Dünyada tarıma dair sorunlar ve çözümler söyleniyor ve yazılıyor. Fakat bir türlü çözümsüzlük havuzundan çıkılamıyor.  Bunun en önemli nedenleri günü kurtarma politikası. Tarımda esas sorunları çözmek yerine pansuman tedbirler, geçici çözümler tercih ediliyor. Bu tercihler de sorunları daha da artırıyor.

Kızılcahamam, Beypazarı, Çubuk, Çamlıdere fosil ağaç zengini Kızılcahamam, Beypazarı, Çubuk, Çamlıdere fosil ağaç zengini

Çiftçileri olumsuz etkilemeye devam ediyor

Türkiye tarım sektörü, 2023 yılında tüm olumsuzluklara rağmen zorlu bir yılı daha geride bıraktı. En çok ekimi yapılan 20 üründen 15’i çiftçileri kısmen de olsa memnun ederken, 5 üründe ise düşük fiyat ve rekolte nedeniyle kaybetmesine neden oldu. Tarım girdileri olan mazot, gübre, ilaç ve işçi maliyetlerindeki artış çiftçileri ciddi anlamda olumsuz etkilemeye devam ediyor. Diğer yandan tarım sektörü, ilk çeyrekte yüzde -3,8 daralırken, ikinci çeyrekte yüzde 1,2 ve üçüncü çeyrekte yüzde 0,3 büyüme kaydetti.

İlk çeyrekte ciddi gerileme yaşadı

Büyüme rakamları açısından bakıldığında iyi bir yıl geçirmeyen sektör, deprem etkisiyle ilk çeyrekte ciddi bir gerileme yaşadı. Daha sonraki çeyreklerde toparlanmaya başlayan sektör, tam olarak güçlü bir büyüme sergileyemedi. Tarımda girdi maliyetlerindeki yükselişin sürmesi, beraberinde gıda enflasyonun artmasını tetikliyor.

“Çiftçinin temel sorunları var”

Tarım Yazarı Sadettin İnan, 2024 Türkiye tarımına ve çiftçilere verilen destekle ilgili Elips Haber’e açıklamalarda bulundu. Çiftçinin çözülmesi gereken temel sorunlarının olduğunu söyleyen İnan, “Girdi maliyetleri, ürettiği ürünü normal piyasa değerinden satamaması ve ürün fiyatlarının piyasa değerine göre fiyatlandırılmaması. Çiftçinin temel yaşadığı sorunlar” dedi.

“2024’te ciddi ekonomik sıkıntılar çekeceğiz”

2024 yılında ekonomide ciddi bir sıkıntının beklendiğini dikkat çeken İnan, “Enflasyondaki yükselişin devam etmesi, kurdaki artış, bütçedeki açık ve faiz ödemleri sıkıntıların devam edeceğinin göstergesi. Aynı zamanda yerel seçimlerden dolayı bazı ekonomik sıkıntılar ötelense de ya da üstü örtülmeye çalışılsa da seçimlerden sonra gerçeklerle yüz yüze kalacağız. Bizim burada tedbiri almamız gerekiyor.  Bakanlığın bir şekilde girdi maliyetlerine müdahale etmesi gerekiyor. Çiftçinin bu süreçte ekimini zorlaştıracak ya da ekimini sıkıntıya sokacak süreçlerle ilgili bir adım atılması gerekiyor. Projeksiyon kurmamız lazım” diye konuştu.

“Ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabiliriz”

Dolar kuru yükseldiğinde gübre, mazot, tohum bunların hepsinin dolar endeksli olduğu için maliyetlerin de bir anda katlanacağını belirten İnan, “Çitçinin ürettiği ürünü pazarlaması, hasat ettiğinde gerçek değerini satıp satamamasıyla ilgili ciddi bir handikapla karşı karşıya kalacağız. Bizim 2024 yılı olarak önümüzdeki en büyük sıkıntı bu. Bu konuda genel tedbirler anlamında bir adım atılıyor mu, bir çalışma var mı? Maalesef yok. Ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabiliriz. İnşallah buradaki sıkıntı başka bir boyuta gidip de bizim ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalmayız diye umut ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Çiftçiye verilen destekler yeterli değil”

Tarım Orman Bakanlığı tarafından çiftçiye verilen desteğin yüzde 50-60 oranında artırılarak, 91 milyar liraya çıkardığını ancak ülkede korkunç bir enflasyon ve kur artışı olduğunu kaydeden İnan sözlerini şöyle sürdürdü;

“Geçen yılın kuruyla bu yılın kurunu karşılaştırdığımızda çiftçiye TL bazında yüzde 50 artmış görünse de aslında dolar bazında eksidesiniz. Yani bir öncekine göre eksi durumdasınız. Çiftçiye verilen destekler konusunda da yeterli değil. Gayri Safi Hasıla’nın yüzde 1’i oranında dillendiriliyor ama orada o rakama kesinlikle ulaşılmıyor. Yaşanan enflasyon ve dolar kuru artışından dolayı ciddi bir kayıp var. Dolayısıyla 2024 yılı çiftçimiz için sıkıntılı bir yıl olacak. Çünkü öz sermayesi yeterli olmayan çiftçiler gerçekten ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalacaklar. Çiftçinin sıkıntıya düşmesi bizim doğrudan tarımsal üretimimizi ya da gıda teminimizi yakından ilgilendiren bir durum. Bunlara kafa yormamız gerekiyor”

Kaynak: Sümeyye Aksu