İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün uygun bulunduğuna ilişkin yasa teklifi TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Komisyondaki oylamada, AKP, CHP ve MHP, teklifin kabulü yönünde oy kullanırken, İYİ Parti ve Saadet Partisi “hayır” oyu kullandı. NATO’ya karşı tutumuyla bilinen DEM Parti ise oylamaya katılmadı. İsveç’in NATO’ya üyeliğinin uygun bulunduğuna dair protokolün yürürlüğe girmesi için, TBMM Genel Kurulu’nda da kabul edilmesi gerekiyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, kararı memnuniyetle karşıladığını belirtti ve onay sürecinin “bir an önce” tamamlanması çağrısı yaptı. Teklifin Genel Kurul’daki görüşme sürecine ilişkin net bir takvimleme yapmadı.

Türkiye karşılığında ne aldı?

TBMM daha önce Finlandiya ve İsveç’in üyeliklerini onaylamayacağını, bu iki ülke terör konusunda gerekli adımları atmadıkları ve istenilen isimleri iade etmedikleri sürece NATO’ya üye olamayacaklarını söylemişti. Özellikle İsveç’te yapılan Kuran yakma eylemleri Ankara tarafından sert tepkiyle karşılandı. Ne var ki, önce Finlandiya ardından da İsveç’in NATO üyeliklerine dair vetolar arka arkaya kaldırıldı. Her iki ülke de NATO üyelik sürecinde terör yasalarında yeni düzenlemeler yaptı ancak Türkiye’ye herhangi bir terör suçlusunun iadesini gerçekleştirmiş değil.

Peki, İsveç’in NATO üyeliğinin kabul edilmesi ne anlama geliyor? Komisyondaki oylamada, AKP, CHP ve MHP, teklifin kabulü yönünde oy kullanırken, İYİ Parti ve Saadet Partisi “hayır” oyu kullandı. Mecliste nasıl bir tavır bekleniyor? Siyaset Bilimci Umur Tugay Yücel ile konuştuk.

UCM Başsavcısı Han'dan, taraf devletlere Netanyahu kararına uyma çağrısı UCM Başsavcısı Han'dan, taraf devletlere Netanyahu kararına uyma çağrısı

“TBMM Genel Kurulu’nu etkileyecek iki önemli durum var”

İsveç'in NATO üyeliği protokolünün TBMM Dışişleri Komisyonu'ndan geçtiğini kaydeden Yücel, “Ancak asıl önemli olan bu protokolün TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesidir. Bakalım Meclis genel kurulu nasıl bir pozisyon alacak göreceğiz. Bunu da etkileyecek iki önemli durum vardır. Birincisi İsveç'in PKK-YPG ve FETÖ unsurlarına karşı bizim istediklerimizi yerine getirmesidir. İkincisi ise İsveç konusunu pazarlık malzemesine çeviren ABD'nin F-16 sürecidir” dedi.

“F-16 meselesi ulusal güvenlik meselelerinden biridir”

“Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a dediği ‘Siz bunu Meclis'ten geçirin, aynı şekilde ben de Kongre'den bunu geçiririm’ ifadesi her şeyi açıklıyor” diyen Yücel sözlerini şöyle sürdürdü;

“NATO Müttefikimiz ABD, F-16 konusunda bize İsveç'in NATO üyeliğini öne sürüyor. Aslında bunlar her zamanki Amerikanvari kirli hesapların bir diğer yüzüdür. ABD her ne kadar üzerimizde baskı yaratmaya çalışsa da İsveç yükümlülüklerini yerine getirmezse Meclis Genel Kurulundan bu protokolün geçmesi zor gibi gözüküyor. Ancak F-16 konusu bu protokolün onaylanması durumunu da gündeme getirebilir. Bunun gözden kaçmaması gerekiyor. Çünkü F-16 meselesi Türkiye'nin acil şekilde halletmesi gereken ulusal güvenlik meselelerinden biridir”

“İsveç'in NATO'ya üye olması küresel ve bölgesel dengelerde bir değişiklik yaratmayacaktır”

ABD-AB-NATO ve İsveç’in bir blok şeklinde Türkiye’ye karşı hareket ettiğini dile getiren Yücel, “Dahası İsveç tam olarak bizim istediğimiz her şeyi yeterince yerine getirmedi. Yükümlülüklerini yerine getirdiklerini devamlı dile getiriyorlar ama öyle gözükmüyor. Bu yüzden Türkiye kararlı bir şekilde bu konudaki istediklerini net bir şekilde ortaya koydu. Bu arada İsveç'in NATO'ya üye olması küresel ve bölgesel olarak dengelerde bir değişiklik yaratmayacaktır. NATO tatbikatlarına katılan İsveç zaten fahri NATO üyesi gibi bir durumdaydı. Ayrıca bu yılın ortasında İsveç NATO birliklerinin geçici olarak ülkesinde konuşlanmasına izin verdi” ifadelerini kullandı.

“İç politika malzemesi yapılamayacak kadar hassas ve kritik”

TBMM'deki partilerin bu süreçte ele alacakları tek noktanın Türkiye'nin ulusal menfaatleri olduğuna dikkat çeken Yücel, “Buna dikkat etmeyen veya bunu göremeyen partiler için sorun büyüktür. Çünkü bu konu iç politika malzemesi yapılamayacak kadar hassas ve kritiktir” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Sümeyye Aksu