Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücret görüşmelerine dair düşüncelerini ve yaptıkları mitingler, oturma eylemleri, bölge toplantılarından bir sonuç alıp almadıklarını Sözcü'den Saygı Öztürk'e anlattı. Atalay’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Sendika genel başkanları olarak bir araya gelip konuşuyoruz. Bizim dediğimiz, 'insanca yaşayabilmek için bir rakam' olacak. Şimdi herkes kafasına göre bir rakam söylüyor. Siyasiler, patronlar konuşuyor. Biri 20, başka biri 30, başkası 40- 50 bin diyor. Türk-İş de asgari ücretle çalışan kardeşlerimizin talebi diye '40 bin lira' derse, 'Helal olsun Türk-İş Genel Başkanı 40 bin lira istedi' denilir. Peki, olur mu? Yok. Pazarlık imkanı olur mu? Yok. O zaman hükümetle patronlar otururlar. Bu durum, patronların elini güçlendirir. Türk-İş'in başta bir rakam vermesi durumunda, işveren sendikaları hemen tavır alıyor, 'Nasıl olsa Türk-İş bunun altına inmez'. O zaman hükümetle işveren sendikası istedikleri gibi hareket ediyorlar. Biz bu durumu dikkate alıyoruz. O yüzden rakam belirtmek yerine 'İnsanların, insanca yaşayacağı ücret' diyeceğiz. Onun ne olduğu da ortada."
"Yaptığımız eylemlere rağmen hükümetten elle tutulur olumlu bir cevap almadık"
"Ankara'da mitingimizde 150 bin kişiyi topladık. Bunu AKP de, CHP de toplayamaz. Yaptığımız eylemlere rağmen bugüne kadar hükümetten elle tutulur olumlu bir cevap almadık. Üç konfederasyon olarak kendimize yakışanı yaptık, sonuç alana kadar yapmaya devam edeceğiz.
Ocak ayında kamu kesimi sözleşmeleri başlıyor. Sözleşme görüşmelerinde kanun çerçevesinde ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız. Toplumun memnun olmadığı toplantıya ne otururuz, ne konuşuruz, ne de imza atarız. Dün de öyle yaptım, ondan evvel de yaptım, yine aynısını yaparım.
"Mücadeleden nokta kadar geri adım atmam"
Hükümet mutlaka sesimizi duyuyordur. Ama ülkemizin devlet televizyonu haberlerimizi vermiyor ancak mitingimize katılan 150 bin kişi iline, ilçesine, köyüne gidiyor. Onların da annesi, babası, kardeşleri, çocukları var. Türkiye'nin her noktasında herkes her şeyi biliyor. Mücadeleden nokta kadar geri adım atmam. Ben, bakan, iş adamı, zengin olmayacağım. Gerekeni yaparım."