CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Malatya İl Temsilciliğini ziyaret ederek, TÜRK-İŞ Malatya İl Temsilcisi Hikmet Kazgan ve sendika üyeleriyle bir araya geldi. Ağbaba, yüksek enflasyonun maaşları her geçen gün erittiğini belirterek, “Yapılan zamların hemen bir iki ay içerisinde yok olduğunu görüyoruz. Adaletsiz vergi sistemi neticesinde işçilerin ilk 6 ada vergi dilimine girmesi işçinin en büyük isyanlarından birisi” dedi.
"Gerçek pazardaki, enflasyonda yüzde 100’ün üzerinde"
“Birileri ‘Turkiye’de yokluk, yoksulluk bitti’ diyor ama bu işçi ve çalışan için değil herhalde ya kendileri ya da yakın çevreleri için yoksulluk bitti” diyen Ağbaba, şunları söyledi:
“Onlar hızla zenginleşmeye devam ediyor. Türkiye’de bütün kesimlerin ciddi problemleri var. Sanayici, esnaf, çalışan ve çalışmayan için rakamlar var elimizde. Eskiden ‘ev hanımı’ diye bir deyim vardı şimdi ‘ev genci’ deyimi çıktı. Ne demek? Okumuyor, çalışmıyor, evde bekliyor. Bu dönemde 6 milyon ‘ev genci’ deyimi oluştu. Geniş tanımlı işsizlik gençlerde yüzde 36.2, yani her 10 gençten 4’ü işsiz, kadınlarda ise yüzde 45 yani her 100 kadından 45’i işsiz durumda. Maalesef Türkiye’nin gerçeği bu. TÜRK-İŞ verilerine göre, açlık sınırı 19 bin TL. Yoksulluk sınırı 65 bin 874 TL. Asgari ücret 17 bin TL. Faiz yüzde 50’nin üzerinde. Dolar 34 TL. Gerçek pazardaki, enflasyonda yüzde 100’ün üzerinde.”
"Gelin Malatya sokaklarına, çıkın pazarlara yoksulluk var mı, yok mu?"
Ağbaba, Türkiye’de dolaylı verginin dünya ortalamasının çok üzerinde olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Toplanan verginin yüzde 70’i dolaylı vergiden. Bu ne demek? Zenginden de, fakirden de aynı vergiyi almak demek. Su, ekmek, domates alırken zengin ile yoksul aynı vergiyi veriyor. Bu çok büyük bir adaletsizlik. Toplam vergideki dolaylı verginin mutlaka payının azaltılması gerekiyor. Türkiye’de çok ciddi problemler var. Çok büyük sorunlarla yaşamaya devam ediyoruz. Asgari ücretin açıklandığı gün ile bugünkü alım gücüne bakın eski asgari ücretin alım gücü bugünkü asgari ücretin alım gücünden daha yüksek. Bir çalışanın ne kadar maaş aldığı önemli değil önemli olan alım gücüdür. Alım gücü yüksek, kendinizi geçindirebiliyorsanız buna bakmak lazım. 'Asgari ücreti 17 bin TL yaptım' demek, asgari ücretin alım gücünü bilmemek demektir. Herhalde hiç sokağa inmiyorlar. 'Yoksulluğu, işsizliği bitirdik' diyorlar. Gelin Malatya sokaklarına, çıkın pazarlara yoksulluk var mı, yok mu?”
Ağbaba, Malatya’nın bir büyük belirsizlikle karşı karşıya olduğunu dile getirerek, “Kimse ne olacağını bilmiyor. Evi, iş yeri rezerv alana girmiş ne olacağını, ne kadar ev verileceğini bilmiyor. Hala maalesef yerinde dönüşüm sağlanabilmiş değil. Yerinde dönüşüm için 750 bin TL hibe ve 750 bin TL kredi veriliyordu. Enflasyona baktığınız zaman bu para yarı yarıya düşmüş durumda. Maalesef buradaki beceriksizler yerinde dönüşümü de başlatabilmiş değiller. Malatya büyük bir belirsizlikle karşı karşıya. Kimse ne olduğunu bilmiyor. Çizilen projelerden kimsenin haberi yok. Bir beceriksiz yönetimle de Malatya’da karşı karşıyayız. Belediyeler, Malatya’nın rezerv alanını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bırakmış durumdalar. Rezerv alanla ilgili belediyelerin yaptığı bir şey yok. Malatya’nın önemli alanlarının büyük kısmı rezerv alana verilmiş. Çöp toplamaktan aciz bir belediye yönetimiyle karşı karşıyayız” diye konuştu.
"Elitizim ve israf arıyorsan aynaya bak"
Ağbaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Halkçılık maskesinin arkasından Avrupa başkentlerinde halkın paralarıyla keyif çatan, gösteriş müptelası bir elitizim çıktı. Kendi siyasi ikballeri, kendi gelecekleri kendi şahsi menfaatleri dışında hiçbir gündemleri yok” sözlerine de yanıt verdi. Ağbaba, “Kışlık ve yazlık sarayın sahibi sen değil misin? ABD’ye makam aracını özel uçakla gönderen, Kıbrıs’a beş özel uçakla heyeti gönderen, Ahlat’a özel uçakla bakanlarla giden, Marmaris’teki sarayına 685 milyon TL, Ahlat’taki sarayına 1,219 milyar TL harcayan, koruma ordusuyla gezen, 13 özel uçakla gezen sen, millet 12 bin 500 TL’ye talim ederken her gün sarayda gününü gün eden sen, elitist biz. Bir bakalım bizim Genel Başkan Meclis’e nasıl geliyor, sen nasıl geliyorsun? Bizim milletvekillerimiz nasıl geziyor, senin milletvekillerin nasıl geziyor? Ben buraya bir araba ve bir kişi geldim. Elitizim arıyorsan milletvekillerine bak, koruma ordusuyla geziyorlar, saraydaki danışmanlarına ve kendi yaşadığın hayata bak. Elitizim ve israf arıyorsan aynaya bak" dedi.
Ağbaba, Erdoğan başkanlığındaki Bitlis'in Ahlat ilçesindeki kabine toplantısında Atatürk’ün portresinin olmamasını da eleştirdi. Ağbaba, “Ahlat’taki toplantısında Atatürk’ün portresinin olmaması Atatürk’e bakışlarını gösteriyor. Bugün bir kabine olmasını sağlayan Atatürk. Atatürk, Milli Kurtuluş Savaşımız olmasaydı Irak ve Suriye’deki gibi bir kabile devleti olacaktık. Bir kabine devleti olduk. Onu oraya asmayanların vicdanına havale ediyoruz ama Atatürk bununla bir değer kaybetmez. Ama daha kötü bir resim var ki onu da ifade etmek istiyorum; Türk Silahlı Kuvvetleri komutanları HÜDA PAR’ın yanında resim verip, selam duruyorlar. Ayıptır, yazıktır. HÜDA PAR domuz bağıyla insanları öldüren, 'Türk bayrağı değiştirilsin' diyen, 'Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilsin' diyen bir siyasetin temsilcileriyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanları bir araya geliyorsa yazıklar olsun onlarla bir araya gelen komutanlara. Türk Silahlı Kuvvetleri hepimizin ortak değeri ve kimsenin yıpratmaya hakkı yok. HÜDA PAR ile aynı kareye girmek büyük bir utançtır” şeklinde konuştu.