AK Parti ve MHP, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerin yol açtığı ekonomik kayıpların telafisi için ek motorlu taşıtlar vergisi getiren kanun teklifinin içerisine yeni infaz düzenlemesini de eklemişti. 14 Temmuz'da TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yeni infaz düzenlemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak 15 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlemeyle 31 Temmuz'a kadar cezaevinde bulunan bazı hükümlülere, kapalı cezaevinden açık cezaevine üç yıl erken geçme ve buradan da tahliye imkânı getirildi. Yasaya göre; bu hükümlüler arasında insan öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu suçlarından hüküm giyenler başta olmak üzere onlarca suçtan mahkûm olanlar yer alıyor.
2 günde 2 cinayet
Türkiye’de suç işleme oranları arttı, her gün onlarca cinayet vakası yaşanıyor. Son 2 günde 2 ayrı cinayet işlendi. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır Ulu Cami’deki konuşmalarıyla gündeme gelen “Diyarbakırlı Ramazan hoca” olarak tanınan Ramazan Pişkin, İstanbul-Fatih’te kendisine ait çay ocağında bıçaklanarak öldürüldü. Ertesi gün ise İzmir'de gece saatlerinde yolda gördüğü bir genci üşümesin diye gideceği yere bırakmak isteyen 44 yaşındaki iki çocuk babası taksi şoförü Oğuz Erge yardımcı olmak için taksiye aldığı kişi tarafından silahla vurularak öldürüldü.
Büyük çoğunluğunun sabıka kaydı var
Onları ve her gün onlarca kişiyi öldüren katillerin büyük bir çoğunluğu sabıkası olan ve infaz yasası ile tahliye edilen kişiler. Aynı zamanda bu kişilerin ortak yönü madde bağımlısı olmaları. Madde bağımlıları pimi çekiliş bomba gibi toplum içerisinde ve her an bir suça karışıp masum insanlara zarar verip öldürebilme riskini barındırıyor. Türkiye’de cezaların yetersiz olduğu, ceza adaletinin sağlanmamasının, cezaların caydırıcılığının olmadığının konuşulduğu bir toplumda infaz yasası değişikliği görünümlü bir affın neticeleri, ateşe benzin dökmekten farksız.
Türkiye’deki suç işleme oranları ve son iki günde yaşanan cinayetlere ilişkin Saadet Partisi Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya ve Gelecek Partisi Grup Başkanı ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya
“Ceza indirimleri ve tahliyelerle toplumda cezasızlık algısı oluşturuluyor”
“Türkiye’de ceza, infaz sisteminin ceza suçu işleyen kişiler üzerinde ıslah edici sonuçlar doğurması gerekirken yapılan istatistikler suç işleyen kişilerin tekrar aynı veya benzeri suçları çok kısa sürelerde işlediğine dair bilgiler var” ifadelerini kullanan Bülent Kaya “Dolayısıyla ilk ele alınması gereken şey ceza infaz sistemi. Islah edici amaç doğrultusunda yeterince sonuç vermediğini gösteriyor. Bir diğer önemli husus zaman zaman infaz düzenlemesinde hükümlüler lehine getirilen indirimlerin ya da erken tahliyelerin toplumda bir cezasızlık algısı oluşturduğunu bunun da suç işleyen kişilerin bir nevi cesaretlendirdiğini üzülerek görüyoruz. Dolayısıyla hem infaz kurumlarının ıslah edici olup olmadığı yönünden hem de bu infaz indirimlerinin beraberinde bir cezasızlık algısı oluşturmuş olması dikkate alındığında elbette problemli durum” dedi.
“Türkiye’de hukuk ve adalet suçluların lehine görülüyor”
Ceza infaz sistemiyle ilgili konular TBMM’de ele alınırken bu vb. konular üzerinde durulabileceğine dikkat çeken Kaya, “Muhtelemen bir yargı paketi önümüzdeki günlerde meclise sevk edilecek. Onun içeriğine bir bakmak lazım. Bu konuyla ilgili kanaatlerimizi de yine komisyon çalışmalarımız ve genel kurulda yargı paketinde değerlendirmiş olacağız. Türkiye’de uzun zamandır hukuk algısı adalet algısı maalesef mağdur olanlardan ziyade suçluların lehine görülüyor. Bu manada Türkiye’de hak, hukuk ve adaletin yerli yerine oturtulması, hukukun aynı zamanda hak edene hak ettiğini vermesi noktasındaki algının düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Grup Başkanı ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ
“Türkiye çok ciddi şekilde görevini ve ödevini yapamamıştır”
Türkiye’de suç işleme oranlarının arttığını söyleyen Selçuk Özdağ, “Bu durumun sebebi de eğitimin eksikliği, aile hayatından ve değerlerden kopuş. Bir yandan da ekonomik problemler. Bir de psikolojik olarak tedavi olması gerekenler veya doğuştan hastalıklı olan insanlar var. Gerek psikolojik olarak gerek akıl noksanlığı noktasında. Bunlarla ilgili Türkiye çok ciddi şekilde görevini ve ödevini yapamamıştır. Hükümet ödevini yapamamıştır” dedi.
