Sabah saatlerinde evine yapılan baskına gözaltına alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, dosyadaki kısıtlılık nedeniyle 24 saat boyunca avukat ile görüştürülmüyor.
Halk TV'ye konuşan Özer'in avukatı Şevket Tuci, "Anayasa'ya göre, kamu görevinde olan kişilerin operasyonla gözaltına alınmaması gerektiği konusunda düzenleme var. Maalesef bugün bunun ihlal edildiğini bir kere daha görmüş olduk" dedi.
Tuci, bir grup medyanın dosya hakkında bilgileri yayımladığını fakat İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu'nun bile bu bilgileri alamadığına dikkat çekti.
'2024 Temmuz ayında başlayan bir soruşturma'
Soruşturmanın belediye başkanlığı görevi ile alakalı olmadığı, 10 yıllık bir iddia üzerinden kurulduğunu söyleyen Tuci, şöyle konuştu:
"2024 Temmuz ayında başlayan bir soruşturma. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, bugün sabah 5.30 itibariyle maalesef çok hukuka aykırı ve incitici bir şekilde maalesef bir gözaltı kararı alındı. Ev araması yapıldı, şafak operasyonuyla alındı. Oysa görevi başında olan bir başkanımızdı. Yüzbinlerce insanın oyu ile desteğiyle gelmişti. Her halükarda, her şartta çağrıldığı zaman gidip ifadesini verebilecek durumdaydı. Ama maalesef bu tip hukuksuz uygulamalara karşı karşıya kalabiliyoruz. Anayasa'nın 13. maddesinde kesinlikle görevinin başında olan kişilerin bu tarz yöntemlerle hukuka aykırı usullerle gözaltına alınmaması gerektiği konusunda çok açık bir şekilde bir düzenlemesi var. Aslında yasama, yürütme, yargı insan için, insanın haklarını korumak için vardır. Maalesef biz bugün bunun ihlal edildiğini bir kere daha görmüş olduk.
'Kısıtlama kararı var'
Dosyada kısıtlama kararı var. Ancak şu enteresan ki, avukatın, bir baro başkanının, İstanbul Baro Başkanı'nın ulaşamadığı bir bilgiye maalesef bazı basın organları ulaşabiliyor. Bu ayrı bir hukuki ihlal.
Kişilerin, yani başkan bey üzerinden aslında her bir vatandaşın lekelenmeme hakkı vardır. Masumiyet karinesi esastır. Ortada sadece bir şüphe vardır. Böyle bir şüpheden yola çıkarak böylesi bir operasyonla çok aciz bir davranışla bunu yapmak gerçekten hukuk çiğnemek olmuştur. Öğleden sonra kolluk birimleriyle irtibat halinde olduk. kendilerinin savcılıktan aldıkları talimatlara göre öğleden sonra sorgu sürecinin başlayacağı, ifadesine başvurulacağı bilgisini de sizlerle paylaşayım.
Söz konusu soruşturma, belediyecilik pratiğiyle, göreviyle ilgili değil. Şimdi bir kısım sızan bilgiler, yani avukatlarının hususuna erişemediği ama ne hikmetse basının sızdırdığı veya işte paylaştığı bilgilerde geriye dönük 10 yıllık bir iletişim kaydından, kitaplarındaki alıntılardan bahsediyor. Yani yasal olarak basılan, Türkiye'nin her kitapçısında bulunabilecek, erişilebilen kitabındaki alıntılar. Bir kısım görüşme notlarında isminin anılıyor olmasından söz ediliyor.
Başkanımız yaklaşık 30 yıldır kamu görevi gören şerefiyle, onuruyla, bilime hizmet eden bir kişidir. Bu anlamda dekanlık, akademisyenlik ve en son geldiği dönemde rektör yardımcılığı yapmış bir kişiydi ve başkan seçilirken de kamu görevlisiydi. Yani bu kocaman bir soru işareti ve bu sinir işareti bu kamunun vicdanına dokunacaktır. Ne oldu da 30 yıldır kamu görevi gören bir insana dokunulmuyor da belediye sürecinde gözaltına alınıyor."