Protokole göre şirket 3 yılda Amasya, Sivas, Bingöl’de toplam 1 milyon fidan dikimi için 6 milyon 100 bin lira ödeme yapmayı taahhüt etti.
Muğla’nın Milas ilçesinde maden sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’nin Akbelen Ormanı’ndaki ağaçları kesmek istemesine karşı İkizköylüler yaklaşık 3 yıldır direniyordu. Şirket 24 Temmuz günü ormandaki ağaçları kesmek için çalışmalara başladı. Ağaçların kesilmesine karşı çıkan İkizköylüler ve çevrecilere ise polis ve jandarma müdahale etti. Köylülerin ve çevrecilerin bazıları gözaltına alınırken, ormanda da ağaçlar kesilmeye başlandı.
ANKA'dan Tamer Ardan Erşin'in haberine göre, ağaçları kesen şirket YK Enerji ile Orman Genel Müdürlüğü arasında ‘Ağaçlandırma İş Birliği Protokolü’ olduğu ortaya çıktı. 18 Aralık 2019 tarihinde imzalanan protokolle; şirket 2020 yılında 300 bin, 2021 yılında 300 bin ve 2022 yılında 400 bin olmak üzere 3 yılda 1 milyon fidan dikimi için maddi katkı sağlamayı taahhüt etti.
Protokole göre, Orman Genel Müdürlüğü fidanların dikimini gerçekleştirecek ve 3 yıl boyunca fidanları koruyacak, şirket ise fidan dikimi ve bakımı için Orman Genel Müdürlüğü’ne ödeme yapacaktı. Protokoldeki ödeme tablosuna göre şirket 1 milyon fidan için 6 milyon 100 bin lira ödeyecekti. İş birliği protokolünde şirketin Amasya’da dikilecek 390 bin fidan için 2 milyon 370 bin lira, Sivas’ta dikilecek 370 bin fidan için 2 milyon 260 bin lira ve Bingöl’de dikilecek 240 bin fidan için 1 milyon 470 bin lira para ödemesi hükmü yer alıyor.
Limak da imzalamış
Öte yandan YK Enerji’nin ortaklarından Limak Holding’in de 2020 yılında Orman Genel Müdürlüğü ile ağaçlandırma iş birliği protokolü imzaladığı ortaya çıktı. Limak Holding’in faaliyet raporunda “2020 yılında imzalanan “Ağaçlandırma İş birliği Protokolü” kapsamında ülke genelinde 2022 yıl sonu itibarıyla 2 milyon fidan dikimi gerçekleştirilmiş olup nihai hedef bu sayıyı 2025 yılı sonuna kadar 5 milyona çıkarmaktır” ifadeleri yer aldı.
Akbelen’deki direnişe destek veren köylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal, şunları söyledi:
“300- 350 bin civarında ağaç kesilecek. 760 bin metrekarelik alan. Her 2 metre kareye 1 ağaç desek 350 bin ağaç yapar. Bu ağaçların arasında 180 yaşında ağaç var. Ormandaki ağaçlar 150- 200 civarında. Karbondioksit emisyonu açısından kestiği bir ağacın sera gazı alma yeteneği ile yeni dikilen fidanın aynı değil. Yeni dikilen fidanın sera gazı alma yeteneği 30’da 1 civarında. Bir ağaç diktikleri fidanın 50 kat daha fazla sera gazını emiyor, iklimi düzenliyor. 1 fidan tutarsa 20 yılda ağaç olur. Akbelen’deki orman doğal orman. Ben orada taşı delmiş filizleriyle çıkmış ağaç gördüm.”
"1995 yılında Aydın İdare Mahkemesi kapattı, hükümet sorumluluğu üstlenerek açtı"
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Doğan Kantarcı, protokole ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Açık ocak işletmeleri yapan şirketler Orman Genel Müdürlüğü’nün ilgili işletmesi ile bir protokol ve taahhütname yaparlar. ‘Şu kadar ağaç kesilecek. Belirli bir süre için kesilen ağaçların artımından Orman İşletmesi’nin kaybı ile alanın ağaçlandırılması için gerekleri ağaçlandırma masrafı şirket tarafından orman işletmesine ödenir. Sözünü ettiğiniz protokol budur. Ancak kömür çıkarmak için Sekköy’den bu yana açılan daha eski çukurlarda, fidan dikilmiş, ağaçlandırılmış yer var mı? Açtıkları yer taş çukuru. Taşın üstüne fidan dikilseydi. Kayalık dağların hepsini ağaçlandırmıştık. Kazdıkları kireçtaşı materyalini yığıyorlar ya, bu materyal kaya parçaları. Kaya parçaları yığıyorlar. Kayalar 1000 bin sene sonra toprak olursa, Allah da onlara 1000 sene ömür verirse ağaçlandırdıkları ormanı görürler inşallah.
Orman Genel Müdürlüğü ile yapılmış açık ocak işletmelerinden birkaçı hariç, genelinde işletmeci firma ağaçlandırma yaptı mı?Halk orada ne olduğunu görmüyorum. Açtıkları taş çukurlarına, yığdıkları taş materyaline fidan dikip, orman yetiştirecekler öyle mi? 1983’den beri bunların peşindeyim. 3 termik santralın bilirkişi raporunu hazırladık. Daha 1995 yılında ‘Kapatın bunları’ dedik. Aydın İdare Mahkemesi kapattı. Hükümet sorumluluğu üstlenerek açtı. Pekiyi o zamandan beri oluşan zararlar için dava açsak, kim ödeyecek? Düşünün kaç sene geçmiş. Ben ve çalışma arkadaşlarım 40 yıldır 50 küsür araştırma yayınladık."