Haber: Selim Ercan

Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla ‘tokatçı’ ve ‘fırsatçı’ olarak tanımlanan dolandırıcılara dikkat çekti. Nihat Çelik, Türkiye Diyanet Vakfı’nın vekâlet yolu ile kurban bağış miktarını belirlediğine vurgu yaptı. Bazı dernek ve vakıfların vekâlet yolu ile cüzi miktarda kurbanlık bağış bedeli topladığına değinen Çelik, “Bir tane dernek 2-3 bin arasında Kurbanlık bağış bedelini belirlemiş. Bu nasıl oluyor? Bunların da tokatçı olduğunu birçok insanımız biliyor. 3 bin 4 bin liraya hayvan da yok et de yok. Bu tür derneklere cezai işlem uygulanmalı” açıklamasında bulundu.

Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, bir grup gazeteci ile bir araya geldi. Yaklaşan Kurban Bayramı ve sektörün sorunları hakkında açıklamalarda bulunan Çelik, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

“7 bin 200 günden emekli olalım istiyoruz”

Çiftçinin EYT kapsamına alınmasına ilişkin konuşan Çelik, “5510 sayılı sigortalar kapsamında EYT kapsamına alınan 4A bendindeki vatandaşımız, işçimiz, esnafımız 7 bin 200 gün ile emeklilik kazandı. Aynı yasa ile ilgili SGK primlerini Bağ-Kur adı altında yatıran çiftçilerimiz halen bu yasadan faydalanamadı” dedi.

Çiftçilerin yetiştiricilerin ve üreticilerin terk dökerek; gece gündüz demeden 85 milyon insanın gıda güvencesini sağlamakla meşgul olduğuna vurgu yapan Çelik,

“İlgili yerlere konuyu ilettik, bize olumlu mesajlar verdiler. Erken emeklilik şartları oluşturulurken çiftçi temsilcileri yeteri kadar derdini anlatamadı ya da devlet büyüklerimizin gözünden kaçtı. Çiftçilerimiz dört gözle bekliyor bu EYT konusunu. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyon çiftçi olabilir. Çiftçilerimiz 7 bin 200 gün değil de neden 9 bin günden emekli oluyor. Herkes ile aynı statüde olamıyor. Çiftçi ve hayvancı can ile uğraştığı için 1 gün bile tatil yapamıyor bize de bu konuda bir tolerans sağlanması gerekiyor. Esnaflar da bizimle aynı durumda ancak biz birlikte hareket etmiyoruz. Biz 85 milyon insanın sofrasındaki tuzuz herkesin masasında bulunuyoruz. Bu eksiğin süratle giderilmesi için çabalamamız gerekiyor ve gerekli mercilerden geri dönüşler almayı istiyoruz. Çiftçinin çalışma şartları daha ağır olmasına rağmen 6 bin 200 günde emekli olması gerekirken 9 bin günde emekli oluyor biz en azından 7 bin 200 günden emekli olalım istiyoruz” dedi.

“Çobana çok fazla ihtiyacımız var”

Türkiye’nin bir sorununun da çoban sorunu olduğunu kaydeden Çelik, çoban sorunu noktasında mültecilerle işi yürütemediklerini söyledi. “Devlet bizim çobanlarımızın SGK primlerini yatırsın ve onlara bir destek olsun” ifadesini kullanan Çelik, şöyle devam etti:

“Türkiye’de her sene İŞKUR tarafınca işçi alımları yapılıyor. Sosyal devlet anlayışıyla bu sorunu İŞKUR aracılığıyla çoban sorunu çözülmek zorunda. Yapılan işçi alımlarında kontenjanın yüzde 25’ini çobanlara ayırmasını istiyoruz. Bu kardeşlerimize daha fazla destek olacağız ve daha fazla verim alacağız ve yabancı çobanlara ihtiyaç kalmaz böylece. Çobana çok fazla ihtiyacımız var.

“İŞKUR üzerinden yerleştirme yapılmalı”

Sürekli bakıma beslemeye ihtiyaç var bu hayvancılık işi her gün bakım ve sürü yöneticisinin başında olması gerekiyor. İşletme büyüklüğü 200’ün üzerinde olan yerlere İŞKUR üzerinden yerleştirme yapılmalı ve 50 hayvanı olan bu işi hobi olarak yapan kişilere fırsat verilmemeli. Bizim gençlere bu mesleğin önemini anlatmamız gerek ve sevdirmemiz gerek. Meslek edinme yeterlilik kurumundan eğitim alarak bu işin sertifikasını aldıktan sonra bu işe başlayabilir.

