Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Başkanı Zekeriya Öztürk, Türkiye'de finansal okuryazarlık kavramının çok bilinen bir kavram olmadığını açıklayarak, "Para ile ilişkimiz çok yoğun ama finansal okuryazarlık çok bilinmiyor. Bununla ilgili yapılan araştırmalarda ölçümleme yöntemlerine baktığımızda Türkiye'de finansal okuryazar oranı yüzde 70'ler civarında kadınlarda maalesef yüzde 60'ların biraz üzerinde" dedi.
Dernek olarak Türkiye'de finansal okuryazarlık kavramını, bununla ilgili konseptleri anlatmak ve insanların kendi paralarını yönetirken daha bilinçli ve farkında olarak karar alabilmelerini sağlamak için eğitimler verdiklerini anlatan Öztürk, önce bütçe yapılması gerektiğini açıkladı.
"Birçok insan aslında düzenli olarak bütçe yapmıyor"
Öztürk, şunları dile getirdi:
"Birçok insan aslında düzenli olarak bütçe yapmıyor. Halbuki son derece basit; gelirleriniz belli, bazılarının değişken olabilir. Giderlerinizin sabit olanları var bir de değişken olan kısımları var. Bazen şunu yapabiliyor insanlar; ihtiyacı olmasa da isteğini kendisini mutlu etmek için birtakım alışverişler yapabiliyor. Bu da borçlanmasına özellikle kredi kartı borçlarının artmasına sebep olabiliyor. Biz burada insanları bu tür şeyleri yapmadan önce düşünmeye, 'buna ihtiyacım var mı? Yoksa gerçekten bu benim ihtiyacım mı? İsteğim mi? '10 saniye düşünmelerini tavsiye ediyoruz. Bu pratiği geliştirdiğinizde otomatikman bütçenizi daha iyi yönetecek ve değerlendireceksiniz.
Kredi kartları borçlarında işin iki tane boyutu var. Bu biraz yaşam döngüsü ile ilgili. Özellikle benim gençlere önerim; birincisi şu tasarruf yapma alışkanlığını edinirseniz. Bununda yolu önce gelir- gider düzeni takip edilir. Kredi kartı çok kolay bir ürün ve o yüzden çok kolay kredilenebiliyor. Yani kullandığınız zaman çok dikkatli olmanız gereken ürünlerden bir tanesi bu anlamda biz farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Bir diğer konu gelirlerimizi bireysel olarak yatırım yaptığımızda mesleki olarak geliştiğimizde gelirlerimiz artar. Giderlerini kontrol eden insanlar ileri yaşlarında çok daha rahat ediyorlar. Zaten amaç da bu."
Öztürk, kendi parasını kendi bütçesini doğru yönetmenin, tasarruf denildiğinde suyu ve elektriği bol değil gerektiği kadar kullanmanın da bir tasarruf olduğunu vurguladı. Bu tür alışkanlıklarla çok daha sağlıklı ve finansal olarak refahı yüksek bir toplum haline e gelineceğini açıklayan Öztürk, "Biriktirdiğiniz paraları doğru şekilde kullanmak da ülkedeki tasarrufları doğru şekilde kullanmak anlamına gelir" dedi.