Türkiye’de enflasyonun etkisiyle beraber mazot, gübre, ilaç gibi girdi maliyetleri her geçen gün artıyor. Maliyetler ciddi şekilde artmaya devam ederken, ürün fiyatları ise maliyetleri karşılamaktan çok uzak kalıyor. Çiftçiler, bu artan maliyetler ve düşük ürün fiyatları nedeniyle İzmir'den Kahramanmaraş'a, Aksaray'dan Bursa'ya, Antep'ten Balıkesir'e kadar sokaklara çıkarak ürün satışlarının maliyetlerini karşılamadığını söylüyor. Çiftçiler ilk kez bu çapta kitlesel protestolar gerçekleştirerek seslerini duyurmaya çalışıyor.

Çiftçiler ülkenin dört bir yanında protestolarına devam ederken Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre de 2025 yılından itibaren gübre ve mazot desteği ile 17 üründe verilen fark ödemesi (prim) desteği kaldırılarak yeni bir düzenlemeye gidildi.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve Tarım Yazarı Sadettin İnan, Türkiye genelinde gerçekleştirilen çiftçi protestoları ve Resmi Gazete’de yayımlanan yeni tarım desteklerine ilişkin Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

“Kararnamede iki yeni düzenleme var”             

Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 2025’te tarım düzenlemeleri temel sisteminde değişikliğe gidildiğini söyleyen İnan, “Bu düzenleme ile temel destekler diye bir sisteme dönülüyor. O dağınık yapı gübre, mazot, pirim desteği gibi farklı kalemler kalkıyor. Bütün destekler bu temel desteklerin altına toplandı. Yayınlanan Cumhurbaşkanı kararnamesindeki yeni destekleme modelinde temel destekler ve planlı üretim destekleri diye iki tane destek olacak” dedi.

“Mazot ve gübre gideri temel destekler içinde çiftçiye verilecek”

Temel destek adı altında ekilebilen alandaki ürünlere (soğan, bamya, fasulye vs) mazot ve gübre desteği verilmeye devam ettiğini dile getiren İnan, “Mazot ve gübre desteği adı altında değil, bir katsayı belirlenip temel desteklerin içinde çiftçinin mazot ve gübre gideri karşılanacak. Planlı üretim destekleri kapsamında da belli havzalarda, belli ürünlerin ekilmesi durumunda ilave destek verilecek. Temel destekler olacak. Temel destekler dediğimiz nedir? Mazot ve gübre gideri temel destekler içinde çiftçiye verilecek” diye konuştu.

“Çiftçiyi teşvik eden bir model olarak görülüyor”

“Bizim temel kıstasımız gayrisafi milli hasılanın (GSMH) yüzde biri oranında destek verilmesi” diyen İnan, sözlerine şöyle sürdürdü;

“Yeni düzenlemede anayasada geçen GSMH’nın yüzde biri ibaresi yok. Belli katsayıların içinde, ürünlere, ekilen alana göre bir rakam çıkarılır. Yani mevcut yapının kısmen biraz daha derlenmiş, toplanmış bir hali diyebiliriz. Bakanlık planlı üretim desteği diyor. Belli ürünlerde planlı üretime geçileceğini açıklamıştı ve destek modelini ona göre inşa etmiş. Bakanlık, şu havzalarda arpayı veyahut yağlı ayçiçeğini ekersen sana ilaveten şu kadar daha destek vereceğim diyor. Ancak planlı üretim dediğimiz havzalarda bizim mikro planımız yok. Makro olarak bir planımız var. Diyelim ki A havzasında buğdayın ne kadar ekilip ekilmeyeceğine dair bakanlığın bir planlaması yok. Burada yeni destek sistemi ne kadar planlı bir üretim getirecek bilemiyoruz. Sadece destek kalemlerle çok bağımsız bir yapı vardı. Bunlar temel destek adı altında toplanmış durumda. Aynı zamanda çiftçiyi teşvik eden bir model olarak görülüyor”

Hatay’da 51 kişiye mezar olan apartmanın müteahhidinden Allah'lı savunma Hatay’da 51 kişiye mezar olan apartmanın müteahhidinden Allah'lı savunma

“Üretimin sürdürülebilirliğiyle alakalı ciddi bir risk oluştu”

