Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin Ankara'da düzenlenen ortak basın toplantısının ardından "Türkiye-Mısır Dışişleri Bakanları Ortak Bildirisi" açıklandı. Ortak bildiride, İsrail'in, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) rolünü baltalayan kararlarından geri dönmesi gereği vurgulandı.

İşgal altındaki Filistin topraklarındaki Filistinli mültecileri desteklemek için vazgeçilmezliğini koruyan UNRWA'nın rolünün muhafaza edilmesinin gerekliliğinin altını çizilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Filistin halkının, dayanıklılığına, topraklarına, meşru haklarına ve vatanlarına olan bağlılıklarına verdikleri güçlü desteğin altını çizmişlerdir. Her iki ülke, yerleşim faaliyetleri ve toprak ilhakı ya da Filistin halkının Filistin toprakları dışındaki diğer ülkelere gönderilmesi, yerlerinden edilmesi veya transfer edilmelerinin teşvik edilmesi yoluyla kısa veya uzun vadeli amaçlar için Filistin halkının devredilemez haklarına yönelik herhangi bir ihlali, bu tür eylemlerin istikrarı tehdit etmesi, bölgedeki çatışmayı daha da genişletme riski taşıması ve halklar arasında barış ve bir arada yaşama fırsatlarını baltalaması nedeniyle reddettiklerini yinelemişlerdir."

Bildiride, Filistin ve İsrail arasında uluslararası hukuk, BM kararları ve iki devletli çözüm temelinde adil ve kalıcı barışın sağlanması ve özellikle de 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti'nin bütünleştirilmesi yoluyla Orta Doğu'daki istikrarsızlığın temel nedenlerinin ele alınmasına yönelik taahhütlerin yinelendiği belirtildi.

Bakan Fidan'ın açıklamaları 

Fidan, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Ankara’da görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Bakan Fidan, 2025'in Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100'üncü yılı olduğunu hatırlatarak, ikili ilişkiler ve bölgesel konularda yakından çalışacaklarını belirtti. İki ülkenin ilgili kurumlarının teknik nitelikli anlaşmalar konusunda müzakerelerini sürdürdüğünü aktaran Fidan, bu çalışmaların olumlu sonuçlarını gözlemlemeye başladıklarını söyledi. Fidan, ikili ticaret hacminin 2024'te bir önceki yıla göre yaklaşık 1 milyar dolar arttığını ve 9 milyar dolara ulaştığını, Mısır'daki Türk yatırımcıların kapasitelerini genişlettiğini anlattı.

"Yerel sorunlara ithal çözüm arayışları bölgemize huzur getirmedi"

Mevkidaşıyla savunma sanayi, ulaştırma, enerji ve hidrokarbon konularını ele aldıklarını dile getiren Fidan, bölgedeki sorunların yansımalarının hiçbir zaman bölgeyle sınırlı kalmadığının altını çizdi. Fidan, şöyle devam etti:

"Bizler bölgemizdeki sorunlarla ilgilenmezsek üçüncü ülkeler gelip bölgesel meselelerde belirleyici politikalar izliyorlar. Şu hususun artık kabul edilmesi gerekiyor, yerel sorunlara ithal çözüm arayışları bölgemize huzur getirmedi. Tam aksine yabancı güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda attığı adımlar bize savaş, istikrarsızlık ve yoksulluk olarak geri döndü"

Çevredeki sorunlarla daha yakından ilgilenilmesi ve çözüm üretilmesi gerektiğine işaret eden Fidan, Türkiye ve Mısır'ın bu konuda önemli sorumluluk üstlendiğini söyledi. Fidan, Gazze'deki ateşkesin sağlanması için gösterdiği çabadan ötürü Mısır'a teşekkür ederek, ateşkesin kalıcı olması için uluslararası toplumun seferber olması gerektiğini vurguladı.

Suriye gündemi

Fidan, Suriye konusunda Mısır ile işbirliğine önem atfettiklerini, mevkidaşıyla Suriye'nin güvenlik, ekonomik ve insani durumunu değerlendirdiklerini aktardı. "Suriye'nin istikrarlı ve huzur dolu bir ülkeye dönüşmesi bölgesel düzeyde hepimizin çıkarına olacaktır." diye konuşan Fidan, geçiş sürecinin kapsayıcı olması ve hukukun üstünlüğü temelinde ilerleyebilmesi için Suriye'nin yeni yönetimine destek sağlanmasının önemine dikkati çekti.

