Önce bir cinsel istismarcının sonra da bir musallat‘ın ağına düşen bir komedyenin cinsel kimliği ve kişiliğiyle yüzleşmesine odaklanan dizi dünyanın dört bir yanında pek çok insanın ilgisini çekmeyi ve kalbine dokunmayı başardı. Öyle ki Stephen King bile “BABY REINDEER: Aman tanrım” diye tweet attı.

Dizi ‘Gerçek bir hikayedir’ ibaresiyle de tüyleri diken diken etti. Dolayısıyla bu insanların aslında kim olduğuna dair merak ateşlendi.

Hikayenin ana karakteri komedyen Richard Gadd, yazar, yönetmen ve başrol oyuncusu olarak zaten gözler önündeydi. Hal böyle olunca herkes ‘musallat’ kadının ve istismarcı adamın kim olduğunu konuşmaya başladı.

Çok geçmeden dizide açıkça gösterilen mesajların izini süren sosyal medya kurtları ‘musallat’ kadını, yani dizideki adıyla ‘Martha’yı buldu: Fiona Harvey. Kadının hayatı o saatten sonra tamamen değişti.

Peki birden halka mal olan ve birçok tehdit mesajı alan Fiona Harvey gerçekten bir ‘musallat’ mıydı ve dizide anlatıldığı gibi Richard Gadd’ın hayatını alt üst etmiş miydi?

Harvey dün gece ilk kez bir canlı yayına katıldı ve tüm ‘gerçek’leri anlattı.

Ölüm tehditleri almış

Fiona Harvey, ünlü yayıncı Pierce Morgan’ın ‘Uncensored’ programına katıldı.

Programcı Pierce Morgan, neden canlı yayına katılmak istediğini sorduğunda Harvey, internette adeta rezil edildiğini ve birçok haksız, incitici mesaj, dahası ölüm tehdidi aldığını söyledi.

Diziyi izlemediğini çünkü izlerse hastalanacağını söyleyen Harvey, kendisine anlatıldığı kadarıyla bile yapımı ‘son derece iğrenç’ ve ‘kadın düşmanı’ bulmuş.

Harvey, hikayedeki kadının kendisi olduğunu nasıl ve ne zaman anladığı sorusunu şöyle yanıtladı:

“Hikayede anlatılan kişinin ben olduğunu beş yıl önce Edinburgh Festivali’nde Richard Gadd’ın bir oyun sergilediği haberini gördüğümde anladım ancak Gadd sadece birkaç kez gördüğüm biri olduğundan çok ciddiye almadım. Onca zaman sonra BBC’den hikayenin Netflix’e satıldığını öğrendim.

Hikayenin bana ait olduğunu anladım çünkü bundan 25 yıl önce İskoçya İşçi Partisi başkanının eşinin yanında işe girdim ancak kısa süre sonra haksız yere işten çıkarıldım ve hakkımda onu taciz ettiğime dair bir suçlama yapıldı ve dava dosyası hazırlandı. Bu olay da o zaman Sunday Mail’e haber oldu. Gadd’ın oyunu, bu konuya dayandırıldığı için bu kişinin ben olduğumu fark ettim. Ve tabii ki kendimi çok kötü hissettim. Sonrasında verdiğim söyleşilerde de tüm bunların 10-12 yıl önce birkaç kez görüştüğüm bir adamla ilgili olduğunu ve spekülasyonlara inanılmaması gerektiğini belirttim.“

22 Kasım Müge Anlı: Esma Yavuz hayatta mı? 22 Kasım Müge Anlı: Esma Yavuz hayatta mı?

Morgan dizide pek çok ayrıntı verilmesinin ‘Martha’nın bulunmasının istenmesine bağlayan yorumları aktarınca Harvey, “Bence aslında Gadd’ın hayatını karartan şey uğradığı tecavüz ve tacizken olayı kadın karakteri abartarak o yöne çekiyor. Bu da asıl onun bir psikopat olduğunu gösterir” dedi.

