Dursun ERKILIÇ

Afganistan’da Belh kasabasındaki tarihi medresede yürütülen kazı çalışmaları hem Afganistan tarihine hem de Mevlana Celaleddin Rumi'nin babası Sultan'ül Ulema Bahaeddin Veled’in hayatına dair önemli bilgiler sunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü eski Genel Müdürü Mehmet Akif Işık, TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) aracılığıyla gerçekleştirilen kazının detaylarını elipshaber.com’a anlattı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü eski Genel Müdürü Mehmet Akif Işık

Moğol istilası ve Anadolu’ya göç

1207 yılında Belh’te doğan Mevlana’nın babası Bahaeddin Veled, Belh’in önde gelen bilim adamlarındandı ve bu şehrin önemli bir siması olarak tanınıyordu. Ancak Moğol istilasının yaklaşması ve bölgedeki bazı çevrelerin entrikaları nedeniyle Belh’i terk edip Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldı. Bu göç sonrasında medrese, zamanla ilgisizlikten yıkıldı ve unutuldu.

Kazının ilk günü işçiler ve güvenlik elemanlarıyla

Medresenin restorasyon süreci başladı

Işık ve kazı ekibi, TİKA’nın desteğiyle Belh’teki medresenin restorasyonu için yola çıktı. Kazı sürecinde Bahaeddin Veled’in medresesi ve çevresindeki alanlar incelendi. Türkmen ve Özbek işçilerle yürütülen kazılar sonucunda, medresenin boyutları ve mimari yapısı hakkında bilgiler elde edildi. Kerpiç duvarları ve diğer mimari unsurları belirgin hale gelen medresenin ölçüleri 24,5 x 14,5 metre olarak kaydedildi.

Mevlana’nın dedesi Seyyid Hüseyin Hatibi’nin mezarı.

Malatya'da eğitim - öğretime 1 gün 'kar' arası Malatya'da eğitim - öğretime 1 gün 'kar' arası

Mevlana’nın dedesi Seyyid Hüseyin Hatibi

Kazı çalışmaları sırasında, medresenin yaklaşık 28 metre kuzeydoğusunda yer alan ve Mevlana’nın dedesi Seyyid Hüseyin Hatibi’ye ait olduğu düşünülen bir mezar da incelendi. Çamur sıvalı kerpiç duvarlarıyla çevrili mezar, tabiatın zorluklarına karşı direnmeye çalışan bir geçmişin sessiz tanığı gibi.

Mezar-ı Şerif’ te bulunan Hz. Ali adına yapılmış türbe.

Mezar-ı Şerif’te Hazreti Ali adına yapılan türbe

Kazı ekibi, güvenlik önlemleri altında yürüttüğü çalışmaları sırasında bölge halkıyla güçlü bağlar kurdu. Her sabah çocuklara ikram edilen çikolatalar ve çocukların ikram ettiği dutlarla dostane ilişkiler güçlendi. Ayrıca, kazı alanı dışında tarihi mekânlar gezildi, özellikle Mezar-ı Şerif’teki Hazreti Ali adına yapılan türbe, ekip üyelerinde derin bir etki bıraktı.

Bu proje, TİKA’nın Afganistan’daki tarihî yapıları restore etme çabalarının bir parçası olarak tarihi bir değeri yeniden ayağa kaldırmayı amaçlıyor. Bahaeddin Veled ve Mevlana’yı bir araya getiren bu medrese, tarihi ve kültürel bir köprü olarak yeniden hayat buluyor.

Kazının son günü (Türkmen-Özbek) pilavı yenirken.

Muhabir: Dursun Erkılıç