Çiftçinin bundan sonraki yıllarda üretim yapmayı bırakmasının yüksek olduğuna dikkat çeken İnan, “Çiftçiler bu sene ciddi anlamda mağdur olmuş durumda.  Diyelim ki; siz bir iş yerinde çalışıyorsunuz, işyerinde emeğimizin karşılığını alamazsanız veyahut da mobbing uygulanırsa bu iş yerinde çalışır mısınız?  Çalışmazsınız. Çiftçi de bu yıl bunu yaşadı. Bütün ürünlerde bunu yaşadık.  Ekonomik olarak enflasyon var ülkede. Mazot, elektrik, gübre işçi gibi girdi maliyetleri arttı. Bizim makro ölçekte bir planlamamız olmadığı için maalesef çiftçi ürettiği ürünü hasat etmekten imtina etti. Bu dönem onu yaşadık. Dolayısıyla bu bizim ülke olarak önümüzdeki yıl açısından ciddi bir sorun. Yani üretimin sürdürülebilirliğiyle alakalı ciddi bir risk oluşturdu. Ve bu konuda devlet, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Tarım Bakanlığının bileşenleri ve tarım kooperatifleriyle ilgili kuruluşlar burada bir aksiyon alıp çiftçinin mağduriyetinin giderilmesiyle alakalı maalesef bir çalışma ortaya koymadı” ifadelerini kullandı.

“Ülkede gıda arzı açısından ciddi bir risk oluştu”

“Dolayısıyla domates üreticisi, Antep fıstığı üreticisi, badem üreticisi ve bütün üreticiler mağdur oldu” şeklinde konuşan İnan sözlerini şöyle tamamladı;

“Çiftçi artan maliyetlere karşı ürünü gerçek değerine satamadığı için bu ciddi anlamda borçları var, yıl sonuna doğru günü gelip kapatması gereken borçları var. Yarın biz ikinci sıkıntıyı burada yaşayacağız. Çiftçi hacizleriyle, traktör hacizleri, arsa hacizleriyle… Çünkü insanlar borçlarını ödeyemeyecekler. Dolayısıyla bu süreç iyi yönetilemedi. Ülkede gıda arzı açısından da ciddi bir risk oluştu”

Sarıbal: Enflasyon politikasının altında çiftçiyi bırakıyorlar

Tamamen çiftçinin bitirildiği bir politika olduğunu kaydeden CHP’li Sarıbal, “Hazine ve Maliye akanı Mehmet Şimşek politikası böyle istiyor. Çiftçinin bitirildiği bir hale geldik. Bu enflasyon politikasının altında birileri kalacak. Ona da çiftçiyi bırakıyorlar. Çiftçinin girdileri belli, maliyeti belli. Ama çiftçiye maliyetin altında satmasını istiyorlar. Piyasayı zorluyorlar” dedi.

“Çiftçinin bir daha tarım yapabilme olanağı kalmıyor”

Mehmet Şimşek politikasının çiftçinin öldürülmesinin sebep olduğunu söyleyen Sarıbal, “Bir üretim maliyetlerinin çok yüksek olması, iki alıcının ekonomik durumunun düşük olması, üç çiftçinin aşırı borçlu olması, dört Mehmet Şimşek'in bilinçli bir şekilde enflasyonu düşürmek için uyguladığı enflasyon indirme politikasının bedelini çiftçiye ödetmesi. Öbür taraftan da senenin getirmiş olduğu kuraklık bütün bunlar çiftçinin adeta öldürülmesinin sebep oldu. Çiftçi ilk kez ciddi anlamda artık bu yükü taşıyamıyor. Zarar çok büyük. Bir daha tarım yapabilme olanağı kalmıyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’nin tüketen ve ithalatçı bir ülkeye dönmesinin önü açılmış oluyor “

Çiftçinin bu durumda olmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mehmet Şimşek politikasına bağlayan Sarıbal sözlerine şöyle devam etti;

“Amaçları kısa, orta ve uzun vadede enflasyonu sabitlemek. Bunun üzerinden enflasyonu düşürüp, kredi derece kurullarından artı puan alarak yabancı sermaye talepleri ve içeride bir enflasyonist politikayı durdurma geçiyor.  Fakat bunun hiçbir karşılığı yok. Ezilen yok olan bir tüketici var. Ezilen yok olan bir çiftçi var.  Maalesef Türkiye tarımının geleceği, halkın gıda güvencesi ve Türkiye'nin üretici bir ülke olmaktan, tamamen tüketen ve ithalatçı bir ülkeye dönmesinin önü açılmış oluyor.   Çitçiler protestolarla enflasyonist, kullanılan ekonomik politikayı reddediyor.”

Muhabir: Sümeyye Aksu