Fidan, Suriye'deki istikrarın ön koşulunun ülkenin terörden arındırılması olduğunu vurgulayarak, "IŞİD  ve PKK/YPG terör örgütleri Suriye'ye yönelik en önemli iki tehdit kaynağı durumundadır. Suriye'nin normal bir ülkeye dönüşmesi için tarihi bir fırsat yakalanmıştır" şeklinde konuştu.

Terör örgütlerine karşı ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini söyleyen Fidan, "Suriye'ye komşu ülkelerin DEAŞ'a karşı beraber çalışabileceğini düşünüyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor. Suriye'deki yönetimin terörle mücadele kapasitesini desteklemeyi de sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

Afrika'da barış ve istikrarın sağlanması

Fidan, Libya'da birlik ve bütünlüğün sağlanması hususunda Mısır ile görüş birliği içinde olduklarını, bu ülkede kalıcı istikrarın temini için Mısır ile diyaloğu sürdürdüklerini kaydetti. Sudan'da 21'inci ayını dolduran ve ülke çapında yıkıcı sonuçlara yol açan çatışmaların bir an önce son bulmasını temenni eden Fidan, "Sudanlı kardeşlerimizin ramazan ayına çatışma ortamında girmemesi için elimizden geleni yapmalıyız" dedi. Fidan, Sudan'da diplomatik çözüme katkı sağlamaya çalıştıklarını, bu kapsamda Mısır ile çalışmayı arzuladıklarını belirtti.

Türkiye'nin Afrika Boynuzu'nda barış ve istikrarın tesisi için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu söyleyen Fidan, "Bu çerçevede hem Somali hem de Etiyopya'nın ülkemize duyduğu güvenle Ankara Süreci'ni başlattık. Mısır'a da bu sürece verdikleri manevi destekten ötürü ayrıca teşekkür ediyoruz." diye konuştu. Fidan, Türkiye ve Mısır'ın beraber çalışması ve işbirliği yapmasını "zorunluluk" olarak nitelendirerek, bu ortaklığın iki halkın ve bölgenin huzuru ile refahını artıracağını kaydetti.

"Mısır ve Katarlı arabulucu kardeşlerimize her türlü desteği verdik"

Bakanların hitabının ardından soru cevap kısmına geçildi.

İsrail ile Hamas arasındaki anlaşma kapsamında Türkiye'ye getirilen 15 Filistinli esire ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye'nin Filistin'de devam eden barış görüşmesine başından itibaren muazzam bir destek verdiğini hatırlattı.

Fidan, Türkiye'nin birinci önceliğinin her zaman ateşkesin sağlanması olduğunu belirterek, "Biz hem Mısır ve Katarlı arabulucu kardeşlerimize her türlü desteği verdik hem de taraflar tarafından mutabık kalınmış ateşkes hükümlerinin hayata geçmesi için olabilecek bütün destekleri verdik" ifadelerini kullandı.

Benzer bir olayın 2011 yılında Gilad Şalit'in serbest bırakılması olayında yaşandığını hatırlatan Fidan, "O zaman da 1000 Filistinli hapishanelerden serbest bırakılmıştı. İsrail bunlardan bazılarının Filistin topraklarında kalmamasını şart koşmuştu. Biz de bazı ülkelerle beraber onları almıştık." şeklinde konuştu. Bakan Fidan, diğer bölge ülkelerinin ve bazı diğer ülkelerin de bu konuda rol almasının çok faydalı olacağını düşündüklerini belirterek, "Mısır bu konuda rol oynayacak, Katar oynayacak, Türkiye oynuyor. Şu anda bazı ülkeler de bunu gözden geçiriyorlar" dedi.

