Sağlıklı beslenmek her zaman önemli ancak özel günlerde, davetlerde ve özellikle bayramlarda bu düzen bozuluyor. Ne kadar dikkat etmeye çalışsak da misafir olarak gittiğimiz evlerde “Bir seferden ne olacak?” ısrarıyla karşılaşabiliyoruz.
Sağlıklı bir bayram geçirmek için beslenme önerilerine ve yemek seçimine dikkat etmemiz gerekiyor. Bayram sabahının ilk öğünü nasıl olmalı? sorusunun cevabını Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Uzmanı Elvan Odabaşı, Elips Haber ile paylaştı.
“Kahvaltı saat aralığını 7 ile 9 arasında planlamış olalım”
Odabaşı, “Aslında bayram sabahının ilk öğünü daha proteinden zengin bir öğün olarak tasarlamamız lazım. Bu anlamda geleneksel Türk kahvaltısı güzel bir alternatif. Genel olarak yönleneceğimiz gıdalar yumurta, orta yağlı peynir çok tuzlu olmayan, diğer taraftan bol yeşillikli sebzeydi, ona sızma zeytinyağıydı ve ekmek tercihi olarak da tam tılalı ekmek tercih etmek. Açıkçası ilk öğünümüzü de şimdi sahurlarımızı ortalama 4-4,5 gibi yaptık. Burada ilk öğünü de çok geç saatlere bırakmayalım lütfen hemen metabolizmamızı yeniden eski ayarlarına döndürmemiz gerekiyor. Kahvaltı saat aralığını 7 ile 9 arasında planlamış olalım” dedi.
Ramazan ayında beslenme düzenindeki değişiklik hem bedensel hem de zihinsel olarak güçlenmemizi sağladı. “İnanç biyolojiye dönüşüyor” açıklamasında bulunan Odabaşı, “Eğer ki kronik bir hastalığı yok ve gerçekten sahuruna kalkıp iftarını güzel bir şekilde dizayn edip ona göre bu ibadeti yerine getirenlerde sistem açısından olumsuz bir durumla karşılaşmıyoruz. Ve fakat sahuruna atlayanlara sesleniyorum. Üzgünüm ki yorulmuş hırpalanmış bir bedenle Ramazan ayından çıkmış oluyorsunuz. Onun için tavsiyem şu doğrultuda olacak. Önümüzdeki süreçte beslenmenize multivitaminle destek vermek ve gece uykularınızla ilgili düzeni de özellikle saat 22 civarında uyuyup sabah 6'ya kadar deliksiz uyuyabilecek şekilde bir planlama yapmak gerekir. Öğünlerinizde de öğün düzenini de sabah kahvaltısı, öğlen yemeği ve akşam yemeği şeklinde planlamak ve bunu da güneşin saatlerine göre planlamak çok önemli. Yani kahvaltı için 7 ile 9 arası, öğlen yemeği için 12 ile 2 arası, akşam yemeği için 18 ile 20 arasında bir planlama yapıp öğünlerde çorba kâsesi büyüklüğünde mevsim sebzeleriyle hazırlanmış bir salatayı tercih etmek kıymetli” ifadesinde bulundu.
Diyabet konusunda yapılan son araştırmalara göre, hızla artan obezite ve sağlıkta yaygınlaşan eşitsizlikler nedeniyle dünya çapında diyabet hastalarının sayısı 2050 yılına kadar iki katından fazla artarak 1,3 milyarı aşabileceği öngörülüyor. Peki, Bayramda fazla tatlı tüketimi diyabet hastalığına davetiye çıkartır mı?
“Bayramın birinci günü ipin ucu kaçabilir ama sonraki günlerde dikkat etmeliyiz”
Diyabet hastalarının bayramda ekstra özen göstermesi gerektiğini dile getiren Odabaşı, bel çevresine dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti:
“Tabii sadece bayramda şeker tüketmek diyabet hastalığına davetiye çıkartmaz. Ama sizin alışkanlığınız gerçekten özellikle şeker ilavesiyle hazırlanmış gıdalara yönelikse ve bu davranışı bayramda olduğu gibi diğer günlerde de devam ettiriyorsanız ve hareketsiz yaşayan bir bireyseniz ve karın çevrenizde yağlanmanız varsa bu zaten aslında bir diyabet davetiyesidir.