Tek tek sordu

Morgan, neredeyse hikayedeki her bir ayrıntının gerçek olup olmadığını sordu

Fiona gerçekten bara gidip parasını ödemeden Gadd’den bir içki aldı mı? Ona ‘baby reindeer’a (yavru ren geyiği) benzediğini söyledi mi? Perdelerini asayım mı gibi müstehcen şakalar yaptı mı? Gadd evine geldi mi ya da o Gadd’ın evine gitti mi? Komedi şovuna gidip bağırdı mı? Kız arkadaşına saldırdı mı? Ailesini rahatsız etti mi? Her şeyden öte Gadd’e 41 bin email, 350 sesli mesaj, 744 tweet ve 48 Facebook mesajı, 106 mektup gönderdi mi?

Harvey özetle şunları söyledi: Birkaç kez bara gitmiş ama asla parasız bir ikram kabul etmemiş. Gadd ile muhabbet etmiş, saç kesimi nedeniyle yavru ren geyiğine benzediğini söylemiş, perdeleri asmak gibi müstehcen şakalar da yapmış, ama evine asla gitmemiş, Gadd de onun da evine gelmemiş. Hatta nerede oturduğunu bilmiyormuş, dolayısıyla evinin önünde günlerce beklediği yalanmış. Ailesinden kimseyi tanımıyormuş ve hiçbir şekilde temas etmemiş. Kız arkadaşı var mı yok mu bilmiyormuş ve ve kimseye saldırmamış. Bir kez Gadd’in komedi gösterisine gitmiş ama kesinlikle bağırmamış.

Harvey, Gadd’i mesaja boğduğunu da yalanladı: “Kimse birine bu kadar mesaj atamaz. En fazla karşılıklı birkaç şaka mesajı atmışızdır. Karşılıklı şakalaştığımız mesajlar da var çünkü arkadaştık.“

Morgan tüm bunların kolaylıkla ispatlanabileceğini söylediğinde ise Harvey “Ben çok eski bir telefon ve bilgisayar kullanıyorum. Ancak evet isteyen kanıtlayabilir” dedi.

Harvey, dizinin sonundaki hapis cezasının gerçek olup olmadığına ilişkin soruyu da “Ne dava ne ceza gerçek” diye yanıtladı. Netflix ve Gadd dahil hiç kimsenin kendisini aramadığını, bu uydurma dokuz aylık hapis cezası sahnesi nedeniyle de kariyerinde sorunlar yaşadığını anlattı.

Kimse aramamış

Morgan, Richard Gadd’in “İnsanlar dizideki karakterlerin gerçek olup olmadığını çok da sorgulamamalı” yazılı mesajını ekranda gösterince Fiona şunları söyledi: “Bu mesaj için çok geç değil mi? İzleyenler gerçeği hemen araştırır, spekülasyon yapar. Bu yine biraz promosyon değil mi? ‘Martha’yı canlandıran oyuncu her kanala çıkıp karakterini anlattı. Bu mesaj bu nedenle çok anlamsız.”

Anlattığına göre Harvey İskoçyalı orta sınıf, standart ve mutlu bir ailede yetişmiş. Anne ve babası o küçükken ayrılmış. Sosyal medyayla alakası olmadığı için annesinin olup bitenlerden bihabermiş.

Bir kız kardeşi bulunan Harvey hiç evlenmemiş. Ancak şu an bir erkek arkadaşı varmış. Eşi dostu tıpkı kendisi gibi Richard’ın dengesiz biri olarak görüyormuş.

Son sözü: O bir yalancı

Netflix’e ve Richard Gadd’e dava açmayı düşündüğünü de aktaran Harvey, “Son olarak söyleyeceğin bir şey var mı?” sorusuna karşılık gözlerini ekrana dikerek şöyle konuştu: “Dizi çıktığından beri Gadd’in ve oyuncu arkadaşlarının söyleşilerini izleyin. Sonra beni izleyin. Ben yalnızca gerçekleri söylüyorum. O bir yalancı.”

Kaynak: Diken