip edilen bir ülke olarak Türkiye’nin ismi her platformda daha sık telaffuz ediliyor.

İdrak yolları kapalı olmayanlar şu hakikati çok net görmektedir; Türkiye 23 yıldır temelini adeta tuğla tuğla ördüğü güçlü altyapısıyla yeni döneme damgasını vurmaktadır.

Ülkemizdeki muhalefetin anlamadığı daha doğrusu anlamak istemediği gerçeklik işte budur. Onlar hala eski Türkiye’de yaşadıklarını sanıyorlar, onlar hala Türkiye’nin kendi dönemlerindeki ülke olduğunu düşünüyorlar, onlar hala Türkiye’nin icazetle iş gördüğü zannıyla hareket ediyorlar. Oysa Türkiye, AK Parti hükümetleri döneminde icazet alan değil, tam tersi icazeti aranan ülke konumuna gelmiştir.

Türkiye, büyük güçlerin oyunlarında rol lütfedilen bir figüran değil, senaryosunu kendi yazdığı oyunları hayata geçiren bir aktör olmuştur.

Yeni Türkiye’ye dünya alışmış, hiç hoşlarına gitmese de batılı güçler yeni Türkiye’yi benimsemek zorunda kalmış ama ülkemizdeki ana muhalefet partisi meseleyi halen idrak edememiştir, Türkiye’nin level atladığını, Türkiye’nin artık çok farklı birlikte top koşturduğunu halen kavrayamadılar.

Özellikle, batıyla münasebetler konusunda son 23 yılda nasıl bir paradigma değişimi yaşandığını halen anlayamadılar. Kendileri batının rızası olmadan bırakın iş yapmayı, bırakın politika üretmeyi, nefes dahi alamadıkları için gelişmeleri doğru okuyamıyorlar.

Ne diyelim yazık, gerçekten çok yazık.

CHP’nin içler acısı haline baktıkça inanın ülkemiz adına üzülüyoruz. Bunlar kendi ülkelerini ve milletlerini hiçbir zaman tanımadılar, korkarım bu gidişle de hiçbir zaman tanıyamayacaklar.

Şubat ayında işsizlik oranı 2012’den bu yana en düşük seviye olan yüzde 8,2’ye indi. İhracat tarafında da işler yolunda gidiyor.

28 Mart Cuma günü 2 milyar 65 milyar dolarlık günlük mal ihracatıyla Cumhuriyet tarihimizin an yüksek ikinci günlük ihracatına ulaştık.

"Geçen hafta Türk ekonomisinin gücünü test etme imkanı bulduk"

Geçen hafta Türk ekonomisinin gücünü test etme imkanı bulduk. Muhalefetin ekonomimize zarar verme girişimlerini boşa çıkardık.

Milletimiz sırf yolsuzluklarını gözlerden kaçırmak için ülkesine ve milletine kasteden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi.

Gezi olaylarında ‘tüketmeyin, ekonomi dursun’ çağrıları nasıl çapulcuların ellerinde patladıysa, CHP’nin boykot çağrısına da millet itibar etmedi.

Yani boykotçular bizzat vatandaşımızdan boykot yedi.

"Türkiye ekonomisini batıracaklarını zannedenler avuçlarını yaladı"

Türkiye ekonomisini batıracaklarını zannedenler bir kez daha avuçlarını yaladı, kos kos oturmak zorunda kaldı.

Muhalefetin tüm kumpaslarına, oyunlarına, tahriklerine rağmen biz Türkiye’yi büyütüyoruz.

19 Mart’tan bu yana siyaset sahnesinde çok farklı bir oyun oynanıyor. Bütün Türkiye son 20 gündür bir tiyatro izliyor, izliyoruz. Daha doğrusu hisseli harikalar kumpanyası izliyoruz.

Oyunun yazarı CHP’liler, oyunun kurucusu CHP’liler, oyunun figüranları CHP’liler, sahne CHP’nin sahnesi, perdeyi açan CHP, kapan CHP.

Bilinmeyen tek bir şey vardır. O da bu orta oyununun kavuğunun kimse olduğudur. Şimdi haftasonu yaptıkları baskın kurultayla kavuk sayın Özel’in başına geçmiş oldu ancak 20 gündür oynanan bu tüluahttan bir türlü anlayamadığımız sahne ışıklarının sahneye değil, bize doğrultulmuş olmasıdır.

Dikkatinizi çekiyorum; oyunu yazan onlar, sahneleyen onlar, çalıp çırpan onlar, İstabul’da Escobar düzeni kuran onlar, paylaşım kavgası veren onlar, şikayeti yapan onlar, tanıklığı yapan onlar, savcıların kapısında ihbar sırasına giren yine onlar ama zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışanlar da onlar.

Üzerindeki bütün kiri, pası, lekeyi, çamuru bizim üzerimize sıçratmak için olmadık taklalar atanlar da aynı şekilde onlar yine CHP’liler. Hayırdır? CHP olarak siz bizi gözünüze far tutulunca donup kalan tavşan mı zannettiniz?