Almanya Başbakanı Scholz: Avrupa ve Almanya için çelik büyük önem taşıyor Almanya Başbakanı Scholz: Avrupa ve Almanya için çelik büyük önem taşıyor

Türkiye'nin Gazze'deki insanlık dramını sona erdirme amacıyla taşıdığı iyi niyetin "belirli çevrelerce Türkiye aleyhine propaganda materyaline dönmesini kabul etmediklerini" vurgulayan Fidan, bunu 2011'de Gilad Şalit olayında gördüklerini yineledi. Bakan Fidan, şunları kaydetti:

"Ateşkese destek vermek için hapisten salınan Hamas üyelerinin başka ülkelerle beraber Türkiye'ye gelmesinin, daha sonra Türkiye'nin aleyhine bir propaganda malzemesi olarak bazı Siyonist çevrelerce kullanılmasını kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz. Uluslararası bazı kamu aktörlerinin de bu propagandalara şimdiden kanmamasını istiyoruz."

Türkiye'nin iyi niyetine ve barışa desteğine dikkati çeken Fidan, "Bizim yaptığımız barışa hizmettir. Tarafların işini kolaylaştırmaktır ve insani bir destektir. Ne fazlası ne azı" ifadelerine yer verdi.

Trump'ın Filistinlileri Gazze'den tehcir teklifine "sonuna kadar karşıyız"

ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistinlileri yerinden etme projesini gündeme getirmesine ilişkin soruya yanıt veren Fidan, "Biz bu teklife sonuna kadar karşıyız. Zaten bütün Filistin sorunu, Filistinlilerin yerlerinden edilmesiyle beraber başlamıştı. Şimdi biz bu sorunu kalıcı olarak çözmek için Filistinlilere bulundukları topraklar üzerinde devlet hakkı tanınsın, iki devletli çözümle artık bu ihtilafa, bu çatışmaya bir son verilsin fikrini savunurken tam da bunun aksine başka bir teklifle gelmek aslında tarihi iyi okumamak demektir" diye konuştu. Fidan, tarihte bu yöntemin denendiğini ve 60-70 yıldır devam eden bir savaş olduğunu belirterek, "Bu yöntemi tekrar bastırırlarsa, ileri götürürlerse hem bölgesel barışı hem küresel barışı tehlikeye atacak bir durum ortaya çıkar" dedi.

Türkiye olarak bir tarafgirlik üzerinden değil, evrensel bir maslahat ve fayda üzerinden dünyaya mesaj verdiklerini kaydeden Fidan, şöyle devam etti:

"Diyoruz ki bu türden gelecek nesillere savaş bırakacak, intikam bırakacak, yıkım bırakacak projelerden vazgeçmek lazım. Konjonktürel olarak gücünüz olabilir, iyi ittifaklarınız olabilir, birtakım şeyleri yapmaya muktedir olabilirsiniz fakat biz uluslararası ilişkilerin hem bugününde hem geçmişinde şunu çok gördük. Bir meseleyi çözmek için attığınız adım başka bir meselede sizin inanılmaz derecede aleyhinize sonuç üretebiliyor."

Fidan, aynı sorunun tekrar yaşanmaması konusunda uyarıda bulunarak, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun zihnine bütün bir bölgeyi, bir Amerikan politikasını hapsedip oradan politika geliştirmek büyük bir yanlış" şeklinde konuştu.

"İyi niyetle iyi adımlar atarsanız iyilik sizi her yerde bulur"

Bu hatanın tekrar edilmemesinin "akıllı insan olmanın bir gereği" olduğunun altını çizen Fidan, "Ama aklı değil başka niyetleri esas alıp ortaya politika koyarsak, bunu hayata geçirirsek, tekrar ediyorum bunun sonu yine bitmeyen savaşlar ve dramlar olacak. Bu savaşlar kime ne zaman nerede sonuç üretecek, o da belli değil" değerlendirmesini yaptı. Fidan, "Bakın, dünyada bir noktada bir savaş çıkartıyorsunuz, bir eyleme giriyorsunuz ama beklemediğiniz başka bir yerde ağır bir darbe yiyorsunuz" dedi. Dünyadaki olayların belli bir öngörülemezlik düzleminde ilerlediğine dikkati çeken Fidan, "Emin olduğumuz tek şey şu, iyi niyetle iyi adımlar atarsanız iyilik sizi her yerde bulur. Kötü niyetle kötü adımlar atarsanız konjonktürel olarak zafer kazanıyor gözükseniz de zarar gelir sizi bulur. Onun için yol yakınken bu fikirlerden vazgeçelim" ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA