Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ile Arap İsyanları döneminde kopardığı ilişkileri onaran, nisanda 12 yıl aradan sonra Irak'ı ziyaret eden, Suriye ile normalleşme çağrıları yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta Ankara'da Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'yi ağırlamıştı. Bu görüşmenin ardından, Ankara'nın Arap devletlerinin içişlerine müdahalesini kınayan ve buna karşı komite kuran Arap Birliği, 2011'den sonra ilk kez Türkiye'yi toplantıya çağırdı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Mısır’ın ev sahipliğinde 13 yıl aradan sonra Kahire’de Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi'ne katıldı.
Suriye, Irak ve Libya’dan çekilmesi talebi
Eylül 2020'de Ankara'nın Arap ülkelerine yönelik politikalarını kınayıp içişlerine karışmaktan derhal vazgeçmesi, askerlerini koşulsuz şekilde Suriye, Irak ve Libya'dan çekmesini talep eden açıklama yayımlayan Arap Birliği Dışişleri Bakanları, Eylül 2021'de "Türkiye'nin Ortadoğu'da provokasyonları durdurmasına" yönelik kararlar almıştı.
Türkiye, Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katılarak 2020’de yayımlanan Suriye, Irak ve Libya’dan çekilme maddesini kabul etmiş oluyor mu? Konuya ilişkin Saadet Partisi Dış ilişkiler Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.
Saadet Partisi Dış ilişkiler Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya
“Arap coğrafyası bizim için önemlidir”
Türkiye'nin Arap Birliği Dışişleri Bakanları zirvesine davet edilmesi ve Türkiye’nin de bu daveti kabul etmesinin olumlu bir gelişme olduğunu söyleyen Kaya, “Arap coğrafyası bizim için önemlidir. Bugün dünyada küresel güçlerin bile bu coğrafya üzerine özel politikalar ürettiğini, stratejiler geliştirdiğini göz önünde bulundurursak bizim de tarihi, kültürel, sosyal ve ekonomik açılardan olduğu gibi birçok alanda yakınlığımız olan bu ülkelerle ilişkilerimizi sağlıklı zeminde yürütmemiz doğru olan yaklaşımdır” dedi.
“Bildirideki ifadeler tamamen siyasi mesaj”
Arap Birliği’nin 2020’de Türkiye’ye karşı yayımladığı bildirideki ifadelerin tamamen siyasi mesaj olduğuna dikkat çeken Kaya, “Bilindiği gibi Türkiye Libya'da meşru hükümetle beraber hareket ediyor. Dolayısı ile Türkiye ve Libya arasındaki ilişkiler uluslararası hukuka göre şekilleniyor. Diğer taraftan son yapılan anlaşmalar da bir kere daha teyit etti ki, Türkiye ve Irak bölgemizi tehdit eden terör unsurlarına karşı birlikte mücadele veriyor” diye konuştu.
“Türkiye’nin Suriye politikası yanlıştı”
Suriye’deki durumun daha farklı özellikler arz ettiğini söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Türkiye’nin Suriye politikası yanlıştı. Biz bunu birçok vesileyle gerekçeleriyle birlikte ortaya koyduk. Ancak iç savaş başladıktan sonra Suriye’ye başta ABD ve Rusya olmak üzere birçok ülkenin girmesi, terör örgütlerinin faaliyetlerini buralara kaydırması ve en uzun kara sınırı olan Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit eder noktaya gelmesi bazı harekatlarla sınır güvenliğinin sağlanması yönünde adımlar atılmasına sebep oldu. Asıl olan Suriye’nin toprak bütünlüğüdür. Ancak Türkiye yarın oralardan çekilse o bölgelerin kimler tarafından doldurulacağı meçhuldür”
“Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’nin etkisiyle Arap Birliği böyle bir bildiri yayımlamıştı”
Tüm dengeleri Arap Birliği üyelerinin de bildiğini savunan Kaya, “Sadece 4 yıl önce Arap Birliği içerisinde ağırlığı olan ülkelerin yani o dönemde gergin ilişkiler içinde olduğumuz Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’nin etkisiyle Arap Birliği böyle bir bildiri yayımlamıştı. Şimdi ülkelerle olan ilişkilerimizi normalleşme sürecine girdiği için son toplantıya davet edilmiş olduk. 4 yıl öncesine göre Suriye ve Libya’da Türkiye’nin pozisyonu değişmedi. Ayrıca Irak ile olan ilişkilerde daha da olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Dolayısıyla Türkiye’nin toplantıya katılımı çekilme maddesinin kabulü anlamını taşımaz” değerlendirmesinde bulundu.