Sullivan, CBS News televizyon kanalının "Face the Nation" programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Sullivan, Filistin Kızılayının, İsrail güçlerinin, Gazze'deki Kudüs Hastanesini bombalayacakları tehdidine ilişkin açıklamasıyla ilgili soruya, "Ben böyle bir şey duymadım. Dolayısıyla bunu ne doğrulayabilirim ne de yalanlayabilirim. Size söyleyebileceğim şey, hastanelerin kritik sivil altyapı olduğudur. Uluslararası insancıl hukuka göre hastaneler hedef alınmamalıdır. Askeri hedef değillerdir." diye cevap verdi.
İsrail tarafının ABD'ye "Hamas'ın bir daha asla İsrail'i daha önce tehdit ettiği şekilde tehdit edemeyeceğinden emin olmanın bu çatışmadaki temel stratejik hedefleri olduğunu" bildirdiğini aktaran Sullivan, "Ancak belirli kilometre taşlarının ne olduğu konusu nihayetinde İsrail'e kalmış bir şey. Bu onların askeri operasyonu, kararı onlar verecek." ifadelerini kullandı.
Sullivan, "Hamas'ın sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını, silahlarını sivillerin yaşadığı alanlara yerleştirdiğini" savunarak, "Bu, İsrail ordusu için ek bir yük oluşturuyor. Ancak bu durum, teröristlerle masum siviller arasında ayrım yapma ve bu askeri operasyonu yürütürken masum sivillerin hayatlarını koruma sorumluluklarını azaltmaz. Bu havadan saldırı için de karadan saldırılar için de geçerlidir ve bu konu İsraillilerle her gün konuştuğumuz bir konu." dedi. Sullivan, "ABD'nin, masum insanların canlarının kutsallığı gibi ilkeleri ve önerileri konusunda açık olacağını söylemeliyim. İsrail'e özelde tavsiyelerimizi sağlamaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
ABD'nin İsrail'e desteğine değinen Sullivan, İsrail ya da başka bir ülkeye gönderilen silahların, "silahlı çatışma hukukuna uygun kullanıldığına ilişkin bir güvence gerektiğini" belirtti.
"Gazze'de bulunan tüm ABD'lilerin ayrılabileceği bir ortam yaratmak için çalışıyoruz"
Sullivan, ABD'nin Gazze'de bulunan ve kendilerine ulaşan ABD vatandaşlarıyla temas halinde olduğunu belirterek, birçoğunun hala bölgede olduğunu ve bölgeden ayrılmayı beklediğini aktardı.
ABD'nin söz konusu vatandaşların bölgeden ayrılabilmesi için çalıştığını kaydeden Sullivan, "Mısırlılar, ABD'lilerin ve diğer yabancı uyrukluların Gazze'den ayrılmasına izin vermeye hazır. İsraillilerin bu konuda bir sorunu yok. Ancak Hamas onların ayrılmasını engelliyor ve bir dizi talepte bulunuyor. Gazze'de bulunan tüm ABD'lilerin ayrılabileceği bir ortam yaratmak için çalışıyoruz. Başkan'ın onların güvenli bir şekilde (bölgeden) ayrılmalarından daha büyük bir önceliği yok." dedi.
Sullivan, esirlerin serbest bırakılması için de çalıştıklarını fakat buna ilişkin bir zaman aralığı veremeyeceğini ifade ederek, çatışmaya insani ara verilmesine ilişkin "Çatışmaya herhangi bir ara verilmesi, Hamas'ın yararına olur. Bu bir gerçek. Burada karmaşık olan birçok gerçek var. İnsani ara verilmesi, esir alınanların salınması için iyi olurdu. Ancak Hamas'ın da bunu kendi yararına kullanacağından emin olabilirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.
"Çatışmanın bölgenin diğer kısımlarına yayılma riskinin yükseldiğini görüyoruz"
İki devletli çözüm ve Filistinlilerin "güvenlik, onur ve eşitlik içinde yaşama hakkının" sağlanmasında Arap devletlerinin rolü ve sorumluluğu olduğuna işaret eden Sullivan, bunu sağlamak için birlikte çalışacaklarını ifade etti.
Sullivan, "İran'ın caydırıldığına inanıyor musunuz?" sorusuna karşılık "Benim inandığım şey, ABD'nin yapacağımızı söylediğimiz şeyleri yerine getireceği. Askerlerimiz saldırıya uğrarsa karşılık vereceğimizi söyledik ve karşılık verdik. Eğer tekrar saldırıya uğrarlarsa yine karşılık vereceğiz. Tetikteyiz çünkü bölge genelinde güçlerimize yönelik tehditlerin artığını ve bu çatışmanın bölgenin diğer kısımlarına yayılma riskinin yükseldiğini görüyoruz. Bunu engellemek ve caydırmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz." yanıtını verdi.
İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e kapsamlı saldırı başlattı.
İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava saldırılarına başladı.
İsrailli yetkililer, Gazze'den düzenlenen saldırılarda 311'i asker 1400 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail saldırılarında öldürülenlerin sayısı 3 bin 342'si çocuk, 2 bin 262'si kadın olmak üzere 8 bin 5'e yükselirken, 20 bin 242 kişi yaralandı.
İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında ise 116 Filistinli öldü, 1900'den fazla Filistinli yaralandı.
İsrail bombardımanında Gazze'de 34 Lübnan'da da 1 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'nde yoğun saldırıları nedeniyle bölgedeki sabit hat, cep telefonu ve internet iletişim hizmetleri durma noktasına geldi.
İsrail ordusu, 26 Ekim’de karadan sınırlı operasyonları genişletmeye başlayıp hava saldırısının dozunu daha da artırdı.
Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesi de İsrail ordusu tarafından hedef gösterildi.