İlk olarak insülin direncine bir davetiye çıkar ve sonrasında da bunu tip 2 diyabet seyrini ne yazık ki hayatımıza katabiliriz. Tabi buna karşı önlemimizi almak için özellikle bel çevresindeki yağlanmanın önüne geçmek. Böyle bir şikâyetle eğer ki bayram sürecine giriyorsak buna da dikkat çekelim. Belki bayramın birinci gününde bir miktar tatlının ucu kaçabilir ama diğer günlerde de tatlı tercihi ile ilgili ikramlardan uzak durmaya özen gösterelim”
“Yapacağınız tüm bayram ziyaretlerini lütfen yürüyerek gerçekleştirin”
Şeker kadar hareketsizlikte diyabet ve obezite için olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Odabaşı, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Ne yazık ki Türkiye'nin tablosu hem obezite hem diyabet konusunda oldukça şanssız bir tablo. Onun için aslında sadece bayramda şekeri konuşmayacağız. Az şekerli hayat dizaynını yeniden vurgulayacağız. Şekeri hiç tüketmeyin yaklaşımı çok da net bir çözüm olmuyor. Onun için totalde tükettiğimiz karbonhidrat ve ilave şekerle ilgili kısmı dengelemek ve gerçekten daha aktif bireyler haline dönüşmek. Çünkü karbonhidrat bizim aktif yaşamımızda daha çabuk enerjiye dönüşebilen bir besin grubu. Ondan dolayı buradaki besinleri enerjiye düşürmek, sizin hareketle dönüştürmek, sizin hareketle oluşunuzda çok ilişkili. Sadece tüm faturayı diyabet adına şekere çıkartamayız. En başta buradaki en önemli unsur gerçekten artık hareketsizlik. Öyle ki hepimizin 10 bin adım atmak borcu oldu. Onun için ben bayramda en büyük tavsiyem şu olacak. Yapacağınız tüm bayram ziyaretlerini lütfen yürüyerek gerçekleştirin. Eskiden çocuklarımız kapı kapı gezerdi, şeker toplardı ama bayağı da adım atarlardı. Şimdi bir telefonla veya bir tıkla evlerin içerisine gelen tatlılar, şekerler ve siparişler üzerinden konuştuğumuz bir dönemdeyiz. Onun için bu bayramı bol bol gezmeli geçirelim. Ve gerçekten şekeri de kontrollü bir şekilde yer vermekle ilgili kısımda özen gösterelim. Ama bunu genel hayatımızın içerisinde de gerçekten bir ilke edinmek gerekiyor.”
“İki dilim baklavanın üzerine çıkmamaya özen gösterelim”
Odabaşı, bayramda tatlı kaçamaklarının sağlığımızı etkilememesi için önerilerde bulundu:
“Bayramda ikramlıklar hassas konularımız özellikle de tatlının, şekerin, baklavanın ikram edildiği bir bayramdayız. Onun için şekerle olan ilişkimizi çok iyi kontrol etmemiz gerekiyor. Umarım evlerde sadece baklava ikramları üzerinden bir kurgu dizayn edilmemiştir. Ama bu coğrafya baklavası, şerbetli tatlısıyla oldukça meşhur bir coğrafya. Lütfen iki dilim baklavanın üzerine çıkmamaya özen gösterelim ikramlıklarda. Küçük porsiyonlara yönelenin yanında ayran veya süt tercih etmeye özen gösterelim. Varsa daha çok sütlü tatlıyı tercih etmek ya da şerbetli tatlılardan uzak durup bitter çikolata o kare madlen çikolatalardan 3 parça kadar tercih edeceğimiz bir yönetimi yapıyor olmak kıymetli.”