“Çobanların yüzde 25 yabancı”

Türkiye’de şu an yaklaşık 300 bin işletmemiz var kimi kendi bakıyor kimi iki üç çoban tutuyor toplamda işletme başına bir çoban düşüyor ve yaklaşık 300 bin çoban bulunuyor ve çobanların yüzde 25 yabancı/Afgan çobanlardan oluşuyor. Yerli çobanlarımızın tamamı sigortalı durumda yabancıların tamamı vatandaşlık almadığı için sigortalı değil. Türk çalıştırdığınızda yıllık zaten 12 bin lira destek veriyor. Biz 24 bin istiyorduk geçen yıl 12 bin oldu bu rakamda bu yıl en az 30 bin destek talep ediyoruz. İŞKUR toplum yararına program kapsamına çiftçileri de alıp üretimi artırmak için çalışması gerekiyor. Çoban maaşları asgari ücretin altında değil anlaşmasına tecrübesine göre değişiyor.”

“Kimse sahaya inmeden çiftçinin neye ihtiyacı olduğunu bilemez”

Çiftçilere verilen desteklere de değinen Çelik, “Çiftçiye ve hayvancıya verilecek destek şubat ve Mart aylarında verilmelidir çünkü tornadan çıkan bir malzeme değil bu yetiştirme için ihtiyaçlar doğuyor. Tarlada millet ne istiyor ona bakılması gerekiyor. Destekleri belirleyenler veya ihtiyaçlar sahaya inilmeden belli olmaz. Doktora yapmıştır inanılmaz üniversitelerde okumuştur ama kimse sahaya inmeden çiftçinin ne isteği ne ihtiyacı olduğunu bilemez. Burada Tarım ve Orman Bakanlığımıza büyük bir görev düşüyor. Bizler onların sorduğu her konuda çiftçi ile bağlantı kurmaya hazırız her zaman bizi arayıp bizden yetiştiricilerimizden görüş alabilirler ve gerekli ihtiyaçları belirleyebilirler. Hastayı güzel dinlemek lazım doktora gittiğinizde sizi muayene etmeden ilaç yazıp gönderirse sorun çözülemez. Biz kendi menfaatimiz değil ülke menfaati için çalışan insanlarız” ifadelerini kullandı.

“Ağırlaşsın diye su enjekte ediliyor”

Fırsatçılara dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Çelik, “Bir koyun üreticiden tane hesabı ile alınır genelde. 100 kilo koyundan genelde 45 kilo karkas et alınır 100 kilo koyun genelde 45 kilo karkas et verir. Bu adam bu koyunu buraya getiriyor 300 liradan 500 liraya kadar fiyatlarla satıyor bir de içerisine su enjekte ediyor et ağırlaşsın diye. Çözümler tarladadır ağıldadır ahırdadır oralara ulaşmak gerekiyor. deprem zamanı bile fırsatçılar ortaya çıktı. Kedinin avını beklediği gibi bekliyor bu fırsatçılar devlet olayı anladı önüne geçti ancak hayvanların yarısı gitmişti fırsatçılar bu hayvanları ucuz fiyatlardan aldı” dedi.

“3,5 milyon küçükbaş hayvan kurban edilecek”

Yaklaşan Kurban Bayramına ilişkin bilgi veren Çelik, ‘tokatçı’lara karşı vatandaşları uyararak şu bilgileri verdi:

“2,5 milyon küçükbaş hayvanın kurban edileceğini söylemiştik ama yanılmışım. Millet artık küçükbaş hayvana döndü. Hz İbrahim’in kurbanı koçtur bu da etkiledi yıllardır. Küçükbaşa tarihte görülmemiş bir ilgi ve alaka var. Küçükbaş hayvancılık ile uğraşanlar altın bileziğinin kıymetini bir kez daha anlamış oldu. 3,5 milyon gibi bir küçükbaş hayvan kurban edilecek. Küçükbaş hayvancılıkta kesinlikle stok sorunu yoktur. Şu anda Türkiye’de yaklaşık 56,5 milyon küçükbaş hayvan stoku bulunuyor. Yaklaşık yüzde 50 küçükbaş kesiminde artış olacak. Hayvanlar satış noktalarına giderken hayvanların sağlık kontrolü yapılıyor. Belediyelerin mezbahalarında yapılan ücretlerin aşağı çekilmesini istiyoruz. Bunlar maliyetleri artıran şeylerdir.

