Dış ticaret açığı 10 ayda 65,8 milyar dolar oldu Dış ticaret açığı 10 ayda 65,8 milyar dolar oldu

Milyonlarca vatandaşı etkileyecek olan yeniden değerleme oranı 2024 yılı için yüzde 43,93 olarak belirlendi. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren bu oranla birlikte ehliyet, pasaport, Motorlu Taşıtlar Vergisi, telefon harcı, trafik cezaları ve daha birçok kaleme zam gelmesi bekleniyor. MTV Yeminli Mali Müşavir Yılmaz Sezer, yaklaşık yüzde 44 olarak açıklanan yeniden değerleme oranının doğrudan vergi, harç ve cezalara yansıyacağını belirterek, “Devlet mal ve hizmetlere uygulayacağı zam oranını yüzde 44 olarak açıklıyor. Daha önceki yıllarda Cumhurbaşkanı kendisine tanınan yetkiyi kullanarak burada indirim yapmıştı. Bu dönem indirim yapılacağını beklemiyorum. Çünkü bu dönem devletin para toplaması gereken, paraya ihtiyacı olduğu, bütçenin açık verdiği bir dönem. Başta Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) olmak üzere ehliyet harcı, trafik cezaları, silah ruhsatı gibi devletin uyguladığı birçok harç ve cezalara uygulanacak yüzde 44 oranı sabit olarak kalacaktır” dedi. Bu durumun dar gelirli başta olmak üzere herkesin bütçesini derinden etkileyeceğine dikkat çeken Sezer, “Birçok sektöre baz olacak asgari ücrete yüzde 25 artış gelmişken; ücret artışlarının yüzde 25 olacağı bir yerde sadece kamusal hizmetlerin ya da vergi, resim ve harçların yüzde 44 olarak artması ister istemez piyasanın daha çok daralmasına, piyasadan paranın çekilmesine, insanların tüketimlerinin artmasına, daha çok fakirleşmesine neden olacaktır” diye konuştu.

“Enflasyonla yeniden değerleme oranının aynı olması gerekirken olmuyor”

Yeminli Mali Müşavir Yılmaz Sezer, ELİPS HABER’e yeniden değerleme oranına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sezer vergi, harç ve cezaların belirlenmesinde esas alınan yeniden değerleme oranına ilişkin, 2024 yılı için yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak belirlendi. 9 ay verileri ile bunun böyle çıktığı ve bu şekilde ilan edileceği belliydi. ‘Gerçekte enflasyon oranı bu mu?’ diye soracak olursanız enflasyon oranıyla yeniden değerleme oranının birbirinin aynı olması gerekirken bizim ülkemizde genelde aynı olmuyor. Enflasyon oranı daha yüksek çıkıyor. Yeniden değerleme oranı daha düşük kalıyor. Dönemsel anlamda da hesaplamada da farklılıklar var. Biri 9’uncu ay itibarıyla biri 12’nci ay itibarıyla alınıyor. Enflasyon oranı da zaten istenilen ya da herkesin hissettiği oranda istatistiklere yansımıyor. Sizin alışkanlıklarınızı tüketiminiz farklı siz enflasyonu yüzde 100'den farklı hissediyorsunuz. Benimki farklı ya da gelir düzeyi farklı. Ben daha düşük hissediyorum. Dolayısıyla bana göre açıklanan enflasyon da göreceli olarak açıklanıyor. Dolayısıyla burada göreceli bir şekilde açıklanan bir rakam var” değerlendirmesinde bulundu.

“Vergi, harç ve cezalara zam yolda”

Yeniden değerleme oranının vergi, harç ve cezalara yansıyacağını söyleyen Sezer, “Yaklaşık yüzde 44 olarak belirlenen yeniden değerleme oranının vergi, harç ve cezalara aynen yansıması gerekiyor. Aslında yeniden değerleme oranı, devletin kendisinin belirlediği zam oranıdır. Yani devlet kendisi mal ve hizmetlerine uygulayacağı zam oranını yüzde 44 olarak açıklıyor. Tabi daha önceki yıllarda bunun çok yüksek çıkmasıyla Cumhurbaşkanı kendisine tanınan yetkiyi kullanarak burada indirim yapmıştı. Ben bu dönem bir indirim yapılacağını beklemiyorum. Çünkü bu dönem devletin para toplaması gereken, paraya ihtiyacı olduğu, bütçenin açık verdiği bir dönem. Dolayısıyla başta Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) olmak üzere ehliyet harcı, trafik cezaları, silah ruhsatı gibi devletin uyguladığı birçok harç ve cezalara uygulanacak yüzde 44 oranı sabit olarak kalacaktır” ifadelerini kullandı.

“Vatandaş fakirleşecek”

Yapılacak zamların dar gelirli başta olmak üzere vatandaşı derinden etkileyeceğine dikkat çeken Sezer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hepimiz devlete uygulanan mal ve hizmetlerin yüzde 44 oranında arttığını görüp ona göre yaşayacağız. Zaten son 4 yıldır ülkemiz yüksek enflasyonla yaşamayı öğrendi bir yerde. Asgari ücrete yüzde 25 artışın konuşulduğu öngörüldüğü, IMF'nin de açıkladığı yüzde 25 artışla devletin zam oranını yüzde 44 olarak yapması tabii ki düşündürücü, ilginç. Emeklinin en düşük maaşın 13 bin 500 lira yapılması gündemdeyken; mal ve hizmetlere yüzde 44 zam gelmesi tabii ki hoş bir durum değil. Dar gelirli başta olmak üzere herkesin bütçesini derinden etkileyecek. Birçok sektöre baz olacak asgari ücrete yüzde 25 artış gelmişken; ücret artışlarının yüzde 25 olacağı bir yerde sadece kamusal hizmetlerin ya da vergi, resim ve harçların yüzde 44 olarak artması ister istemez piyasanın daha çok daralmasına, piyasadan paranın çekilmesine, insanların tüketimlerinin artmasına, daha çok fakirleşmesine neden olacaktır.”

Muhabir: Deniz Dalgıç