14 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde 28 Mart'ta, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkarak İYİ Parti'den istifa eden İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, bu akşam katıldığı CNN Türk Tarafsız Bölge canlı yayınında seçim sonuçları değerlendirdi. 

Gazeteci Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan Yavuz Ağıralioğlu, "Hassasiyetlerimi milletle paylaşırken ben bedelini ödemeye göze aldığım bir karara mahkum oldum. Seçim sonucunu öngördüm. Masa diye kurduğumuz yerde Kemal Bey'in adaylık hevesi gibi gizli bir amacı daha olduğunu düşünmekteyim." dedi.

Ağıralioğlu, "Bu kadar güzel şartlar muhalefet açısından varken bu muhalefet iktidarı değiştiremiyorsa o zaman biz iktidara oy verelim muhalafet değişsin duygusu oluştu halkta." değerlendirmesinde bulundu.

Yavuz Ağıralioğlu 28 Mayıs'taki ikinci tura kalan cumhurbaşkanı seçime ilişkin "Kılıçdaroğlu, ikinci turu alamaz." ifadelerini kullandı.

Ağıralioğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Uzunca zamandır siyasetin meclis kürsüsünde hassasiyet güderek siyaset yapıyorum. Adaylık sürecinde her kordinatlarıı gözlemyerek siyaset yapmaya çalışıyorum. Hassasiyetlerimi milletle paylaşırken ben bedelini ödemeye göze aldığım bir karara mahkum oldum. Milleti doğru tahmin etmek. Bu gerçeklere uygun bir hassasiyet gütmek gerekmektedir. Bu gördüğümüz tablonun ben en erken söyleyeniyim.

Kemal Bey'in gizli bir amacı olduğunu düşünmekteyim

CHP ile bizim siyasi beraberliğimizin içerisinde özgünlük korumak, farklılıklarımızı korumak ve bunlara göre bir istişare belirlenmesini istedim. Aslında ben sonuca geldiğimizde istişare değil dayatmanın olduğunu düşünmekteyim. Masa diye kurduğumuz yerde Kemal Bey'in adaylık hevesi gibi gizli bir amacı daha olduğunu düşünmekteyim.

Henüz milletin kendine ne oy vereceğimizi bilmediğimiz partilerin, masada eşit söz hakkı olmasının bu süreci yönetmeye değil dayatmaya yönelik olacağını söyledim. Bu şu demektir; 50'ye 50'nin 50+1 olarak yenmenin değil, siyasetin düsturunu taşıyan bir dil benimseyelim. Kazanacak aday hassasiyetimizi vurgulayım, bizde 60'dır 65'dir diye konuşalım dedik.

Seçim zamanı başımıza gelenleri bileceğimizi bildiğimiz olduk. Bunca huzursuzluğa rağmen sandığa giden bir Türk milleti, sandıktan ümidimi kesmiyorum, her şeye rağmen ben sandığı gidip beni yönetecek adamı ben seçiyorum demesi mükemmel. Defalarca dedim ki bizim milletimiz geçim derdini vesaire ilgilenir ama defalarca dedim ki halkımızda büyük bir millet duygusu vardır. İHA'lar SiHA'lar bunlara dokunmayın. Bunlarla alay etmeyin, bunları sembolik görebilirsiniz ama bunlar bizim imparatorluk olarak filizleneceğini düşündüğü şeylerdir.

Siz kimi gösterirseniz gösterin seçmen oy verir mantığı halkta benimsenmedi

Bu millet devletsiz kalmanın ne kadar feci bir şey olduğunu bir kere daha Suriye'de gördü. Bu iki hassasiyetimi seçmenin hangi kitleye gideceğini bilerek bir hassasiyet belirttim ben. PKK'lıların 15 Mayıs'ta Kandil'den zafer çığlıklarıyla iniyoruz çığlıklarını 15 Mayıs'ta etkisini göreceksiniz dedim. Türk milletinin bu demeçlerle ilgili seçimin Kandil ve Edirne arasına sıkışmışlığına asla bir şey yapılmadı. Kürt oyları lazımdır diyerek yapılarak HDP'yi Türk milliyetçilerine dayatması kabul görmedi. Biz defalarca uyardık ki siyasetin zehri kibirdir. Siz kimi gösterirseniz gösterin seçmen oy verir mantığı halkta benimsenmedi. Buna rağmen Kandil'den sizin için söylenen sözlere sessiz kalırsanız. Demokratik özerklik gibi söylemlerde bulunursanız.