“Kurbanlık bağış bedelini için taban fiyat belirlemeli”

Büyükbaşın fiyatları yüksek küçükbaş fiyatları nazaran uygun kalıyor. Bizde sık sık vatandaşlarımızı uyardık bu konuda. Kurban birilerine para göndermek değildir. Kurban ederken kurbanlığını kendin görerek dokunarak, cüssesinden sağlığından sorumlu olmak kaydıyla keseceksin ya da kestireceksin ve gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştıracaksın. Asıl Kurbanın maneviyatı budur.

Sadece bu kurban için değil aynı malı 15 kişiye satan oluyor istismar edilebilecek bir durum bu. Bursa başkanımız bana bir mesaj attı. Bir tane dernek 2-3 bin arasında Kurbanlık bağış bedelini belirlemiş ve derneğe para topluyor. Bu nasıl oluyor? Bu işin birinci sorumlusu Türkiye Diyanet İşleri Vakfıdır. Bu işleri Diyanet belirlerken taban bir fiyat belirlemeli.

“Dernek, vakıf bu konuda suç işlemektedir”

Türkiye Diyanet Vakfının kurbanlık fiyatı belirlerken buna açıklık getirmesi lazım. ‘Biz dar gelirli vatandaşımızı düşünerek taban fiyat belirliyoruz.  Taban fiyat cüssesi zayıf, kilosu düşük ama kurban şartlarına haizse bu bizim için uygundur ve bu hayvanın fiyatı ortalama 6 bin liradır. Ancak netice itibari ile 100 kiloluk hayvanda alınabilir ve bu fiyat yükselebilir. Bunun altında herhangi bir fiyat belirleyen dernek, vakıf bu konuda suç işlemektedir. Bunun dini vacibimizle ilgisi yoktur’ diyecek.

“Cezai işlemler uygulanmalı”

Bu kararı alırken de bir paydaş Tarım Bakanlığıdır, bir paydaş Türkiye Koyun Keçi Merkez Birliğidir, bir paydaş Türkiye Damızlık Sığır Birliğidir. Bunları çağıracak ve bunları imza altına alacak. Bunun dışında uygulama yapanlar hakkında da cezai işlemler uygulanmalıdır.

Biri çıkıp diyor ki bu kurbanlık 6 bin liradır. Dernek olarak belir diyor ki ben 3 bin lira olarak belirledim. Neye göre, kime göre bu parayı belirliyorsunuz? Nerde, ne zaman ve nasıl keseceksin? Hiçbir şey yok. Hesap numarası ve telefon numarası var sadece.

“Bunların da tokatçı olduğunu birçok insanımız biliyor”

Dolaysıyla bunların önüne geçmemiz lazım. Bu nedenle vatandaşı sürekli uyarıyoruz. Vatandaşlarıma teşekkür ediyorum artık bu derneklere çok itibar etmiyorlar. Bunların da tokatçı olduğunu birçok insanımız biliyor. Parasını suya atsın bu tür derneklere vermesin. 3-4 bin lira fiyata bir hayvan yok.

“3 bin 4 bin liraya hayvan da yok et de yok”

Cüssesi zayıf, yaşı küçük, hasta ise kesilemez. Bunun altında belirlenen fiyatlar doğru olamaz ve doğru kesim yapan yerlere yönlendirme yapmalıdır. Bunun dışında uygulama yapanlara derhal müdahale edilmelidir. 3 bin 4 bin liraya hayvan da yok et de yok bunların belirlediği fiyatlar inandırıcı değildir. Fiyatlar aynı oranda olursa para diyanete yatar ve bu fırsatçılara fırsat doğmamış olur. Millet artık bu fırsatçılara inanmıyor.  Millet artık bu tokatçıları da gördüğü için küçükbaşa döndü.”  

Editör: Selim Ercan