Dizi sektörünün geldiği durumdan şikayet eden Youtuber Murat Soner, farkındalık yaratmak için yorumlarını mizahla aktarıyor. İlk bölümüyle izleyicilerle buluşan Yabani dizisini eleştiren Soner, hayatında izlediği en yorucu dizi olduğunu, Türk insanının kendisinden daha zekisini ekranda görmeye tahammülü olmadığını kaydetti.
İşte Murat Soner’in ‘Yabani’ dizisi hakkındaki yorumu:
‘’Ne yapsak? Bu sefer de Bismillah deyip sağ ayakla mı girsek yeni sezona. Zaten dizi sektörü gibi değil de böyle esnaf mantığıyla işleyen ticari kaygıdan iki gıdım aşama kaydedemeyen bir sektörün sezonundan bahsediyoruz. Evet, Sezon başladı ve ben de tam 4 dizinin ilk bölümlerini böyle hiç geciktirmeden izledim. Hatta izlediğim ilk 3 dizi hiç de fena çıkmayınca nasıl böyle Ilgıt Ilgıt umutlandım derken bir de o dördüncü diziyi izledim ki…
Ne güzel Yazın bir ay yerli dizi izlemeyip küllerinden yeniden doğmuştum. Bu videoda bahsedeceğim dizi için bana bir bölüm yetti de arttı bile. Çünkü bu dizi hayatımda izlediğim sanırım en yorucu diziydi.
Dizimiz evlerin mantar gibi bulduğu yerden çıktığı, bu düzenli güzide ve nezih İstanbul mahallesinde başlıyor.
Kağıt toplayan bir oğlanın bir pazardan arta kalanları evine götürmek için toplamasıyla ‘Acaba gün olur da çok iyi bir fikri geliştirip devasa bir şirketin sahibi olur muyum?’ düşüncesiyle devam ediyor.
‘’Türk insanı kendisinden daha zekisini ekranında görmeye tahammül edemiyor’’
Sizce olur mu? Yok, Türk insanı kendisinden daha zekisini ekranında görmeye tahammül edemediği için vereceksin fakire acıyı, vereceksin zenginin eline sopayı, zenginler kırlent yastığa vurur gibi vuracak fakirlerde ağlayacak.
Ve bir önceki dizisinde kardeşlerini koruyan bir fakiri canlandıran oyuncumuz bu dizide de sokaktaki kardeşlerini koruyan bir başka fakiri canlandırıyor.
İşte dizinin doğal olarak zengin kızı var. O da katıldığı partide ne kadar zengin olduğunu göstermek için kızgınlık dönemi gelmiş sokak köpeği gibi uluyan, erkek arkadaşından nefret eden ama zengin olduğu için hala onunla takılmaya devam etse de dizide çok tatlı iş gösterilen sevgilisi…
Bu kız arabayla eve doğru dönerken erkek arkadaşı yine ulumaya başlıyor. Bir de bunları izlemekte kalmıyorum, anlatırken bir daha yaşıyorum. Diziye neden izlediğim en yorucu dizi dediğimi anlamaya başladığınız yer tam da burası sanırım ki bu daha bir şey değil. Oğlan caddelerde hız yapıp kızı korkuturken birdenbire dönüp dizinin başında gördüğümüz bu kenar mahalleye girmiyor ve tam da esas olanın evinin önünde durmuyor mu? Fakir erkeğimiz bu nezih mahallede zengin erkeğimizin üzerinde son kalanı da indirip almasınlar diye bir kroşe ile şalterini kapatıyor ve oğlanı kendi arabasına atıyor. Kız da ben araba kullanmayı bilmiyorum deyince hayatı boyunca sokaklarda yaşamış ve sadece karton toplama arabası kullanmış olan oğlan ‘Ben sizi götürürüm’ deyince ikilimiz hormonun kokusunu daha rahat alabilecekleri bir ortamda yan yana gelmiş bulunuyor. Ama bir sorun çıkıyor; arabada başka bir koku hormon kokusunu perdeleyince kız rahatsız oluyor ve torpido gözünden bir kolonya çıkarıp çocuğun üzerine sinek ilacı sıkar gibi sıkıyor.
Şu arabada oğlanla kızın birbirlerine kokladıkları andan sonrasına gelelim daha önce hızlı giden bir arabada kaza tehlikesi atlatarak zor kurtulan kız tam canını kurtardım derken bu sefer de sığındığı erkek aynı şeyi yapmıyor mu? Ya Allah aşkına bir salın Şu kızları ya!
‘’Kadınlık olgusu biliyoruz ki, senaristlerin elinde bir stres topu’’
Kadınlık olgusu biliyoruz ki, senaristlerin elinde bir stres topu. Yapımcılar tepelerine bastıkça onlardan alıyorlar kılıçlarını, ama sorsanız çok şikayetçiler aynı şeyleri yazmaktan. Sorsanız çok şikayetçiler düşük ücret almaktan. Hollywood'da aylardır grev yapan senaristler kadar olamıyorlar.
Yaz; Bir kız şiddete uğrasın, erkeğin biri kolunu bacağını morartsın. Yaz; Bir erkek oyuncak gibi oynasın
En sonunda bu olanın anası ‘Sen benim oğlumu kurtardın dile benden ne dilersen’ deyince yabani olan da ondan bin dolar istiyor. Çünkü meğerse bir önceki dizisinde kardeşi hasta olan abimizin bu dizisinde de sokak kardeşi engelli kalmış.
Evet, işte bu dizimizde de bütün acı bu çocuktan yayılıyor. Dizide tam böyle acı azalmaya başladı anda hani böyle sıkınca bağıran tavuklar var ya, işte bu çocuğu da böyle sıkıyorlar o da bağırmaya başlıyor.
‘’Türkiye'de televizyon bir eğlence değil, başkasının derdiyle dertlenme aracı’’
Türkiye'de televizyon bir eğlence değil, başkasının derdiyle dertlenme aracıdır. Yani bilgi yarışması açıp ağlayan kaç ülke var ya Allah aşkına söyleyin kaç ülke?
Benim bir suçum yok artık dizilerde olanları söylemeye de korkuyorum. Bu kadın aynı zamanda kim çıkıyor biliyor musunuz? Bu oğlanın annesi…
Bahsettiğim dizisi bu sezonu izlediğim diziler arasında en dayanılmazıydı. Kendi adıma diğer diziler konusunda da inanılmaz şaşkınım. Çünkü bu sene gerçekten merak uyandıran ve hiç de fena olmayan diziler var.’’