Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, DEAŞ’ın Türkiye’deki eylemleriyle ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, DEAŞ’ın eylemlerinin bitmediğini, hatta daha başlamadığını, planlama safhasında olduklarını söyledi. Özdağ’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“DEAŞ’ın eylemleri bitmemiştir, planlama safhasındalar”
"Tekrar ediyorum; DEAŞ’ın eylemleri bitmemiştir. Hatta daha başlamamıştır. Planlama safhasındalar.
Bu taktik olayların ötesinde bir şey var. PKK-YPG ve arkasındaki yapılar Türkiye’nin Ortadoğu’dan geriye itilmesi ve artık çatışmanın Türkiye sınırlarının içerisinde taşınması politikasını uygulamaya başladılar. Bizim muhatabımız burada PKK, YPG değil, bunların arkasındaki ABD ve onun Ortadoğu politikasıdır. ABD, PKK ile YPG karşısında Türkiye’yi tercih edip etmediğinin stratejik tercihini yapmak zorundadır.
DEAŞ için temel hedef Suriye ve Irak değildir. Artık DEAŞ, patronu tarafından Türkiye’de karışıklık çıkartmak üzere görevlendirmiştir ve şimdi bunun altyapı çalışmalarını yapıyor. DEAŞ, Türkiye’yi tanıyor, devletin reflekslerini ölçüyor, toplumun içine yerleşiyor, olaylara devlet nasıl refleks verdiğini izliyor. Polis bir olaya ne kadar zamanda müdahale ediyor. Cihatçı selefi sayısını arttırıyor. Yurtdışından Türkiye’ye günde 1.000 ile 1.250 kişi geliyor.
“Düğmeye basılması için bekliyorlar”
Gelenlerin içerisinde terörist, uyuşturucu kaçakçısı, işsiz- güçsüz var. Çoğu askerlik yaşına gelmiş yabancılar Türkiye için büyük bir tehdit. Gelenlerin bir bölümü Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana gibi büyük kentlere gidiyor. Bunların poliste, devlette kaydı yok. O yüzden sistem içerisinde kayboluyor. DEAŞ’ın Türkiye’de güvenli evleri, güvenli ağı, gizli cephanelikleri var. Düğmeye basılması için bekliyorlar.
DEAŞ’ın Türkiye içerisinde liderleri, lider kadroları var. Hâlâ Suriye’yi, Irak’ı cephe gerisi olarak kullanıyor. Eskiden Türkiye cephe gerisi olarak kullanılırdı. Suriye’de terör eylemleri gerçekleştirdiler ve ne yazık ki onlara bu imkan sağlandı. Tabii bu arada adamlar Türkiye’deki sistemi öğrendiler. Yani Suriye’ye iç savaş başlamadan sonra gitmişlerdi. Türkiye’ye ise önceden geldiler ve daha kapsamlı bir yerleşme hazırlık çalışmaya imkanına sahip oldular.
"Haberleşmeyi başka dilde yapıyorlar"
Tabii polisin bildikleri var bilmedikleri var. Bildikleri içerisinde yakaladıkları, yakalamadıkları var. Polisin farklı çalışma yöntemi var. Bazen bekler, izlerler, bilgi almaya, bağlantıları çözmeye devam eder. Bir eylem sonrasında hepsine yönelik bir genel operasyon yapılır. Ama mesele bildikleri değil mesele bilmedikleri ve işi zorlaştıran bunların Türk vatandaşı olmaması. Kendi aralarındaki haberleşmeyi başka dilde yapıyorlar. Türkiye’de milyonlarca Suriyeli var bunların arasına zavallı gibi gizlenme şansları çok yüksek. Mesela Türkiye’de 7 milyon sığınmacı ve kaçak olmasaydı Suriye’de DEAŞ karargahını Türkiye’ye taşıyabilir miydi? Hayır, taşıyamazdı. Çünkü balığın olması için suyun olması lazım. O ortam olacak. Kimsenin alnında ‘DEAŞ’lı terörist’ yazmıyor. Tekrar ediyorum; DEAŞ’ın eylemleri bitmemiştir. Hatta daha başlamamıştır. Planlama safhasındalar."