Bir tur daha olsa sanırım halifelik çağrısında bulunacak Kemal Bey

Efendim şimdi siz diyorsunuz ki Kürt oyları bize lazım. Bu memlekete bağlı olan herkesin oylarına talip olmak lazımdır. Ama ben şunu eleştiriyorum, Selahattin Demirtaş'a özgürlük diyenler yanımıza gelsin söylemleri olmadı. Kürt oyları HDP ile eşitlenince bu Kürt kardeşlerimize hakarettir bunları söyleyeyim. Bu arada demokrasinin yolu Ankara'dan geçer dediğimde, bana sıraya geçerek cevap veriyorsunuz. Onlar olmadan kazanamayız diyordunuz şimdi soluğu Zafer Partisi'nin yanında alıyorsunuz. Arkanıza Atsız'dan iki tane kitap koyuyorsunuz, bununla Türkçü olduğunuzu gösterdiğinizi sanıyorsunuz. Allah'tan seçim iki tur oldu. Bir tur daha olsa sanırım İslam Birliği'ne gidip halifelik çağrısında bulunacak Kemal Bey. Bizim ülkücülüğümüz ara sıra nükseden bir şey değildir. Bizim bir yaşam irademizin ete kemiğe bürünmüş bir şeydir. Kemay Bey bilsin bizimki ara sıra nüksetmez.

İktidarı değiştiremiyoruz bari iktidara oy vererek muhalefeti değiştirelim

Döke saça kazanırız Kemal Bey'le, buyrun döke saça mahvettiniz. Milletin umudunu yıktınız. Seçimden sonra klasik bir ezber var. YSK'nın önünde toplanıyoruz oylar çalındı. Şimdi ben şuna bakıyorum efendim; İlk turda alırız dediniz tutmadı, parlamento çoğunluğunu alırız dediniz tutmadı, ikinci turda bombalar patlar dediniz tutmadı, asla iktidarı devretmeyecekler dediniz tutmadı, oy çalacaklar dediniz oylarımız çalındı dediniz tutmadı, yahu seçimden iki saat önce kazandık dediniz tutmadı. Şimdi 28 Mayıs'ta bana güvenir misiniz diyorsunuz bu zamana kadar dedikleriniz tutmadı, millet size nasıl güvensin. Artık insanlar şey demeye başladı; İktidarı değiştiremiyoruz bari iktidara oy vererek muhalefeti değiştirelim. Memlekete bence bir meteor çarpmadı. CHP'nin kurmaylarının da kazanmanı yolu olduğunda bu verilere bakarlar; Enflasyon, mazot fiyatı vesaire. Yüzde 51'i zor aldı Tayyip Bey bunun 10 katı daha az şey varken. Bu kadar güzel şartlar muhalefet açısından varken bu muhalefet iktidarı değiştiremiyorsa o zaman biz iktidara oy verelim muhalafet değişsin duygusu oluştu halkta. Esas sorun şudur; memlekette makamına uygun davranmayanların istifa etmesi gerektiğini biz söyledik muhalefet olarak; biz defalarca kez iktidarda istifaya çağırdık. Peki muhalefetten istifa ettirilmesi için daha ne gerekli?

İkinci turda açık ara Erdoğan'ın alacağını düşünüyorum

Kılıçdaroğlu ikinci turda kazanamaz. Dokuz kere yenilmiş birinin onuncu maçına gitmez. İkinci turda açık ara Erdoğan'ın alacağını düşünüyorum. Ben Kemal Bey'e oy vermeyeceğimi açıkladım. Ben lafı yarım söyledim, tamını milletimiz bilir. Çünkü ben, seçmene de hürmetsizlik olmasını istemem, şu şu hassasiyetlerle oy vermeyeceğim dedim. Şunları şunları görüyorum oy vermeyeceğim dedim. Dolayısıyla ben, kimseyi sizde oy vermeyin kampanyasına dahil etmedim. Partiden de hürmetsizlik etmedim. Arkadaşlarıma kendimi yük etmeyeyim diye ayrıldım. O süreç içerisinde benim gibi davranmayacağını, ellerinin kollarının bağlı olduğunu, bağlanmış zorundaymış gibi davrandıklarını bir siyasal baskı diyim buna. Şahsi olarak şöyle dendi masadan kalkan cezalandırılır falan, bazen masadaki de cezalandırılır.

Editör: Ahmet Agah