Haber: Sibel Yazıcı
Tüp bebek alanında yapay zekâ sayesinde başarı oranları artarken, doğacak bebeklerin sağlıklı olmasını da sağlıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, geliştirdiği yapay zekâ yazılımı ile tüp bebekte 1600 hastada yüzde 90 başarı elde ettiklerini açıkladı.
Elips Haber’e konuşan Prof. Dr. Öner, tüp bebek tedavisiyle ilgili merak edilen soruları cevapladı.
Yazılım sayesinde negatif görüşmelerin de azaldığını ve çok mutlu olduklarını belirten Öner, “ Sağlıklı bir embriyo oluşsa bile bazen rahimde sorunlar olabiliyor. Rahimde şu müdahaleyi yapalım dememize gerek bırakmaksızın yapay zekâ bizi uyarıyor. Bu da gerçekten sevindirici bir gelişme. Ve tüp bebekteki gebelik oranlarını arttırmış oluyor” dedi.
“Yapay zekâ bize sadece embriyo hakkında değil, anne rahmi hakkında da gebelik şansı en yüksek anne rahmini sunuyor”
-Yapay zekâ hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor peki, tüp bebek tedavisinde nasıl bir etkisi var?
“Tüp bebekte yapay zekâ hem embriyo seçiminde hem de sperm seçiminde kullanılmakta. En kaliteli embriyoyu seçtiğimiz zaman gebelik şansı en yüksek oluyor. En kaliteli spermi seçtiğimiz zamanda en kaliteli embriyoyu elde etme şansımız artıyor. Aynı zamanda yapay zekâ embriyonun genetik yapısı hakkında da bize fikir veriyor. Bazen genetiksel anlamda sıkıntılı gördüğü embriyolara da biyopsi yapmamızı öneriyor. Aslında bir nevi daha anne rahmine bebeğe koymadan tarama testi yapmış oluyoruz. Böylelikle sendromik bebek şanssızlığını da azaltmış oluyoruz. Aynı zamanda genetiksel bozuklukları da ortadan kaldırdığımız zaman düşüklerin, kalp atımı durmalarının, sağlıksız gebeliklerin en büyük sebebi olan genetiksel bozuklukları da yapay zekâ önlemiş oluyor.”
Yapay zekâ ile tüp bebek tedavisine ek olarak geliştirdikleri yazılımda anne rahminin sağlığı hakkında da bilgiye ulaştıklarını belirten Öner, “Yapay zekâ bize sadece embriyo hakkında değil, anne rahmi hakkında da gebelik şansı en yüksek anne rahmini sunuyor. Ve böylelikle gebelik şansını en yükseğe çıkartmış oluyoruz. Aynı zamanda rahim içerisinde şüpheli bir alan gördüğü zaman yapay zekâ bize diyor ki... Bu anne rahminin kanlanmasıyla ilgili bir sıkıntı var. Gerekirse sen buna cerrahi müdahale yap. Gerekirse başka bir teknikle rahmi hazırla şeklinde bize uyarı veriyor. Böylelikle artık gebelik şansını en yüksek seçenekle hastamıza sunmuş oluyoruz” açıklamasında bulundu.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner
“Kendi uyguladığımız yapay zekânın başarı yakalama oranı yüzde 91”
-Yapay zekâ ile tüp bebek tedavisi yüzde yüz başarı sağlıyor mu? Kaç hastada bu yöntemle başarı sağladınız?
Yüzde yüz başarı ihtimalinden bahsetmenin doğru olmayacağını kaydeden Prof. Dr. Öner, yapay zekânın avantajının gebelik oranını kişiselleştirdiğini ve çiftlere gebelik oranı en yüksek embriyoyu sunduğunu ifade etti.
Öner, “Daha önce yurt dışından hizmet alıyorduk. Sonra kendi yazılımımızı geliştirdik. Bunu 1600 hastada test ettik. Dışardan hizmet aldığımız yapay zekâ ile da karşılaştırma yaptık. Kendi uyguladığımız yapay zekânın başarı yakalama oranı yüzde 91’lerde çok yüksek bir oran. Yani 100 embriyonun 91’inde doğru bir şekilde gebeliği yakalayabiliyor. Hastalar ekonomik anlamda da yorulmamış oluyorlar” dedi.
“Türkiye'de ilk yerli ve milli yazılımını biz gerçekleştirdik”
-Her hastada bu yöntemi kullanabiliyor musunuz?
Öner, her hastada bu yöntemi kullanabildiklerini sadece %50 ve üzeri gebelik oranı olan embriyoları transfer ettiklerini belirtti:
“Yüzde 50’nin altındaki embriyoları aileye bilgi verip, biz bu embriyoyla gebelik getirme şansı çok yüksek değil. Biz bunu transfer de etmeyelim, dondurmayalım da diyerek hastamıza transfer ücretini geri iade ediyoruz. Böylelikle ekonomik anlamda da hastayı yormamış oluyoruz. Ve bir sonraki tüp bebek denemesinde de niçin embriyoları %50'nin üzerine sağlıklı olmadığını tartışıyoruz.
