İstanbul Politikalar Merkezi 'Türkiye'de Dindarlık Algısı' araştırmasını yayımladı. Araştırma, 22-25 Temmuz 2022 tarihleri arasında PANORAMATR tarafından bin 358 kişi ile telefonda rastgele yapıldı. Araştırmanın yönetici özetinde yapılan paylaşımda “Çalışmamız, inanç dağılımı, Allah’tan yardım dileme, dini pratiklere yönelik tutumlar, din-siyaset ilişkisi, toplumsal değişim ve din, dini eğitim, dini kurumlar, dini liderlere güven ve dini hoşgörü gibi din ve dinle ilişkili birçok konuyu içeren kapsamlı bir analiz ortaya koymaktadır. Araştırma, Türkiye'de dinin 'kimlik' oluşturmada hala en önemli aidiyet unsuru olduğunu teyit etmekte ancak geleneksel dindarlık biçimlerinin yerini daha bireysel maneviyat biçimlerine bıraktığını göstermektedir” denildi.
Araştırma sonuçları şöyle:
Dindar insanların devlet işlerinde yer alması
Katılımcıların yüzde 41’i dindar insanların devlet yönetiminde yer almasını memnuniyet verici bulurken, yüzde 37’si buna katılmamaktadır. Yüzde 15’i de arada durmaktadır. Bu, toplumda dindar kişilerin hükümet görevlerinde bulunmasının olumlu ve arzu edilen bir şey olduğu konusunda görüş ayrılığının varlığını göstermektedir. Katılıyorum cevabı daha yüksek olsa da katılmama oranı da oldukça yüksektir. Bu ifadeye kısmen katılan önemli bir kesim (yüzde 14,8) de bulunmaktadır.
Partilerin dini söylem kullanması
Katılımcıların yarıdan fazlası “siyasi partilerin dini söylemler kullanmasından rahatsızlık duymuyorum” kanaatine katılmadıklarını ifade etmiştir. Başka bir deyişle, toplumun yarıdan fazlası, siyasi partilerin dini söylem kullanmasından rahatsızlık duymaktadır. Spesifik olarak, yanıt verenlerin yüzde 32,7'si ifadeye katılmakta, yüzde 53'ü katılmamakta, yüzde 9,2'si kısmen katılmakta ve yüzde 5,1'i yanıt vermek istememektedir.
"Size göre laiklik nedir?" sorusuna verilen yanıtlarda ankete katılanların ezici çoğunluğu (yüzde 61,7) laikliği din ve vicdan özgürlüğü olarak görmektedir.
Dini kurum ve aktörlere güven
Diyanet İşleri Başkanlığına güven sonuçları, Diyanet İşleri Başkanlığı'na karşı yüksek bir güvensizlik olduğunu göstermektedir. Buna göre ankete katılanların yüzde 41'i kuruma güvenmediğini belirtirken, yüzde 35,4'ü güvendiğini belirtmiştir. Ankete katılanların yüzde 18,7'si kuruma ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu, yüzde 4,9'u ise soruyu cevaplamak istemediğini ifade etmiştir.
Yüzde 60 dini tarikatlara ve cemaatlere güvenmiyor
Araştırma sonuçları, katılımcıların önemli bir çoğunluğunun dini tarikat ve cemaatlere karşı olumsuz bir görüşe sahip olduğunu, yüzde 59,5'lik bir kesimin güvenmediğini göstermektedir. Katılımcıların sadece yüzde 13,9'u dini kurum ve cemaatlere güvendiğini söylerken, yüzde 21,3'ü ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu belirtmiştir.
Rakamlara göre, katılımcıların önemli bir bölümünün (yüzde 44,5) dini kanaat önderlerine güvenmediğini, yüzde 23,1’nin ise güvendiğini göstermektedir. Katılımcıların önemli bir kısmı (yüzde 23,7) dini liderler hakkındaki görüşlerinde tarafsız kalırken küçük bir yüzdesi (yüzde 8,7) ise yanıt vermemeyi tercih etmektedir. Katılımcıların yüzde 34,4'ü çocuğunun Müslüman olmayan biriyle evlenmesine olumlu, yüzde 52,2'sinin ise olumsuz bakmaktadır. Yüzde 13,4'ü ise soruyu fikrim yok şeklinde cevaplamıştır. Katılımcıların yarıdan fazlası (yüzde 51) çocuklarının kendi mezheplerinden olmayan biriyle evlenmesine olumlu bakmaktadır. Bu durumu olumsuz bulanlar yüzde 34’tür.