“Cezaevleri bir muhafaza yeri adeta”
Cezaevlerindeki doluluğu infaz yasasında değişiklik yaparak boşaltmak istediklerini vurgulayan Özdağ, “Bir yandan bu doluluğu azaltmak istiyorlar. Bir yandan da çıkan suç işlemiş olan bu kişiler tekrar yeniden topluma kazandırılmaları gerekir. Cezaevlerinde kalırken topluma kazandırılmak şöyle dursun daha fazla suç ve suçlar nasıl işlenirin profesyonelliğini öğrenerek çıkıyorlar. Cezaevleri bir ıslah yeri değil. Cezaevleri bir muhafaza yeri adeta” diye konuştu.
“Bu kişileri topluma kazandırma hamleleri yapılmıyor”
“Çeşitli infaz yasalarıyla çıkarılan bu kişilere topluma kazandırılma hamleleri yapılmıyor” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bu kişiler cezaevlerindeyken meslek öğrendirilebilir. Çıktıktan sonra zaten yüzde 3 mahkum kadroları var. Hem özel sektörde hem de kamuda belli sayıdan sonra yüzde 3 mahkum, yüzde 4 engelli çalıştırmak gibi. Bunlar da denetlenmiyor. Hakikaten kamu ve özel sektör yüzde 3 mahkum ve yüzde 4 engelli çalıştırtıyor mu? Yok çalıştırılmıyor. Bir müeyyidesi var mı? Çok düşük bir müeyyidesi var. Böyle caydırıcı değil bu müeyyide de. Ardından da bu kişileri topluma kazandırmak, iş bulmak, meslek edindirmek gerekiyor. Bütün valilerin, kaymakamların, Adalet Bakanlığının, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütün bakanlıkların bu konuda kafa yorması gerekiyor”
“Bütün bakanlıkları organize sanayileri ve özel sektörlerle iş birliği yapmaya davet ediyorum”
Şu anda cezaevlerinde 400 bin kişinin olduğunu ve 70 bin kişinin ceza infaz yasası ile çıkarıldığını belirten Özdağ, “Fakat bu şekilde insanları çıkartmak değil. İnsanları çıkmadan önce topluma hazırlamak, iş sahibi, meslek sahibi yapmak. Onları tekrar rehabilite edip öyle göndermek ve öyle çıkartmak, çıktıktan sonra da işe yerleştirmek gerekiyor. Yoksa adam işsiz. Elbette bir süre sonra yeniden hapishaneye dönmek istiyor. Çünkü hapishanede ekmek elden su gölden. Orada yemek çıkıyor. Koğuşlarda yatıyorlar. Dışarıda ise hiçbir şey yok. Ekmek yok, duş yok. Bunun sonucunda da eğer psikolojik bir problemi de varsa bu suçların artarak devam etmesini sağlıyor. Onun için bütün bakanlıkların organize sanayileri ve özel sektörlerle iş birliği yapmaya ve bu infaz yasası çıkartmadan önce bu insanları topluma hazırlamaya davet ediyorum. Mutlaka bu insanların rehabilite edilmesi lazım. Cezaevleri bir ıslah yerleri olması gerekmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
“Hükümetin yaptığı sadece pansuman tedavisidir”
Cezaevlerinden insanların dışarıya cellat olarak çıktığını söyleyen Özdağ sözlerini şöyle tamamladı;
“Bunun sorumlusu da bu insanlardan ziyade devleti yönetenlerdir. Bununla ilgili bu hükümetin alacağı hiçbir şey yoktur. Bu hükümetin yaptığı sadece pansuman tedavisidir. Biz muhalefet olarak dile getirmeye devam edeceğiz. Dile getirsek ne olur ki, kimi dinliyor miri vefadan gayri. Konuşuyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz. Bildiklerini okuyorlar”