Kusura bakmayın, kendi iç tartışmalarınızın bedelini faturasını ne bize ne de millete ödetemezsiniz. Sizin kavuk tartışmanız bizi hiç ama hiç ilgilendirmez. Sizin iç hesaplaşmanız bizi zerre kadar alakadar etmez.

"Başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi"

Şimdi çıkmışlar yok şu gözaltına alındı, yok bu tutuklandı, yok onu serbest bırakın. Başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi.

Sizin koltuk hırsınız, sizin dizginlenemez kibriniz yüzünden geldi.

Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz.

CHP’yi bu bataklığın, bu mafya düzeninin içine siz soktunuz.

Kendi içinizdeki meseleyi örtmek için de sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri öyle sürüp belediye binalarına saklanan sizsiniz. Gençleri kışkırtan, polisle çatıştıran sizsiniz.

O gençlerin eğer hayatları karardıysa, o hayatları karartan da CHP olarak yine sizsiniz.

Tarih boyunca hep bunu yaptınız. Sandıkta kazanamayınca gençleri sokağa döktünüz, onların kavgalarından, çatışmasından hatta onların akan kanından kendinize rant devşirdiniz.

Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerin omuzlarına basarak, onları çiğneyerek, onları bozuk para gibi harcayarak kariyer basamaklarını tırmandınız.

Çoğu zaman koskoca bir hiç uğruna bu ülkenin çocuklarını feda ettiniz.

Sonra da utanmadan, sıkılmadan çıktınız hep başkalarını suçladınız.

"Bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz"

Kusura bakmayın ama bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz, kullandırtmayacağız.

Bize sataşarak, partimize ve ittifak ortağımıza edepsizce hakaret ederek yaşattıkları hezimeti unutturmaya çalışıyorlar.

Erdoğan'dan Özgür Özel'e 'cunta' yanıtı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bizi cuntacılıkla itham ediyor.

CHP’nin ikinci genel başkanı malum İsmet İnönü koltuğu çok severdi. CHP’deki koltuğunu 1972 yılında, 88 yaşında iken o da isteyerek değil Bülent Ecevit karşısında kaybedince bıraktı.

1930 yılında ilk çok partili siyaset denemesinde koltuğu öyle bir sallandı ki serbest cumhuriyet fırkasında üç ay tahammül edebildi sonra o partiyi kapattırdı.

1946’da kendi isteğiyle değil, gönüllü olarak değil yoğun uluslararası baskılar nedeniyle çok partili hayata geçmek zorunda kaldı.

Buna mecburdu başka çaresi, başka yolu yoktu.

Ömer Çelik: Özel'in kullandığı dil, siyasi muhalefet dili değildir Ömer Çelik: Özel'in kullandığı dil, siyasi muhalefet dili değildir

1950’de Türkiye’de ilk şeffaf seçimde CHP iktidardan uzaklaştırıldı ve o günden bugüne tek başına iktidara gelemedi. Peki CHP iktidara gelemeyince sandıktan çıkamayınca ne yaptı?

27 Mayıs cuntasının taşlarını döşedi. CHP ülkenin ayarlarını öyle bozdu ki, 1961,62,63,69, 1971 yıllarında cunta girişimleri oldu.

12 Mart muhtırasını alkışladılar. 27 Aralık 1979 muhtırasına ve 12 Eylül cuntasına giden yolu aştılar. 28 Şubat darbesine alenen alkış tuttular.

15 Temmuzda tankların önünden kaçıp televizyon karşısında keyifle kahvelerini yudumladılar.

Darbecilerin sırtını sıvazladılar. CHP Genel Başkanına kendi tarihini iyi okumasını tavsiye ediyorum.

"Sayın Özel, 1950’den bu yana sandıkta yoksunuz"

Sayın Özel, 1950’den bu yana sandıkta yoksunuz, ve 50’lerden bu yana cuntalardan medet umuyorsunuz.

CHP demek cunta demek, cunta demek CHP demek.

CHP bu ülkede darbeciliğin kitabını yazmıştır.

Siz yatın kalkın yargıya dua edin ki sizi kendi içinizden çıkan cuntadan onlar kurtardı.

CHP faşizmin ete kemiğe bürünmüş halidir.

Bakın açıkça söylüyorum, cürümleri kadar yer yakalarlar.

"Cuntayla varabileceğiniz hiçbir yer yok"

Ne yaparsanız yapın cuntayla, darbeyle, vesayetle, ajanlarla, ajanslarla, kirli parayla, kara parayla, para kuleleriyle, sınır ötesine yaptığınız çağrılarla varabileceğiniz hiçbir yer yok.

Sandıktan çıkan iradeye kuzu kuzu teslim olacaksınız.

CHP’nin eteklerinin neden tutuştuğunu çok iyi biliyoruz. Firariler yakalanıp yargıya teslim edildikçe dananın kuyruğu asıl o zaman kopacaktır."

Muhabir: Şevval Dalgıç