Haber: Betül Vural
Türkiye genelinde bir süredir devam eden ‘başıboş köpek’ polemiği, geçtiğimiz günlerde İstanbul Bakırköy’de yaşanan bir Pitbull saldırısının ardından tekrar alevlendi. ‘Kısırlaştırmak mı uyutmak mı?’ tartışması, vatandaşları ikiye böldü. Twitter’da aktif olarak uyutma yöntemini savunan ‘Başıboş Köpek Sorunu’ sayfasının sorumlusu Sedat Çağırgan, ‘’Şu an uygulanabilir tek etkili çözüm uyutmak’’ dedi. Öte yandan, Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Genel Başkan Yardımcısı Senem Demirel Acar, kısırlaştırma yönteminin etkili bir çözüm olacağını savundu.
‘Ana fikrimiz sokakta hiç köpeğin olmaması’ diyen Çağırgan, ‘’Sıfır köpek politikası uygulanmalı, şu an tek etkili çözüm uyutmak. Diğer çözüm önerilerinin sokaklarda insanların ölmesini veya yaralanmasını engellemeyeceğini, ayrıca bu önerilerin kısa sürede tamamlanamayacağını düşünüyoruz. En kesin çözüm, Avrupa’nın da uyguladığı uyutma yöntemi’’ şeklinde konuştu.
İktidardan bu talepleri konusunda ‘geri dönüt almadıklarını’ belirten Çağırgan, şu ifadeleri kullandı: ‘’Başkalarından duyduğumuz kadarıyla iktidar bu konuda etkili bir çözüm önerisi sunmayacak, sunulan öneriler çoğunlukla vatandaşı oyalama girişimi olacak.’’
‘’Türkiye’de şu an 14 milyon sokak köpeği var’’
Hükümete yakın gazetelerin son zamanlarda ‘yaşam alanı’ çözümünü dillendirmeye başladığına dikkat çeken Çağırgan, yaşam alanı çözümünün etkili olmayacağını savundu. Çağırgan, iddiasını şu şekilde açıkladı:
‘’Türkiye genelinde 10 milyon köpek popülasyonundan bahsediliyor. Fakat bu 1-2 sene öncenin rakamı. Şu an muhtemelen 14 milyon köpek var. Biz 10 milyon köpek üzerinden bir hesaplama yaptığımızda, bu 10 milyon köpeği bir yaşam alanına almak isterseniz 1000 tanesini aynı yere koyamazsınız. Çünkü birbirlerini yerler.’’
Çağırgan, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Devletin yapacağı mevcut barınaklar genelde 1000 köpek kapasiteli. Bunun için ülke genelinde 10 bin yaşam alanı gerekiyor. Yani her belediyenin en az 10 tane yaşam alanı yapması gerekiyor. Buralara, üçü veteriner hekim olmak üzere en az 14 tane personel gerekiyor. Yani ülke genelinde yaklaşık 140 bin kişilik bir kadro gerekiyor. Bu çok çılgın bir rakam.’’
Yaşam alanlarının yapımının en az 2 yıl süreceğini savunan Çağırgan, ‘’2 yılda bu köpeklerin sayıları artacak ve yaralanmalarla ölmeler devam edecek’’ dedi.
‘’Yaşam alanı çözümü etkili değil’’
2022 yılında Konya Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşanan ve bir belediye çalışanının kürekle köpek öldürdüğü olayı hatırlatan Çağırgan, ‘’Yaşam alanı projesi uygulanmaya başladığında, Konya’daki kürek olayının benzerinin yaşanması kaçınılmaz. Ya hayvanlar birbirini yiyecek ya da bir çalışan köpeğe işkence edecek ve bu görüntüler vatandaşa servis edilecek. Köpekler tekrar sokağa dönecek. Etkili bir çözüm olacağını düşünmüyoruz’’ ifadelerini kullandı.
‘’Kısırlaştırılmış bir köpek hala insanlara zarar verebilir’’
Kısırlaştırma yöntemini de değerlendiren Çağırgan, ‘’Kısırlaştırma, agresyonu etkilemiyor. Kısırlaştırılmış bir köpek hala insanlara zarar verebilir. Ülke genelinde köpek artışını durdurmak için kısırlaştırmayı 8 ayda yapmaları gerekiyor. Bunun için yaklaşık 13-15 bin veterinere ihtiyaç var. Ülke genelinde kaç veteriner olduğunu Veteriner Odası bile bilmiyor. 8 ayda bitirmeleri imkansız, böyle bir altyapı yok’’ şeklinde konuştu.
‘’Ya bugün 14 milyon köpek uyutulacak, ya da üç yıl sonra 30-40 milyon köpek sokakta öldürülecek’’
Uyutma yöntemini savundukları için ‘canilikle’ suçlandıklarını söyleyen Çağırgan, ‘’Bize ‘cani’ diyorlar. Fakat ya bugün 14 milyon köpek uyutulacak, ya da üç yıl sonra 30-40 milyon köpek sokakta öldürülecek. Biz bunun yaşanmasını istemediğimiz için, uyutulma işleminin devlet eliyle yapılması gerektiğini savunuyoruz’’ diye konuştu.
