Dünyada diyabetin yaygınlığını ve tedavisini inceleyen çalışma, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile iş birliği içinde NCD-RisC tarafından yürütüldü. Araştırmaya göre, diyabet vakalarının yarısından fazlası Hindistan, Çin, ABD ve Pakistan'da görüldü.
Araştırma, diyabette bölgesel ve sosyoekonomik eşitsizliklerin altını çizdi. Pasifik adaları, Karayipler, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi bazı bölgelerde kadın ve erkek nüfusun yüzde 25'inden fazlasının diyabetli olduğu belirtildi. Yüksek gelirli Batı ülkeleri arasında ABD'de diyabet oranı yüzde 12,5, İngiltere'de ise yüzde 8,8 olarak kaydedildi. Fransa, Danimarka, İspanya, İsviçre ve İsveç'te ise kadınlarda diyabet oranı yüzde 2-4, Danimarka, Fransa ve bazı Afrika ülkelerinde erkeklerde yüzde 3-5 seviyelerinde ölçüldü.
Madras Diyabet Araştırma Vakfı Başkanı Dr. Ranjit Mohan Anjana, “Diyabetin sakat bırakan ve ölümcül olabilen sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, sağlıklı beslenme ve egzersiz yoluyla önleme, küresel sağlık için hayati öneme sahiptir” dedi.
Araştırmanın başyazarı Prof. Majid Ezzati, “Diyabet tedavi oranlarının birçok düşük ve orta gelirli ülkede duraklaması, bu ülkelerde diyabetli yetişkin sayısının hızla artmasıyla endişe verici bir tablo oluşturuyor” diye konuştu.
Yapılan çalışmada, diyabet hastalığına sahip insan sayısının son 30 yılda iki katına çıkarak 800 milyonu aştığı bildirildi.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus ise “Diyabetteki endişe verici artış, obezitenin yanı sıra sağlıksız gıda pazarlamasının, fiziksel aktivite eksikliğinin ve ekonomik zorlukların bir yansımasıdır” ifadelerini kullandı.
Dr. Tedros, küresel diyabet salgınının kontrol altına alınabilmesi için ülkelerin, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteyi destekleyici politikaları acilen uygulamaya koyması gerektiğini aktardı.
Avrupa Diyabet Araştırmaları Birliği Başkanı Chantal Mathieu da diyabetin pandemik boyutlara ulaştığını belirterek, “Bu durum, kamu sağlığı ve ekonomiler için ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.