Rahim haritalama dediğimiz; rahimin yapay zekâ tarafından değerlendirilmesi yöntemi, dünyada ilk defa biz yerli ve milli olarak geliştirdik. Embriyo seçim yöntemiyse, dünyada birkaç merkez yapay zekâ tarafından, 2021 yılında ilk defa çıkmıştı. Türkiye'de ilk yerli ve milli yazılımını biz gerçekleştirdik. Ve bunun güven aralığı da %90'larda şu anda. Gerçekten yüksek bir oran. Dünyada ilk kez biz bu işlemi gerçekleştirdik. Patent başvurusuna ve TÜBİTAK'a da 1001 projesine başvuruda bulunduk. Tabii ki gururluyuz.”
“Piezzo yumurtanın bazen güzel döllenme kapasitesi olmuyor, enerjisi düşük oluyor, biz ona enerji yükleme işleme yapıyoruz”
- Tüp bebek tedavisinde hastalar hangi aşamalardan geçiyor? Geliştirdiğiniz bu yazılım işinizi hangi yönde kolaylaştırdı?
Her çiftin çocuk sahip olamama şeklinin farklı olduğunu dile getiren Öner, kadın ve erkeğin ön tedavilerden geçtikten sonra tüp bebek işlemine başladıklarını bunun için kadının âdetin ikinci veya üçüncü günü merkeze gelmelerini istediklerini vurguladı.
Öner, “Yaklaşık 10 günlük ilaç tedavisiyle yumurtaların belli bir olgunluğa gelmesini sağlıyoruz. Tabi bu kiloya, kadının yaşına, yumurta rezervine göre değişiyor ilaç dozlarımız. Belirli bir olgunluğa geldikten sonra yumurta olgunlaştırma işlemi yapıp 36 saat sonra yumurtaları anestezi altında topluyoruz. Eşinden aldığımız spermle tedavimizi kişiselleştiriyoruz. Kimisine piezzo tüp bebek yapıyoruz. Yani piezzo ne oluyor? Piezzo yumurtanın bazen güzel döllenme kapasitesi olmuyor. Enerjisi düşük oluyor. Biz ona enerji yükleme işleme yapıyoruz. Eğer yumurtayla ilgili bir sorun varsa, spermle ilgili bir sorun varsa bu sefer tedavimiz birazcık daha çeşitleniyor. Bazen mikroçip dediğimiz spermdeki yapısal problemleri ve genetiksel, DNA hasarlı spermleri eleyebileceğimiz mikroçip kullanabiliyoruz. Bazen yapay zekâ ile de sperm seçilebiliyor” diye konuştu.
“Artık sen menopoza girmişsin denilen bir çiftimiz 7 yıl sonra çocuk sahibi oldu”
-Bu yöntemi kullandığınız hastalardan nasıl yorumlar alıyorsunuz? Sizi en çok etkileyen bir hasta öykünüz var mı?
Yarım rahimli, tek yumurtası olan bir hastasının 7 yıl sonra bebek sahibi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gökalp Öner, yaşadığı süreci mucize olarak nitelendirdi.
“Ne yazık ki böbreği, yumurtanın önünde duruyordu. Biz karından, böbreğin arkasına geçerek o tek yumurtasını topladık. Ve o tek yumurtadan tek embriyo oluştu. Rahmini birazcık genişlettikten sonra transfer yaptık. Gebeliği yakaladık. Şimdi sağlıklı kucağında bebeği doğumunda gerçekleştirdi. Rahim ağzına dikiş de atmıştık. Bebeği daha ilerleyen haftalara kadar tutsun diye. Gerçekten çok uğraştığımız bir hasta. 7 yıl sonra bebeklerine sahip olan bir çiftimiz. Ve kesinlikle anne kalamazsın. Artık sen menopoza girmişsin denilen bir çifti. Ben bu böbreğin arkasından bu yumurtayı nasıl toplamışım. Bu bir mucize”
“Erkeğe çok önemli görevler düşüyor”
- Tüp bebek tedavisi olmak isteyenlere önerileriniz nelerdir? Özellikle tedavi aşamasında ve sonrasında anne baba adayları nelere dikkat etmeli?
Yapay zekâ sayesinde tüp bebek tedavisinde yüzde 90 başarı sağlansa da gebelik sürecine çevresel faktörlerin olumsuz etkilediğini belirten Öner, stres konusuna dikkat çekti:
“Yani siz strese girdiğiniz anda ne yazık ki rahminiz kasılıyor. En kaliteli embriyoyu da elde etseniz rahim kendini kastığı zaman ne yazık ki o embriyo oraya tutunamıyor. O yüzden bizim elimizde olmayan tek faktör kadının stresli olup olmaması. Erkeğe çok önemli bir görev düşüyor. Erkeğin birazcık eşini rahatlatması. Çevresel faktörleri de ondan uzaklaştırması gerekiyor. Biz doktor olarak tabii ki onu rahatlatıyoruz. En iyi embriyoya vereceğimizi söylememiz bile onun için güzel bir şey. Kendini rahimsel olarak da hazırlamak güzel bir şey… Ama 3. 4. kişileri ortadan kaldıramadığımız zaman eğer buna da eşi izin veriyorsa hatta işe iyice dâhil ediyorsa ne yazık ki kadın çok baskı altında kalıyor ve stresle de rahmi kasılıyor ve tutacak embriyo da tutmuyor”