‘’Çocuğunu kan içinde gören bir baba, kanun da ya da devlet tanımaz’’
‘’Devlet bunu dikkate almalı, vatandaşın canı burnuna geldi. Tepki göstermek üzereler, biz bunun olmasını istemiyoruz. Çocuğunu kan içinde gören bir babanın gözü, çocuğu dışında hiçbir şey görmez. O adam, kanunu devleti tanımaz’’ ifadelerini kullanan Çağırgan, iktidar bir şey yapmazsa vatandaşların ‘bireysel’ yöntemlere başvurabileceğine işaret etti. Çağırgan, ‘’Biz bu olmasın diye uğraşıyoruz, silahlanma çağrısı yapmıyoruz. Devlet kanun çıkarsın, devlet eliyle sorun çözülsün istiyoruz’’ dedi.
İstanbul’da yaşanan Pitbull saldırısına da değinen Çağırgan, ‘’Pitbull yıllardır yasak, geçen sene çıkarılan affa Pitbull’lar da girdi. Normalde Pitbull üretmek, yetiştirmek, satmak yasaktı. Yetkili kurumlarda ihmal ve boş vermişlik var, kanunlar uygulanmıyor’’ diyerek sözlerini noktaladı.
‘’Kısırlaştırma seferberliği başlatılmalı’’
Öte yandan, başıboş köpekler için uyutma yönteminin yanlışlığını savunan Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Genel Başkan Yardımcısı Senem Demirel Acar ise, şöyle konuştu:
‘’Biz, kapsamlı bir kısırlaştırma yöntemi sunuyoruz. Türkiye çapında kısırlaştırma seferberliği başlatılmalı ve bununla beraber üretim de durdurulmalı. Yani bakanlık, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları hep birlikte çalışacak ve sokaklarda kısırlaştırılmamış köpek kalmayacak.’’
Bakanlığın, kısırlaştırma seferberliği kapsamında üzerine düşen sorumlulukları vurgulayan Acar, ‘’Bakanlık üretim yapan çiftlikleri, merdiven altı üretim yerlerini, internet ortamında satış yapanları vb. denetleyerek, ceza keserek üretimi engellemeli. Böylece popülasyon kontrol altına alınabilir’’ ifadelerini kullandı.
Sokak köpeklerinin yaşam süresinin ‘az’ olduğunu belirten Acar, ‘’Normal bir köpeğin yaşam süresi 12-14 yıl iken, sokaktaki hayvanın yaşam süresi 2-4 yıl arası. Sokak köpekleri, trafikte ya da kendi aralarındaki kavgalarda ölüyorlar. İnsanlar tarafından zehirleniyor, kırsal yerlerde tüfekle, sopayla, kürekle öldürülüyorlar. Yaşam süreleri zaten uzun değil’’ dedi.
‘’Uyutulma çözüm değildir’’
Uyutulmanın ‘çözüm olmayacağını’ savunan Acar, ‘’Tüm kamu kurumları görevini layıkıyla yerine getirdiği takdirde 5 senede ülkedeki hayvan popülasyonu kontrol altına alınabilir. Evde bakıp terk edenlere ağır cezalar verip, üretim ve satış yapanları engellersek çoğalmayı önlemiş oluruz. Uyutulma çözüm değildir’’ şeklinde konuştu.
‘Sokak köpekleri kısırlaştırılsa bile agresyon sergilemeye devam ederler’ söylemi hakkında da konuşan Acar, açıklamasında, ‘’Köpekler dış etkenlerden kaynaklı agresyon sergilerler, grup halinde yaşamaya meyillidirler. Çeteleşme olduğunda ve dışarıdan bir etken geldiğinde grup halinde saldırırlar. Bu gruplarda genellikle Alfa vardır. Bu Alfa içlerinden alındığı zaman grubun saldırganlığı azalır’’ ifadelerine yer verdi.
‘’Sokak köpeklerinin çeteleşmesi önlenmeli’’
‘Sokak köpekleri arasında çeteleşmenin önlenmesi’ konusunun üzerinde duran Acar, ‘’Bir sokakta 2 köpek varsa agresyon sergilemezler, ama bir sokakta 8 köpek varsa gruplaşarak güçlenirler’’ dedi.
‘’Köpek saldırılarının yüzde sekseni sahipli köpekler tarafından gerçekleştiriliyor’’
İstanbul’daki Pitbull saldırısını da değerlendiren Acar, ‘’Köpek saldırılarının yüzde sekseni sahipli köpekler tarafından gerçekleştiriliyor. Pitbull’lar insanlar tarafından üretilmiş, saldırgan olarak yetiştirilmiş hayvanlar. Bunun cezası, sokak köpeklerine değil yetiştirenlere kesilmeli’’ ifadelerini kullandı.
‘’Devlet, kısırlaştırma yapmıyor’’
Devletin uyguladığı yaptırımların ‘yetersiz’ olduğunu dile getiren Acar, ‘’Devlet, kısırlaştırmayı yapmıyor. Her belediyenin kanunen veterinerlik hizmeti açması lazım. Devlet belediyelere bu konuda baskı yapmadığı için, bu hizmeti vermeyen birçok belediye var. Bu belediyelerde kısırlaştırma, tedavi yapılmıyor. Bunları biz sağlamaya çalışıyoruz’’ şeklinde konuştu.
Kısırlaştırma uygulamalarının ‘koordinasyonlu’ şekilde yapılması gerektiğine dikkat çeken Acar, ‘’Bir belediyede hayvanları kısırlaştırdığımızda, başka bir belediyede hayvanlar doğurmaya devam ediyor. Bir koordinasyon sorunu var’’ diyerek sözlerini noktaladı.