Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, gündemi değerlendirdi. Artı Gerçek'e konuşan Zeydan, "31 Mart seçimlerinde demokratik yollarla Van halkıyla baş edemeyen siyasal iktidar, yargı kumpaslarıyla, tuzaklarıyla yeniden halkın iradesine çökme girişimlerinde bulunuyor" ifadelerini kullandı.
Zeydan şöyle devam etti:
"Halk 31 Mart'ta kararını vermiş, seçmen iradesi tecelli etmiş, biz konunun o boyutuyla kapandığını düşünürken maalesef yeniden Adalet Bakanlığı'nın başvurusu üzerine kanun yararına bozma kararı verdi Yargıtay. Bu karar hukuki değil. Onu baştan bildirelim. Esasa yönelik de aslında haksız bir karar. 2019’da aynı bu karar gibi bir memnu hakları iadesi kararını ortadan kaldırıyor. Daha sonra 309/4 C maddesine işleterek bunun sanık aleyhine sonuç doğurmayacağına karar veriyor. Eğer burada bir haksızlık varsa, bir hata varsa bu devletin, mahkemelerinin hatasıdır. Bu hatayı sanığa ödetmemesi lazım, bedelini sanığa ödetmemek lazım. Ve sanığın burada eğer kazanılmış bir hakkı varsa, hukuki bir yarar sağlamışsa, bu memnu hakları iadesini alırken bunları korur. Şimdi dolayısıyla eğer bir kişi belediye eşbaşkanı seçilmişse, memur olmuşsa bu haklarını korur. Şimdi Yargıtay hukuksuz bir şekilde bu maddeyi işletmemiş.
“Mazbatayı bizden almaya çalışıyorlar”
Bu ülkenin mahkemelerinin kendince yorumladığı hatalı kararın bedelini bizlere, belediye eşbaşkanlarına ve Van halkına ödetmeye çalışıyorlar. Mazbatayı bu yönüyle bizden almaya çalışıyorlar. Bu başlı başına bir hukuksuzluktur. Bir çifte standarttır. Başkalarına gelince 'sanık aleyhine sonuç doğurmaz' derken bizlere gelince 'doğurur' diyor. Bu çifte standarttır.
Bundan sonraki süreçte beklentimiz yargı kurumunun hukuka uygun karar vermesi, yerel mahkemenin bu kararın sanık aleyhine sonuç doğurmayacağına hükmedip, bu kararı bu şekliyle İçişleri Bakanlığına göndermesi. Biz hukuki yollarımızı sonuna kadar koruyacağız, yürüteceğiz. Halkımız bu sürecin kendi iradesine karşı bir gasp girişimi olduğunu, siyaseten bu halkla baş edemeyenlerin hukuk tuzaklarıyla bu halkın iradesini yeniden çalıştıklarını çok iyi biliyor. Bu kayyım anlayışının bir hırsızlık ve yolsuzluk düzeni olduğunu biliyor. Halkın kalan üç, beş kuruşuna da bu kayyım gaspıyla sökmeye çalıştıklarını biliyor. Dolayısıyla halkımız da bu sürece çok hâkim ve iradesini, onurunu sonuna kadar koruyacağını dile getiriyor. Biz de halkımızla birlikte irademizi demokrasiyi, adaleti, hukuku korumaya devam edeceğiz."