Amazon yağmur ormanları 2023 yılında kayıtlara geçen en şiddetli kuraklığı yaşadı. Çok sayıda kasabaya nehir yoluyla ulaşım kesildi. Bölgedeki orman yangınları arttı ve yaban hayatı zarar gördü.
Bazı bilim insanları bu gibi hava olaylarının dünyanın en büyük ormanını geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru ittiğinden endişeleniyor. Amazon’daki yağmur mevsiminin normalde ekim ayında başlaması gerekiyordu. Ancak kasım ayının sonunda bile hava kurak ve sıcak geçti.
Bu durum, iklim değişikliği ile şiddetlenen, döngüsel El Niño hava olayının yanı sıra Kuzey Atlantik‘teki deniz suyunun da anormal derecede ısınmasından ve sıcak, kurak havanın Amazon bölgesini sarmasından kaynaklandı.
‘Her kuraklık öncekinden daha şiddetli’
BBC‘den Stephanie Hegarty‘nin aktardığına göre,Ulusal Amazon Araştırmaları Enstitüsü’nde bitki ekolojisti olan ve 26 yıldır ormanda yaşayan ve çalışan Dr. Flavia Costa, “İlk kez kuraklığa şahit olduğumda ‘Bu çok korkunç bir şey, nasıl bir yağmur ormanının başına gelir?’ diye düşünmüştüm. Sonra her geçen yıl rekor seviyede kuraklıklar yaşanmaya başlandı. Her kuraklık bir öncekinden daha şiddetli” diyor.
Costa, bu yıl yaşanan kuraklığın ne kadar zarar verdiğini değerlendirmek için henüz çok erken olduğunu, ancak ekibinin “ölme belirtileri gösteren” birçok bitki bulduğunu söylüyor.
Önceki yıllarda yaşanan kuraklıklar ise olası zararı gözler önüne seriyor.
Bazı tahminlere göre 2015 yılındaki “Godzilla kuraklığı” ormanın sadece küçük bir bölümünde 2,5 milyar ağaç ve bitkiyi öldürdü. Bunun şimdiki kuraklıktan daha az şiddetli olduğu düşünülüyor.
Amazon artık karbon yutağı işlevi görmeyi bıraktı
Amazon yağmur ormanları olağanüstü bir biyolojik çeşitliliğe sahip olmanın yanı sıra karbon yutağı görevi de görüyor ve bazı tahminlere göre yaklaşık 150 milyar ton karbon depoluyor.
Dr. Costa, “Amazon ortalama olarak bir karbon yutağı olarak işlev görmeyi bıraktı. Şimdi de çoğunlukla aynı şeyin olmasını bekliyoruz, bu çok üzücü” diye konuşuyor.
Pek çok bilim insanı da ormanın kuruyup bir savana haline geleceği bir “kritik eşiğe” doğru hızla ilerlediğinden endişeleniyor. Amazon ormanı şu anda kendi başına bir hava sistemi yaratıyor.
Uçsuz bucaksız yağmur ormanında su, ağaçlardan buharlaşarak yağmur bulutlarını oluşturuyor ve bu bulutlar ağaçların üzerinde hareket ediyor. Böylece su beş ya da altı kez geri dönüşüyor. Orman bu şekilde içindeki yaşamı sürdürmek için serin ve nemli kalabiliyor, ihtiyaç duyduğu suyla besleniyor.
Dr. Flavia Costa
Ancak ormanın büyük bir kısmı ölürse bu mekanizma bozulabilir. Kritik eşik bir kez tetiklendiğinde ise geri dönüşü olmayan bir yola girilebilir. Bu teoriyi ilk kez 2018’de ortaya atan Brezilyalı iklim bilimcisi Carlos Nobre, eş yazarlığını yaptığı bir makalede, Amazon’un yüzde 25 oranında ormansızlaştırılması ve küresel sıcaklığın sanayi öncesi seviyelerin 2,5 derece üzerine çıkması durumunda bu kritik eşiğe ulaşılacağını söylemişti.
Riskler korkunç
Nobre, “Şu anda 2018’den daha çok endişeleniyorum. COP28‘den yeni döndüm ve sera gazı salımlarının anlaşma hedefleri doğrultusunda düşürüleceği konusunda iyimser değilim. 2,5 derece sınırını aşmanın Amazon için riskleri korkunç” diyor.
Ancak bu yıl Amazon’daki tüm ülkelerde ormansızlaşmanın azalması ve hepsinin 2030’a kadar ormansızlaşmayı sıfıra indirmeye kararlı olması ona umut veriyor. Brezilya’nın bu hedefe daha da erken ulaşabileceğine inanıyor.
Orman kuruduğunda, ekin için arazi temizleme işlemlerindeki küçük yangınlar kontrolden çıkabiliyor. Bu yangınlar genellikle Amazon’un zaten bozulmuş ya da ormansızlaştırılmış bölgelerinde oluyor ancak bu yıl el değmemiş ya da birincil ormanlarda daha fazla yangın görüldü.
Yüzlerce yunus ölü bulundu
Ekosistemin zorlandığına dair başka işaretler de var: Bölgedeki iki gölde yüzlerce yunus ölü bulundu.
Mamirauá Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü’nden Dr. Miriam Marmontel, “Bu çok yıkıcıydı. Canlı hayvanlarla, güzel örneklerle uğraşıyorduk ve beş gün sonra elimizde 70 hayvan ölüsü vardı” dedi. Ardından birkaç hafta içinde iki gölde 276 ölü yunus bulundu.
Dr. Marmontel yunusların su sıcaklığı yüzünden öldüğünü düşünüyor. Yer yer 40,9 dereceye ulaşan su sıcaklığı, yunus ve insan vücudu sıcaklığından üç derece daha yüksek.
Orman kuruduğunda, ekin için arazi temizleme işlemlerindeki küçük yangınlar kontrolden çıkabiliyor. Bu yangınlar genellikle Amazon’un zaten bozulmuş ya da ormansızlaştırılmış bölgelerinde oluyor ancak bu yıl el değmemiş ya da birincil ormanlarda daha fazla yangın görüldü.
Ekosistemin zorlandığına dair başka işaretler de var: Bölgedeki iki gölde yüzlerce yunus ölü bulundu.
Mamirauá Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü’nden Dr. Miriam Marmontel, “Bu çok yıkıcıydı. Canlı hayvanlarla, güzel örneklerle uğraşıyorduk ve beş gün sonra elimizde 70 hayvan ölüsü vardı” dedi. Ardından birkaç hafta içinde iki gölde 276 ölü yunus bulundu.
Dr. Marmontel yunusların su sıcaklığı yüzünden öldüğünü düşünüyor. Yer yer 40,9 dereceye ulaşan su sıcaklığı, yunus ve insan vücudu sıcaklığından üç derece daha yüksek.